|
Quaresma mı yoksa Stoch mu?

Dedikoduyu öyle çok severiz ki, kulaktan kulağa yayılan son havadis şöyle. F.Bahçe yönetimi Quaresma''yı düşünmüş, girişimde de bulunmuş, istese hemen alıverirmiş. Ancak Aykut hoca veto etmiş. “Quaresma değil, Stoch” demiş.

Peki Stoch ve Quaresma, ikisi birlikte olamaz mıydı? Yok hayır, Quaresma Aykut hocanın kafasına uygun değilmiş. Söylentilerin doğru veya yanlış olduğunu bir kenara bırakıp, gelin “Stoch''mu yoksa Quaresma''mı?” sorusunu tartışalım.

Trilyonluk endüstri dediğimiz futbolda, Quaresma şu an için büyük bir marka. İşte gördük. Gelişi, karşılanışı, imza töreni, medya da aldığı yer ne kadar görkemliydi. Quaresma forma sattırdı, sattırmaya devam edecek. Tribüne on binleri çekti, çekmeye devam edecek. İşin şov yönünü de iyi beceriyor. Tekniği üst düzeyde. Son derece estetik. Top ile yumuşak. Çok kolay rakip eksiltiyor. Özel seyirci çekecek özel biri.

Stoch için bunların pek çoğunu söyleyemeyiz. Dikkatleri üzerinde toplayacak özel biri değil fakat rakibin göğsüne diklemesine gidip saplanacak etkili bir silah. Çabuk ve seri. Sürekli topu arıyor ve topla buluşmak istiyor. Diri, canlı. Gözü karşı kalede. Gol atmak ve attırmak asıl işi.

Quaresma ile Stoch''u karşılaştırmak hiç doğru değil. Herşeyden önce Quaresma üst kategoride. Beşiktaş''ta biraz hamle yaparsa hemen yine Dünya yıldızları arasına girer. Bonservisi de 20-25 milyon euro ya yükselir. Stoch''un böyle bir şansı yok. Stoch işini yapan yararlı biri olarak, bu çizgisinin üstüne çıkmadan futbolunu sonlandırır.

F.Bahçe, Quaresma''yı çok kolay alabilecek pozisyondayken elinin tersiyle itmişse büyük hataya düşmüş demektir. Quaresma nasıl istenmez.

FATURA ADNAN POLAT''A ÇIKAR

Haldun Üstünel geçen sezonun ortalarında eller üstündeydi. Herkes Üstünel''den söz ediyordu. Adı “Transfer sihirbazı” na çıkmıştı. Medyada baş köşedeydi. Taraftarın sevgilisiydi. Ne zaman ki yapılan transferlerden verim alınamadı, Üstünel bir anda şimşekleri üzerine çekti. Peşinden de istifa etmek zorunda kaldı.

Şimdi Adnan Sezgin transferde tek tabanca. Üstünel''de yanlış, Sezgin de. Herşeyden önce transfer profesyonel kadroların işi. Teknik direktör önerecek, yönetim mali portreyi ortaya koyacak, profesyonel kadrolar araştıracak ve transfer bu şekilde gerçekleşecek. Üstünel bir yöneticiydi. Ne işi var transferde. Sezgin''in de nerede altındaki profesyonel ekip. Ayrıca kendi kafasına göre mi oluyor bu transfer faaliyetleri, yoksa Rijkaard''ın, Polat''ın talimatlarıyla mı?

Mehmet Topal ve Keita''yı satmak hangi sivri aklın ürünüdür. G.Saray bu uygulamayla para kazandığını sanıyorsa çok aldanıyor. Bir kere bu iki oyuncunun yerinin şu ana kadar ki transferlerle dolmadığını görüyoruz. Gelenler gidenleri aratacağı için yine yeni oyuncu arayışları olacağından ekstra paraların harcanacağı da kesin. Yani kâr edeyim derken bir de bakacaklar kasadan çıkan para kasaya girenden fazla. Ve de randıman eskiye oranla daha düşük.

Uzun vadeli planlar, programlar, organizasyonlar, uzman ekipler olmadığı sürece bu tür yanlışlıklar yapmaya, paraları sokağa atmaya mahkumuz. G.Saray şu anda profesyonel transfer ekibinin olmamasından kaynaklanan gecikmenin ve bu nedenle yetersiz transferler yapmanın sıkıntısını yaşıyor.

Adnan Polat Belgrad rövanşı için, “Olmazsa olmaz bir maç” demiş. Tamam da sayın başkan, transferde neden profesyonelleşmiyorsunuz ve neden bu denli geç kaldınız? Bu sezonda da başarısızlık yaşanırsa fatura tamamen size ait olmayacak mı?

KOCAMAN''I GÖRÜRSÜN

Young Boys''un hocası Vladimir Petrovic, “F.Bahçe iyi bir takım ama aşçısı yetersiz. Rövanşta 52 bin taraftar bizi korkutmuyor. Geçen sezonki F.Bahçe ile oynamayacak olmamız büyük şans. Türkleri İstanbul''da yeneceğiz” demiş.

Hayal görmenin sınırı da yok zararı da. F.Bahçe en kötü oyununu sergileyerek uzun süre 10 kişi mücadele ederek ve yarım takım ile bu sonucu aldı. Petrovic efendi her şeyden önce küstah. Utanmadan meslektaşını aşağılıyor. Aykut Kocaman yetersizmiş. Vah canım benim! Tamam, anladım onun da gözü F.Bahçe''de. Duymuş yabancı teknik direktörlere verilen

3-4 milyon euroları “Ah bir kapağı atsam” diye çabalayıp duruyor. Kocaman''ın koltuğuna gözünü dikmiş, hayal üstüne hayal kuruyor.

Kadıköy''de bugün tokatı yiyince aklı başına gelir. F.Bahçe neymiş, Kocaman nasıl bir hocaymış görür.

SANTRFOR BUNALIMI...

Beşiktaş yabancı santrafor arıyor. F.Bahçe, G.Saray, Trabzonspor, Bursaspor''da aynı dertten muzdarip. Vah Hiddink''e vah. Milli Takımımız yurt dışından bir yabancı forvet transfer edecek değil ya. Şu yaşanan krize bir bakın hele. Beşiktaş''ta yabancıdan bozma tek yerli forvet Nobre. F.Bahçe''de Semih ve Gökhan Ünal, hep stepne olarak düşünülüyor. G.Saray''da Baros durmadan sakatlandığından, alternatifi aranıyor. Yeni transfer Mehmet Batdal''a bel bağlanmıyor. Bursaspor Sercan''ı gerçek golcü olarak görmedi, Turgay''ı da yeterli bulmadı ve Arjantinli bir golcü aldı. Trabzon tek Umut''la yola çıkmak istemiyor.

Hakan Şükür''e en ağır eleştirilerle yüklenenler, lütfen bir ikinci Şükür gösterebilir misiniz? İşte dolduramıyoruz yerini. Yaşanan bu kısırlıkta Beşiktaş Batuhan''ı Eskişehirspor''a verdi. Hem de tapusuyla. Evet Batuhan''ın yaramazlıkları var, ancak bu çocuk acaba kazanılamaz mıydı? Beşiktaş''ın başaramadığını umarım Rıza hoca başarır. Böylece Milli Takımımızda rahat bir nefes alır.

Beşiktaş''ta son günlerde John Carew''in adı dolaşıyor. Eski göz ağrısı faydalı olur mu yoksa olamaz mı, doğrusu kuşkuluyum. Son durumunu bilmiyorum. Schuster''in de, Beşiktaş''ta herhangi birinin de bildiğini sanmıyorum. Uzun boyuyla ve fuleleriyle acaba Beşiktaş''ta önemli bir açığı kapar mı?

Ah keşke Carew''in son yılını Beşiktaş yakından takip etmiş olsaydı. İşte onun için durmadan “Profesyonel izleme ekibi” diyorum. Böyle bir ekip Carew''in röntgenini çekmiş olsaydı, Beşiktaş şu anda çoktan “Evet veya hayır” kararını vermiş olurdu.

14 yıl önce
Quaresma mı yoksa Stoch mu?
Kara dinlilerle milletin savaşı
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü