|
Demirören temeli attı

Beşiktaş'ın şu anda geldiği nokta puan olarak çok çok iyi. Futbolculardaki özgüven ve uyum her geçen gün artıyor. Taraftar takımının peşinde. En büyük tehlike olarak görülen zaman, yavaş yavaş zaman aşımına uğramaya başladı. Yıldızların sahne aldığını görüyoruz. Takım olma yönünde önemli adımlar atılıyor.

Ricardinho, Delgado, Nobre ve Burak çok ama çok isabetli 4 transfer. Yönetimi kutluyorum. Bunların her biri tek başına tabelayı değiştirebilecek çapta oyuncular. Bir de aynı havayı tuttururlarsa, seyreyleyin, siz cümbüşü. Beşiktaş'ın bu sezon iş yapacağını ciddi ciddi düşünüyorum.

Şimdi bana diyebilirsiniz ki, "Ricardinho, Delgada, Nobre ve Burak'ı yere göğe sığdıramıyorsun. Peki, sadece 4 kaliteli oyuncuyla yüzler güler mi?" Hemen yanıtlayayım; Gökhan Zan ve Koray'da iyi futbolcular ve iyi oynuyorlar. İbrahim Toraman iyi oyuncu ama yerinde oynamadığı için verimi tam değil. Kleberson'da iyi oyuncu ama kötü oynuyor. Toraman yerine alışabilir, Kleberson bir zamanlar Brezilya Milli Takımı'nda oynadığını hatırlayabilir.

Başta belirttiğim 4 oyuncuya, Gökhan Zan, Koray, Toraman ve Kleberson'u da ekleyin, ettimi size 8. Geride alan diğer üç mü! İşte orada benim de tereddütlerim var. Yardımcı santraforlardan Bobo da dökülüyor, Gökhan Güleç de, İbrahim Akın da. Herşeye karşın bu üçlüden bana göre en iyisi Güleç. Runje, bir bakıyorsunuz çok dikkatli ve hep oyunun içinde, bir bakıyorsunuz uçmuş gitmiş. Durun bakalım biraz daha bekleyelim. Sol bek için, "Baki mi, yoksa Üzülmez mi?" derseniz, ben ikisi de değil derim.

Durumu şöyle özetleyebilirim; 8 iyi, 2 şüpheli (Kaleci+yardımcı santrafor) ve bir umutsuz (Sol Bek), vaka ile karşı karşıyayız. Genel görüntü fena değil. Asıl sevindirici olan da, Demirören ve ekibinin bu sezon kuvvetli bir temel atmış olmaları. Bundan sonraki yıllarda artık birer, ikişer takviye ile bu kervan yoluna devam eder.

Burak'a yargısız infaz!

Haftanın konusu Burak'ın eli. Neymiş, Burak hakeme gidip, "Özür dilerim, topu elimle aldım, golü iptal edin." demeliymiş. Tamam, emriniz olur. Ne de kolay ve basit değil mi! Bakın beyler, futbol komplike bir oyundur. Saliseler içerisinde karar verilir. Ve de futbolcu, saliselerle değişen pozisyonlardan en egemen olanına odaklanır. Yani Burak, "Acaba top mu elime çarptı yoksa, ben mi topa elimle yön verdim?" yargılamasını o anda yapamaz. Çünkü kafasındaki baskın düşünce sadece ve sadece karşı kale ve goldür. Bunun dışında diğer herşey Burak için detaydır.

Dışarıdan gazel okumak ne de güzel. Burak ayıp etmiş, yakışmamış, falan filan. Hadi canım sen de. Futbolun ruhunu bilmeden gencecik çocuğa lütfen yargısız infaz yapmayalım.

Çıldırtan alkışlar

İnönü doldu, taştı. Taraftar patlaması yaşandı. İki maç üst üste galibiyet ve Ricardinho transferi Beşiktaşlının umut kapılarını ardına kadar açtı. Coşku en üst düzeydeydi. İyi güzel de bir bölüm taraftar yine sınıfta kaldı. Nedir o küfürler, nedir o sahaya atılan yabancı maddeler! 85 bin YTL ceza daha yeni ödendi. Şimdi hadi yine ceza. Kulübünüze zarar verdiğinizin farkında değil misiniz? Aklı başındaki büyük çoğunluk neden bunlara engel olmaz, olamaz! Yarın, öbür gün bir de puanlar silinirse, bunun faturasını kim, nasıl öder! Bu yapılana resmen, "İhanet" denir. Böyle bir damgayı yemek ister misiniz? Şu kırmızıya alkış yok mu, beni çıldırtıyor. İki hafta önce Nobre'ye, bu kez de Toraman'a, kırmızıdan sonra alkışlar yağdı. Hataya prim verilir mi! Bu şekilde kırmızıların önüne geçilebilir mi! Ben asıl Tigana'yı suçluyorum. Hocam futbolcularına sözünü geçir, yoksa takımın baş aşağı gider.


Ali Sami Yen'de çukurlar

Gerets haklı olarak dertli mi, dertli. Parasal sorunlarla boğuşuyor. İstediği transferler bir türlü yapılamıyor ve şimdi de Ali Sami Yen'in çimi. Zemin, köstebek yuvası gibi. Çimler öbek öbek kalkıyor. Top yere çarptı mı, nereye gideceği belli değil. Ayak çukurda bir burkulsa yandı gülüm ketem helva. Galatasaray'ın kendi sahası bu... Ve kendi sahasında iyi futbol oynayarak, topu iyi kullanarak, galip gelmek istiyor. Peki böyle bir sahada futbolu nasıl güzelleştirecek ve nasıl 3 puanı alacak! "Rakip takım için de aynı koşullar geçerli" lafı geçersizdir. Kötü zemin, galibiyeti amaçlayan takımlar için daima dezavantajdır. Gerets ve Galatasaray, işte bunun sıkıntılarını yaşıyor. Futbolcu zeminden tedirgin olursa, gözü durmadan çimlerdeyse, düşündüğünü yapamaz. Hatta top kendisine gelsin istemez. Hayret, Cimbom boş aylarda neden yattı, uyudu?

Fenerbahçe treni kaçırdı (2)

3 Ağustos tarihindeki "F.Bahçe treni kaçırdı" başlıklı yazımda, sarı-lacivertli ekiple ilgili kuşkularımı dile getirmiş ve özetle şunları demiştim: "Luciano'yu gönderip daha iyi bir stoper almayı düşünmek, akıllıca bir iş. Gelgelelim meydanda kimse yok. Nobre gitti, onun da yerine kimse alınmadı. Ayrıca hani nerede sol kanadı ayağa kaldıracak süper solak. Çok geç kalındı, umarım tren kaçmaz".

Ne yazık ki, Şampiyonlar Ligi göz göre göre kaçtı. F.Bahçeliyi UEFA kesmez. Hele hele G.Saray Şampiyonlar Ligi'nde oynarken, hiç kesmez. Ayrıca da zannediliyor ki, UEFA'da yarı final, final çantada keklik. Takımlara şöyle bir göz atıp, öyle konuşalım. F.Bahçe son dakika transferlerini gerçekleştirmeseydi, UEFA'da da çok erken hüsrana uğrardı.


HAKEM KÖŞESİ

F.Bahçe doğrandı

Bu hafta dört büyüklerden Fenerbahçe, resmen katledildi. Nizami bir golü ofsayt gerekçesiyle iptal edildi. Yediği ilk gol ofsaytti. Ayrıca Tuncay'ın gole giderken, yaka paça aşağıya indirilişinde, Sakaryasporlu oyuncuya kırmızı yerine sarı kart gösterildi. Kısacası F.Bahçe, hakem tarafından ince kıyım doğrandı.

Trabzonspor ve Galatasaray maçlarında sonucu etkileyecek, hakem hataları yoktu. Beşiktaş-Konyaspor maçında ise hakem iki takıma da kıyak yaptı. Beşiktaş'ın ilk golünde el vardı. Yediği goldeki serbest atış ise, hakemin hayal ürünüydü. Zafer Önder İpek, iki takıma birer gol hediye etti.

18 yıl önce
Demirören temeli attı
Covid-19 ve İnsani Gelişme Endeksi
‘Balık ucuzdu da biz mi yemedik’
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı