Mustafa Denizli, Diyarbakırspor maçından sonra "Sezonu Beşiktaş''ın büyüklüğüne yakışır bir şekilde kapatmalıyız" dedi. Diyarbakırspor''un deneyimli oyuncusu Ümit Bozkurt da "Beşiktaş, şaibeye izin vermeden kendisine yakışır bir şekilde mücadele etti, galip geldi" yorumunda bulundu

Gördüğünüz gibi demeçler hep yakışmakla, şaibeyle ilgili. Ne acıdır ki bu durumdayız. Ne acıdır ki bizleri bu duruma getirdiler.

Yıllar önce Beşiktaş''ın düşme hattındaki iki takıma yenilmesi ve Bursaspor''un küme düşmesi bugün bile sıcaklığını koruyor. Düşmanlık bitmek bilmiyor. Bursa''nın, "Dipteki takımlara nasıl yenilir ve düşmemize neden olursun" haykırışı son bulmuyor. İçleri kötülükle dolu adamlar, öküz altında buzağı arıyorlar. Beşiktaş''ı yargılıyor ve suçluyorlar. Beşiktaş''ın tarihinde böyle pisliklere yer olmadığını bilmeden atıp tutuyorlar… Hiç utanmadan, hiç sıkılmadan.

Denizli''nin ve Bozkurt''un seslenişleri komplo teorisi uzmanlarına(!) duyulan öfkenin sonucu. Çünkü onlar, ters bir sonuçta lağım ağızların tekrar devreye gireceğini ve senaryo üstüne senaryo üreteceklerini çok iyi biliyorlar.

10 gün sonraki Bursaspor- Beşiktaş maçı son derece ilginç. Yaylım ateşi şimdiden başladı. Bir kesim diyor ki, Beşiktaş, Fenerbahçe''nin şampiyon olmasını istemez. O nedenle de maça asılmaz. Bir kesim de diyor ki Beşiktaş Bursaspor''a çok kızıyor, onun için maça var gücüyle asılır.

Akıl tutulması işte bu olsa gerek. Koskoca Beşiktaş her hangi bir takımı düşünerek oynayacak ve ona göre sahada mücadele edecek. Vay vay vay! Şu yakıştırmaya, şu çirkinliğe, şu terbiyesizliğe bir bakın hele. Son günlerdeki yazılarımda sıkça kullanmaya başladım. Ancak söyleyecek başka söz de bulamıyorum. Yuh, gerçekten yuh! Bin kere milyon kere yuh!

Fenerbahçe- Ankaragücü maçı haftanın güncel konusu. Ankaragücü, hakemlerle ilgili iddialar ortaya atıyor, Fenerbahçe''yi suçluyor. Fenerbahçe sert yanıtlar veriyor. Ankaragücü, "Bursaspor''un şampiyon olmasını istiyoruz. Kazanmak için tüm gücümüzle mücadele edeceğiz" diyor. Fenerbahçe cephesi buna da tepki gösteriyor. Karşılıklı demeçler gidip geliyor.

Bu sezonun hakem skandallarıyla geçtiğini hepimiz biliyoruz. Ankaragücü''nün bundan duyduğu kuşkuyu belirtmesi ve MHK''yı uyarması neden anormal bir gelişme olarak görülüyor? Bunu Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe, ortalığı bir birine katarak defalarca yapmadılar mı? Hatta işi daha ileriye götürüp, "Şu hakemi istemiyoruz" demediler mi?

"Kazanacağız, kazanmak için oynayacağız" diyene öfkelenmeyi biri bana açıklayabilir mi? Ne diyeceklerdi yani? Sahaya çıkan her takımın tek hedefi kazanmak değil mi? Efendim, Ankaragücü, Bursaspor''un şampiyon olmasını istiyormuş. Böyle saçmalık olur muymuş?

Neden olmasın? Her takımın kendisine yakın hissettiği kulüpler olamaz mı? Bu, son derece doğal değil mi? Ne yazık ki bu gerçeği onlara kabul ettiremezsiniz. Daha fazla ısrar ettiğinizde de şu soruyu kafanıza hemen vururlar: "Peki, böylesine kritik bir ortamda Ankaragücü, Fenerbahçe''yle değil de şampiyon olmasını istediği Bursaspor ile oynasaydı acaba maça tüm gücüyle asılır mıydı?"

Bunlar böyledir… Bunların beyinlerinin içinde parazitler cirit atar. Parazitler onları hep kötü düşünmeye zorlar. Bunlar sabit fikirlidirler ve kolay kolay iflah olmazlar. Ne yazık ki bu parazit kafalarla birlikte yaşamayı öğrenmekten başka yapacağımız hiç bir şey yok.

İyi ki Ankaragücü-Bursaspor maçı çok önceden oynandı. Yoksa bunlar, ortalığı iyice toz duman ederlerdi.

Fenerbahçe, Bursaspor arasındaki laf düellosu bitmek bilmiyor. Savaş, saha dışında da sürüyor. Psikolojik etkilemeyi her iki taraf da kullanıyor. Kullanmaları da gayet doğal. Beni şaşırtan, bunun yanı sıra da mutlu eden, bu tür bir yarışın içinde şimdiye kadar hiç olmayan Bursaspor''un baskıdan fazla etkilenmemesi.

Maçlarını dikkatle izliyorum. Panik içinde değiller. Oyun disiplininden uzaklaşmıyorlar. Savunma güvenliğinden hiçbir şekilde vazgeçmiyorlar. Risk almaktan çekinmiyorlar. Özgüvenleri üst düzeyde. Bütün bunları gerçekleştiren, kuşkusuz Ertuğrul Sağlam… Komutan işini biliyor, dümeni sağlam tutuyor.

Hakan Arıkan''ın mukavelesi sezon sonunda bitiyor. Fırsat bu fırsat, Galatasaray hemen saldırıya geçiyor. Bonservis parası vermeden bitirecek Hakan''ın işini. Kelepir mala can kurban!

Galatasaray işin içine girince, Beşiktaş hemen ayağa kalkıyor. Hakan''a "Dur bakalım" diyor. Hakan''ın menajerinin eli güçleniyor. Fiyat bir anda yükseliyor. Galatasaray, Hakan''a el atınca Beşiktaş da Aykut''a teklif götürüyor. Hakan ile ortaya çıkan durum Aykut''ta da aynen gerçekleşiyor. Galatasaray, mukavelesi sona eren Serdar Özkan ile de kapı aralığında anlaşıyor. Tıpkı Gökhan Zan''da olduğu gibi.. Aferin Cimbom''a! Devam, aynen devam! Piyasayı ne de güzel yükseltiyorsunuz! Aman canım ne fark eder, nasıl olsa sizde para çuvalla!

Rijkaard ne dedi; "Geçen sezon Galatasaray beşinci olmuştu. Bu sezon üçüncüyüz". Oh ne güzel, bravo! Haydi hep beraber şak şak! Duyduk, duymadık demeyin, Galatasaray bu sezonu 3. olarak bitirdi, bitirecek! Aferin sana Rijkaard!

Vay nankörler vay. Cimbom bir önceki sezonun 2 basamak üstünde bir de Rijkaard''a laf ediyorsunuz! Daha ne istiyorsunuz! Sizde hiç mi utanma, sıkılma yok! Hiç mi yüzünüz kızarmaz! Ayrıca Rijkaard, üçüncülüğün ne zor şartlar altında elde edildiğini de açıklamış. Sezonu erken açmalarından, çok maç oynamalarından, peş peşe gelen sakatlıklardan yakınmış. Kadronun yetersizliğini ve mental yorgunluğu da dile getirmiş.

Haydi bakalım gelin de acımayın bu Rijkaard''a! Adamcağız ne koşullarda çalışmış, ne imkansızlıklarla boğuşmuş! Sen Galatasaray olarak Rijkaard''ı al getir buraya ve problemlerle baş başa bırak! Ah Galatasaray yönetimi ah! Kolay mı bunların altından kalkmak! Rijkaard, her türlü zorluğa karşın Galatasaray''ı 3. yapıyor ve çatlak sesler bir türlü kesilmiyor!

Rijkaard şimdi, "Bu takımda iş yok, transfer de transfer" diye tutturuyor. Polat ve kurmayları, haydi bakalım emir büyük yerden, hemen sıvayın kolları. 100 milyon eurocuk(!) bir parayla bu işi halledersiniz. Ne yani yok mu o kadar paranız! Eyvah o zaman bu Rijkaard''ı tutamazsınız!