Batuhan Eskişehir''den seslenmiş. İşte müthiş (!) sözleri: ''Beşiktaş beni çok arar. Beşiktaş''a bir daha asla dönmem. Galatasaray ve Fenerbahçe''ye gidebilirim. Quaresma ve Guti''nin Beşiktaş''a fazla katkısının olacağını sanmıyorum. Beni İbrahimoviç''e benzetmek biraz abartı. Adamın arkasında Messi oynuyor, bizim arkamızda kim var ki? Eskişehirli taraftara tepkilerinden dolayı çok kırıldım. Futbolu burada bırakma düşüncemi gözden geçireceğim.''

Vay vay vay! Bugüne kadar Batuhan ile ilgili hep şunları söyledim: Bu çocuk yetenekli, havada da iyi yerde de. Fazla şans verilmedi. Nedir ne değildir tam çözemedik. Keşke Beşiktaş''ta kalsaydı. Belki Schuster dilinden anlardı.

Yok hayır, bütün bu sözlerimden dönüş yapıyorum. Batuhan yıkmış perdeyi eylemiş viran. Söylediklerinin her kelimesi tüyleri diken diken edecek cinsten. Hem Beşiktaş''ı yaralıyor hem Eskişehirspor''u hem de takım arkadaşlarını.

''İbrahimoviç-Messi'' değerlendirmesini gülümseyerek karşıladım. Ancak takım arkadaşlarının buna güldüğünü hiç sanmıyorum. Herhalde ki Batuhan''a çok kızmışlardır. Kendisini vazgeçilmez olarak görmesini de fazla komik buldum. Bu ne kendini beğenmişlik, bu ne şımarıklıktır böyle.

Üzüldüm, Batuhan adına çok üzüldüm. Sözlerinin kendisini ne denli zor duruma düşüreceğini hesap etmeden konuşmuş. Bazı köprüleri tamamen yıkmış atmış.

Futbol tam profesyonellerin işi. Ayaklarını iyi kullandığın gibi dilini de, akılını da iyi kullanacaksın. Her yönden örnek olmadığın sürece devamlılık sağlıyamaz ve kalıcı olamazsın.

Sevgili Batuhan senin konuşacağın tek yer sahanın içi. Artık bunu öğren, yoksa çok ama çok pişman olur, büyük faturalar ödersin. Sonunda da ne Galatasaray''dan ne Fenerbahçe''den teklif alamıyacağın gibi Eskişehirspor''da da forma bulamazsın.

Dün bir bugün iki. Misimovic ve İnsua için Gaziantepspor maçı sonrası yapılan eleştirilere hayret etmemek elde değil. İnsua, sıradan bir futbolcu görünümü vermiş. Galatasaray''da banko oynayamazmış. Önemli bir özelliği yokmuş. Cimbom''a ciddi katkısı olmazmış. Savunma yönü iyi değilmiş. Güçsüzmüş. Ve daha pek çok benzer yorum.

Misimovic de, Galatasaray''ın temposunu düşürmüş. İkili mücadelelerde zayıfmış. Koşmuyormuş. Yürüyerek oynuyormuş. Zaten Galatasaray''da yürüyen epeyce oyuncu varmış. Bunlara bir de Misimovic eklenmiş.

Ne sabırsız milletiz. Nedir bu acele? Hemen ipliği pazara çıkarıyoruz. İnsua, Liverpool''da forma giymiş birisi. Daha ilk maçta adamı Cimbom''a yakıştıramıyorsunuz. Ve de hemen “Hakan Balta, İnsua''dan iyi” yargısına varıyorsunuz. Biraz bekleseniz şöyle iki üç maç daha izleseniz olmaz mı?

Misimovic, Wolfsburg''da takımın beyniydi. Oyun onun üzerine kuruluyordu. Ofansif organizasyonun baş rol oyuncusuydu. Durun be yahu! Adam ayağının tozuyla çıktı Ali Sami Yen''e. Türkiye''yi tanımıyor, Galatasaray''ı tanımıyor, taraftarı tanımıyor, teknik direktörünü tanımıyor, arkadaşlarını tanımıyor. Arkadaşları Misimoviç''i tanımıyor. Stada yabancı.

Böyle bir ortamda hemen en mükemmeli verecek. Hemen gol pası atacak. Hemen gol atacak. Hemen maça imzasını koyacak. Çok sık kullandığım bir cümleyi kusura bakmayın yine kullanacağım. Hadi canım sende!

Vay efendim Kayseri''ye neden Bilica götürülmemiş? Yobo daha dün gelmiş hemen forma verilir miymiş? Yobo''nun sakatlığı bu yüzdenmiş. Aykut hoca, Dia''yı da ilk geldiğinde hazır olmadan oynatmış. Onun da sakatlanmasına neden olmuş. Yedek kulübesinde stoper yokmuş. İyi oynayan Alex''i neden Kayseri''de oyundan almış? Kocamanın yüzü neden hep asıkmış? İçine dönük ruh hali futbolcuların moralini bozuyormuş.

Dünyanın en kolay işi suçlamak. Özellikle ülkemizde bunu uzmanlık (!) mertebesinde yapanlar var. Yenildin mi oklar hemen hedefe çevriliyor. Dört bir yandan ateş başlıyor, hem de insafsızca, acımasızca. Dia''yı, Niang''ı gecikmeli transfer eden, Yobo''yu son dakikada getiren Aykut hoca mı yoksa Fenerbahçe yönetimi mi? Bu gecikmelerin suçlusu yönetim değil mi?

Aykut hocanın bu oyuncuları oynatması kadar doğal bir şey olur mu? Kadrodakilerden memnun olunmadığı için bu oyuncular transfer edildi. Bilica''ya büyük çoğunluk “Fenerbahçe''ye yakışmıyor. Bir an önce gitsin. Oynatmayın bunu” demiyor mu?

Hazır olmayan oyuncuya o takımın teknik direktörü formayı verir mi? Aykut hocanın aptal olduğunu mu zannediyorsunuz? Demek ki Yobo''yu oynayabilecek düzeyde gördü ki ilk 11''de yer verdi. Sakatlık şans işidir. Kura Yobo''ya vurmuş.

Alex''in Kayseri''de oynadığı süre içinde tek olumlu hareketini gören var mı? Zaten deplasman maçlarının çoğunda etkisiz. Alex''de geri sayımın başladığını artık herkes kabul etsin. Ne yazık ki her şeyin bir sonu var.

Ve Kocaman''ın asık suratı… Tamam, duygularını biraz belli etse, biraz gülümsese çok iyi olacak. Ancak adamı bu yaşından sonra kalkıp sil baştan yapamazsınız ki. Aykut, ağır ağabey. Böyle gelmiş böyle gidecek. Lütfen buna da laf etmeyelim.

Tespih tanesi gibi sıraya dizdiler… Fildişi Sahili, Rusya, Yunanistan, Porto Riko, Çin Halk Cumhuriyeti, Fransa, Slovenya ve Sırbistan''ı tek tek devirdiler. Basketbol dünyasının baba takımlarına kök söktürdüler. Hiç birine hayat hakkı tanımadılar. Bayrağımızı turnuvanın son maçına kadar onurla, gururla taşıdılar.

7 den 70''e hepimizi havalara sıçrattılar. Keyiflerin en büyüğünü yaşattılar. Ülke insanını tek yumruk, tek ses yaptılar. Mutluluk ile coşkuyu potada bütünleştirdiler. Hayallerimizi süsleyen bir rüyayı bizlere gümüş tepsi içinde sundular. Göğüs göğüse çarpışarak şeref kürsüsüne çıktılar.

Yüreklerini ortaya koydular. Savaşçı kimlikleri ile sivrildiler. Ayakta alkışlandılar. Gönüllerimizde taht kurdular. Sadece bizim değil, dünyanın takdirini kazandılar. Övgülerin en yücesine selam durdular. Muhteşem bir devrimin kahramanları olarak tarihe geçtiler.

Organizasyonu eksiksiz gerçekleştirenlere, başta başkanları Turgay Demirel olmak üzere basketbol federasyonuna, hasta yatağından kalkıp gelen büyük komutan Tanjeviç''e ve 12 Dev Adam''a sonsuz teşekkürler.