|
Rijkaard mı Hiddink mi?

Rijkaard bu sezon Gökhan Zan''ı hemen hemen hiç oynatmadı. Servet''e özellikle son haftalarda görev vermedi. Hollandalı hoca, Emre Güngör''ü zaman zaman kullandı. Milli Takımımıza bakıyorum, bu isimler baş köşede.

Bu durum şu soruyu akla getirir mi? Rijkaard mı futboldan anlamıyor yoksa Hiddink mi? Hayır böyle bir soruyu da yorumu da akla getirmez. Koşullar ve tercihler zaman zaman teknik adamları böyle çelişkiliymiş gibi görünen uygulamalara zorlar.

Rijkaard, defansının göbeğinde topu iyi kullanan oyuncular istiyor. Bu nedenle de Neill''i banko oynatıyor. Yanına da önce Hakan Balta''yı daha sonra da Servet veya Güngör''den birini düşünüyor.

Hiddink''de Neill yok. Yerli malı kullanmak zorunda. Eldekiler de ortada. Galatasaray''daki stoperlerin arasına İbrahim Toraman''ı da dahil ederek maçına göre bu oyunculara görev veriyor. Ancak işin acı yanı, hangi oyuncuyu oynatırsa oynatsın, defansımızdan isabetli paslarla oyunu başlatamıyoruz. Kuşkusuz Hiddink de aynı sıkıntıyı yaşıyor ve buna bir formül arıyordur.

Ben derim ki, Mehmet Topal aynen Galatasaray''daki Neill gibi bu yerin adamı olarak düşünülemez mi? Topal zorunluluklarda bu bölgede oynadı. Oldukça da başarılıydı. Israr edilmesinde yarar var.

"Oyun defanstan başlar" diyoruz. Yine baktığımızda defansın iki kanadında Gökhan Gönül''ün dışında başka birine "Oh be" diyemiyoruz. Beşiktaş''ta yıllardır Üzülmez''den kimse formayı alamadı. Fenerbahçe ve Trabzonspor''un sol bekleri yabancı. Galatasaray''da Hakan Balta tuttuğum biri değil. Son yıllarda bizde topla akrabalığı iyi defans oyuncuları yetişmiyor.

Nokta santrfor sıkıntımız da üst düzeyde. Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe''de santrforlar yabancı. Trabzon''daki Umut fazla göz doldurmuyor. Sercan son adam değil. Hakan Şükür''ü beğenmeyenlere sorarım; haydi göstersenize bir benzerini.

Ben korkarak, "Batuhan" diyorum. Korkuyorum çünkü, futboluna ne kadar onay versem de profesyonelliğine ve çocuksu karakterine o oranda güvenemiyorum.

Topalların, Batuhanların, Gökhan Gönüllerin sayısını arttıramazsak uluslar arası arenalarda kendimize fazla yer bulamayız. Burada da görev liglerimizdeki Türk teknik direktörlerimize düşüyor. Atıp tutmaya geldiğinde, her biri mangalda kül bırakmıyor. Biraz da bazı bölgelerdeki futbolcu yetersizliğimizi göz önüne alarak araştırmalar yapsalar, denemelerde bulunsalar, genç oyunculara şans tanısalar nasıl olur acaba?

Etik kurulu!

Beşiktaşlı Rüştü ile Bursasporlu Ozan İpek, Fenerbahçe''nin rakiplerindeki oyuncularla görüşüp yenmeleri için telkinde bulundukları iddiası ile etik kuruluna tam sevkedileceklerdi ki birdenbire işlem durduruldu. Tam yol tornistan oldu. İddianın sahibinin Aziz Yıldırım olduğu herkesçe biliniyor. Peki neden vazgeçildi?

Aslında tam ibretlik (!) bir dava olacaktı. Elimizi ovuştura ovuştura davanın seyrini takip edecektik! İfadeler alınacak, tanıklar dinlenecekti. Belki de Rüştü ve Ozan tutuklu olarak yargılanacaklardı! Sportmenliğe aykırı(!) hareket etmek neymiş göreceklerdi. Ne güzel, futbol hayatları sona erecekti! Hatta bunlara 3-5 yıl da hapis cezası verilmeliydi!

Ah, ah ah! Kaçırdık tüm bu fırsatları elimizden! Dalga geçmeyeyim de ne yapayım. Görüyor musunuz nelerle uğraşıyoruz.

Uyuşmazlık kurulu!

Semih Fenerbahçe''nin malı mı yoksa serbest mi, henüz belli değil. Fenerbahçe bir yıllık opsiyon hakkını kullanmış. Bir kesim şöyle diyor: Bu işlem sözleşmenin bir yıl daha uzaması anlamına gelir. Semih ve menaceri tersini düşünüyor. Semih''in şu anda eli kolu bağlı. Çözüm için uyuşmazlık Çözüm Kurulu ile Tahkim''e başvurması ve davayı kazanması gerekiyor. Ancak sonucun, transfer döneminin bitiş tarihine kadar alınamayacağı endişesi nedeniyle Semih, ne yapacağını bilemez durumda. Kendisiyle ilgilenen kulüpler de aynı şekilde kararsız.

Ülkemizdeki şu alaturkalığa dikkatinizi çekerim. Uyuşmazlık Çözüm Kurulu''yla, Tahkim, her şeyi belli olan bir konuda üç beş günde karar veremiyor. Bekliyor, bekletiyor, insanlara ve kulüplere ızdırap yaşatıyor. Bu kadar zor bir iş mi bu? Ne o, yüksek kurul üyeleri yoksa yaz tatiline mi çıktı? Yoksa ve yoksa bu kurullardaki kişiler böyle durumlarda işi uzatmak için bazı yerlerden uyarılar mı alıyor?

Semih ve Semih konumundakiler durumlarını kesinliğe kavuşturmak istediklerinde neden zamanın esiri oluyorlar? Onların hayatlarında kısıtlı transfer dönemleri var. Bu dönemleri verimli kullanmak onların en doğal hakkı değil mi? Bence Uyuşmazlık Çözüm Kurulu adını, "Uyuşmazlık kurulu" olarak değiştirmeli. Baksanıza insanları nasıl oyalıyor, nasıl yoruyorlar.

Gerçekle yüzleşmek...

Aziz Yıldırım hep kızıyor hep suçluyor, hep öfkeli. Kaşları genellikle çatık. Yaptıklarını tek tek anlatıyor. "Tesis, amatör branşlar" diyor. "Gelirleri arttırdık, bütçeyi büyüttük" diyor.

Hepsine alkış, hem de ellerimiz kızarıncaya kadar. Zaten bu yönde Yıldırım''a hiç kimse tek olumsuz laf etmiyor. Bilakis takdir ediyor, tebrik ediyor, şapka çıkarıyor. Eleştiri, 12 yılda birbuçuk trilyona yaklaşan gelirin futbol şubesinde yanlış kullanılması ile ilgili.

Her Salı akşamı saat 22,00''de Beyaz TV''de Erhan Köknar moderatörlüğünde ben, Osman Tanburacı ve Selçuk Yula bir spor programı (Tele Futbol) yapıyoruz. Geçen haftaki programda, sevgili Selçuk, Fenerbahçe''nin gelecek sezon yenilenmesi gereken bölgelerini şöyle vurguladı. "Santos, Bilica, Lugano, Güiza ve Cristian''ın yerlerine çok daha iyileri alınmalı. Orta alanın sağına ve soluna kaliteli adamlar bulunmalı" bunları diyen, Fenerbahçe''yi canı kadar çok seven Selçuk Yula. Tam yedi yere oyuncu istiyor. Ben, o kadar olmasa bile beş takviyenin şart olduğunu düşünüyorum. Elbette taraftara keyif verecek, Avrupa''da da iddialı olacak bir kadro oluşturulmak isteniyorsa.

Şimdi soruyorum, Aziz Yıldırım, "Futbol takımı kötü yönetiliyor" diyenlere kızmakta haksız hem de çok haksız değil mi? Milyon eurolar havada uçuşuyor ancak mal ortada. Ve o maldan pek çok kimse memnun değil.

Yıldırım "Trabzonspor''u yenip şampiyon olsaydık bu gün herkes bizlere övgüler yağıdıracaktı" dedi. Başkanın belirttiği o herkesin içinde en azından ben yokum. Bu düşüncelerimi sezon boyunca dile getirdim. Gerçeklerden kaçılmaz. Umarım artık Aziz Başkan da gerçeklerlerle yüzleşmesini öğrenir.

14 yıl önce
Rijkaard mı Hiddink mi?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle