|
Polat çizmeyi aştı...

Adnan Polat konuşmalarıyla bizleri şaşırtmaya devam ediyor. Atletico Madrid''i UEFA''ya şikayet etmesi gerekirmiş. Nedeni de, Atletico''nun Galatasaray''a haber vermeden Arda ile transferi için konuşmasıymış.

Peki Sayın Başkan, aynı durum geçen sezonun ortasında Kayserispor ile sizin aranızda Ali Turan nedeniyle yaşanmadı mı? Siz yapınca son derece doğru, başkası yapınca çok ayıp. Hadi canım sen de!

Sayın Başkan, durup dururken “Şampiyonlukta tek rakibimiz Fenerbahçe''dir” dedi. Bunu söyleyen son iki sezonda 5. ve 3. olan Galatasaray''ın başkanı. Bayram değil, seyran değil, eniştem Fenerbahçe''yi niye öptü ve niye Beşiktaş''ı, Trabzon''u, Bursa''yı adam yerine koymadı? Bunun yanıtı yok. Aklına geldi konuştu. Herhalde ne söylese alkışlanacağını düşünüyor. Olur, olur peki!

Polat son dakika transferleri (Misimovic ve İnsua) için de, “Rijkaard artık şikayet edemez” açıklamasını yaptı. Mehmet Topal ve Keita''nın satışını Rijkaard mı istedi? Misimovic ve İnsua''nın bu kadar geç transfer edilmesinde Rijkaard mı suçlu? Misimovic''in dışındaki transferleri (Pino, Cana, İnsua) Rijkaard mı önerdi?

Lorik Cana''yı, Gerets''in önerdiğini Sayın Başkan kendi ağzından açıkladı. Takımın teknik direktörü varken gidip bir başka takımın teknik direktörünün direktifiyle oyuncu transfer edilir mi? Rijkaard yarın “Cana''yı istemiyorum” derse bundan dolayı kendisine herhangi bir şey söylenebilir mi?

Ligde 3 maçta 6 puan gitti, Avrupa sayfası tamamen kapandı. Suçlu aranıyorsa Polat aynanın karşısına geçecek, kendisine bakacak. Yanlış işler yaptılar. Daha sezon başında ağır fatura ödediler. Para kaybettiler, itibar kaybettiler. Başkan konuşmalarıyla çizmeyi aştı. Bizde başkanlar, yöneticiler neden hep vitrindedirler? Konuştukça battıklarını neden fark etmezler? Ses kirliliği yaratıyorsunuz, biraz susun lütfen!

Umurumda mı dünya!

Güiza kaldı mı elde… Haydi bakalım ayıkla pirincin taşını. Adamın sadece bonservisine 14 milyon euro verilmişti. Bir de kendisinin aldığı para… Zarara bak zarara. Niang geldi, Semih, Gökhan Ünal var… Bir de Güiza. Sağına bak santrfor, soluna bak santrfor. Güiza turşu olarak kavanozda. Ocakta yeniden müşteri aranacak.

Peki oynatmazsan hangi takım Güiza''ya ''gel'' der. Oynatmaya kalksan Niang''ı mı keseceksin? Elbette olmaz. Niang iyi topçu, iyi golcü. Peki çift santrfor olarak Niang''ın yanında oynatılabilir mi? Bu durumda Güiza''nın, Alex''i, Semih''i, Gökhan Ünal''ı kesmesi gerekiyor. Bu da çok zor.

Zaten beyimiz fazla duygusal. Hep asık, hep ağlamaklı bir surat. Burnundan kıl aldırmıyor. İstenmediğini anladı hemen sakat ayaklarına yattı. Adam gidici gidici de alıcısı nerede? Aslında dünya umurunda mı Güiza''nın. O ayrıcalıklı yabancılardan. Yılda 4 milyon euroyu atıyor cebine. Oh gel keyfim gel! Hem yatıyor hem de cebini dolduruyor! Bir eli yağda, bir eli balda! Elbette suçlu Fenerbahçe. Güiza''yı pazarlamasını beceremedi.

Al birini vur ötekine

Fenerbahçe''nin bir başka yanlışı da, Lugano-Bilica ikilisindeki ısrarı. Lugano''yu her yıl sözüm ona Roma, Juventus, Lazio istiyor. Pek çok kulüp Lugano''nun önüne halılar seriyor. Nerede talip olan? Lugano cin gibi, piyasasını yükseltmesini çok iyi biliyor. Tabii menajeriyle birlikte.

Neymiş, Lugano Uruguay Milli Takımı''nda oynuyormuş. Bana ne! Beş metreye top atamayanın ne işi var Fenerbahçe''de? Hele hele çukur kazıcı Bilica''ya deli oluyorum. Ne futboluyla, ne davranışlarıyla, ne de tipiyle yakışmıyor Fenerbahçe''ye. Al birini vur ötekine. O forma bu kadar ucuz mu? Şimdi Yobo kiralandı. İyi çıkması için dua ediyorum. Lugano-Bilica ikilisinden hangisini keserse bayram ederim. Ah keşke kadroda diğerini de kesecek biri olsa.

Top aşçıda…

İbrahim Üzülmez, Quaresma için, “O böyle oynasın, biz daha fazla koşar, onun yerine de defans yaparız” dedi. Takım içindeki dengelerden hep söz edilir. Bir futbolcu, arkadaşlarından fazla ücret alırsa huzursuzluk çıkarmış. Diğer futbolcular kazan kaldırır, “Biz de isteriz” derlermiş.

Ağzı olan konuşuyor. İşin özünü bilmeden atıp tutanlara çok kızıyorum. Her futbolcu aynı parayı alacak diye bir kural dünyanın hiçbir yerinde yok. Kaliteli futbolcu fazla alır ve bu para diğer oyuncular tarafından, “Vay olur mu!” şeklinde değerlendirilmez. Bilakis maç kazandıran oyuncuya arkadaşları dört elle sarılırlar. Çünkü galip geldikçe hem prim alırlar hem de değerleri artar.

İş bitiren oyuncular ayrıcalıklıdır. Beşiktaş''ın bu sezonki transfer politikası özellikle bunun üzerine kurulu. Üstün yetenekli ayrıca iş disiplini olan profesyoneller transfer edildi.

Quaresma, Guti, Tekke kurtarıcı oldukları gibi çok da iyi profesyoneller. Aurelio, Hilbert ve Ersan Adem kurtarıcı değiller ama görevlerine sonuna kadar bağlı disiplinli askerler. Aurelio''nun eski görüntüsünden öyle çok da uzakta olmadığını Kazakistan ile oynadığımız maçta gördük. Hilbert yeteneklerinin bilincinde. Sınırlarını aşmadan oynuyor. Adanalı Ersan şu anda iyi bir alternatif. Zamanla ne olduğunu anlayacağız.

Benim en çok merak ettiğim Fatih Tekke. "Kurtarıcı" dedim ama son durumu nedir, ne değildir pek çok kimse gibi ben de bilmiyorum. O tanıdığımız eski Tekke ile karşılaşırsak, Beşiktaş gücüne bir güç daha katmış olur. Kısa sürede bunu da anlayacağız.

Öyle veya böyle Beşiktaş yönetimi bu sezon akıllı işler yaptı. Şimdi top Schuster''de. Bakalım aşçı bu malzemeyle bizlere nasıl bir menü sunacak.

14 yıl önce
Polat çizmeyi aştı...
2019 yılında ekonomide neler oldu?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir