Daha dün sezonun ilk yarısı sona erdi. Bu gün ikinci yarı başlıyor. Neymiş, "hızlandırılmış ligmiş!" Hıza bakın hıza! Çarpışan otomobiller gibi olduk. Takımlar birbirine girdi. Maç, maç, maç, her gün maç. Gözümüz aydın olsun maraton yeniden başlıyor! Helal olsun (!) bizleri iyice bıktırmak için her şeyi yapıyorlar.
Sezon başında play off''un başımıza böylesine bir bela açacağını, maç trafiğini kestiremediğim için düşünememiştim. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir maç yoğunluğu yok. Futbolcu, maçtaki uygulamaların denemelerini, antrenmanlarda doğru dürüst yapmadan, dayanıklılık olarak belirli yüklemeleri almadan sahada koşuşup duruyor. Bu ağır tempoda futbol kalitesinin yükseleceğini beklemek büyük saflık değil de nedir? Sakatlıkların tavan yapmasında da bu yoğunluk en büyük faktör. Adaleler artık isyan noktasında. Nasıl dayansınlar! Robot değil ki futbolcular. İster istemez pes ediyorlar.
YABANCILARIN İSTİLASI
Ara transferdeki genel sessizlik kimsenin garibine gitmesin. Futbolumuz yabancıların istilası altında. Bazı kulüplerimizde bu sayı 10-15 arasında. Oynatabileceğin ise sadece 6. Elindeki safralardan kurtulmak istiyorsun. Ancak adamın sözleşmesinde milyon eurolar cirit atıyor. Başka bir kulüp verebilir mi bu paraları? Beşiktaş Edu ve Holosko''yu iyi alıcı bulursa satacak. Bu oyuncular Beşiktaş''tan yıllık yaklaşık olarak 1.5 milyon euro alıyorlar. Bu parayı bu futbolculara başka hangi kulüp verir? Örnekleri istediğimiz kadar çoğaltabiliriz. Demek ki kulüplerimiz futbolcuyu alırken yanlış yapıyor, parayı sokağa döküyor.
Dış piyasadaki yüksek rakamlar haliyle iç piyasaya da yansıyor. Alper''in sadece bonservisi 5 milyon euro. Çocuk ve cin menajeri, yabancıların aldıklarına bakarak, onlara yakın bir ücret istiyor. Versen problem, vermesen problem. Futboldan anlamayan yönetici, kulübünü bataklığa sürüklüyor. Üstelik bir de bunlar, milli kahramanlar gibi televizyon ekranlarında durmadan boy gösteriyorlar. Yüzsüzlüğün bu kadarı olur.
10 TAKIM TATİLE!
Yorgunluk ile boğuşarak, şike ile yoğunlaşarak kör topal bulunduğumuz noktaya geldik. Şu andaki tablo bize Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş''ın ilk 4 içinde kalacağını gösteriyor. Bunun değişeceğini sanmıyorum. Dördüncü takım için en büyük adayın 6 puan farka karşın yine de Trabzonspor olduğunu düşünüyorum. Ancak Eskişehirspor, Gençlerbirliği ve Kayserispor''un çıkışları hiç de göz ardı edilecek gibi değil. Bu 3 takımdan biri ilk dördün içine sızabilir.
Sonraki 4 için tahminim şöyle; Trabzonspor, Eskişehirspor, Gençlerbirliği''nden ikisi ve Kayserispor ile Mersinspor.
Şimdi gelelim diğer 10 kulübe... Nisan ayında hepsi tatile çıkacak...Bu takımların teknik heyetleri, futbolcuları, sağlık ekipleri uzunca süre yan gelip yatacak. Taraftar da bu süre içerisinde takımını izlemekten mahrum kalacak. Buyurun buradan yakın. Futbol atmosferinden aylarca kopardığın futbolcuyu, antrenörü, taraftarı tekrar futbolla özleştirmek öyle kolay iş mi? Onlara yapılan uygulama haksızlığın en büyüğü değil mi? Gerçekten görülmemiş bir saçmalık. Nisan''da 10 takım katliama uğramış olacak. Skandalın da ötesi.
Yarı sezonu arkamızda bıraktık. Ne yazık ki iz bırakanlar öyle çok fazla değil. Soruşturma barikatı ve maç üstüne maç futbolumuzu katletti. İkinci yarıdan da fazla ümitli değilim.
