|
Bakmak

Bakmak deyince, bir yere bakmayı ya da televizyona bakmayı mı kastediyorum. Haayır. Çocuğun cenin olmaktan bıktığında dışarıya çıkıp gözleri açılmadığı ve dünyanın bin bir türlü güzelliklerini (!) göremediği için "INGAAA"yı bastığında başaramadığı bakma''yı mı söz konusu edip derin felsefi gevişlere dalacağım: hiç niyetim yok. Borsa''nın yere paralel yürüyen merdivenine yönelmiş insan gözlerinin, merdiven aktıkça, fare deliği önündeki yüzlerce kedinin dikkat yoğunluğuyla bakan bakışlarını mı ele alacağım, yok. Bu gün aklımda bambaşka bir sayı var.

Beni en çok heyecanlandırmış yönetmenlerden birisi olan Sergio Leone''nin, filmlerine koyduğu bakma''dan bahsedeceğim sizlere. Nereden çıktı bu bakma davası? Hiç. Hiçbir yerden. Gündemle ne ilgisi var. Bir haber değeri mi var? Yok hayır. E peki ne halt yemeye sen kalkıp bir konu başlığı uyduruyorsun ve yırtık lastikten fırlayan tel gibi "bakmak" diyorsun ve başlıyorsun yumurtlamaya!

Ey sevgili okurum, sevgili bakıcım; elimi attım bu gece (saat 23:56) ve şiir namına hafızamda parıldayan ilk şey Clint Eastwood''un, hem Sergio Leone''nin filmlerinde ve hem de Unforgiven filmi gibi daha başka yönetmenlerin filmlerinde ortaya koyduğu bakış (açısın)ı buldum. O bakışları acemi bir slayt makinesi gibi neden biriktirdiğimi de bilmiyorum beynimin duvarları arasında. Ama oradalar işte. Yıllardır saklarım.

Clint, çölün uzaklarına bakarken bakışlarını kıstığında, göz kenarlarında oluşan ve akbabaların ayak izlerine benzeyen o ünlü kırışıklıklarla ve gözlerinin içinde gezinen yabanıl parıltıyla, John Wayne''in kovboy değil; aslında yalnızca bir film artisti olduğunu elbette ki ortaya çıkarmıştı: O geniş deri şapkanın altında duran, kirli fularlı, pis sakallı, Vahşi Batı''nın çocuksu insafsızlığının ve sağır vahşetinin tamamını göz bebeklerinde taşıyan Clint, özellikle "İyi Kötü Çirkin" filmindeki bakma''sıyla, bakışın aslında ne kadar yoğun bir dil ve ne kadar yalın bir şiir olduğunu da ispatlamış bulunuyordu.

Bu yazımla gönüldaşı olmaktan her zaman onur ve gurur duyduğum efsanevi Apaçi lideri Geronimo, büyük bilge Mangas Coloradas ve büyük savaşçı Cochise''ı üzüyor olsam da, konu Kızılderililer''in yaşam tarzıyla, yani yalın şiirle çok yakından ilgili olduğundan belki affedilebilirim diye ümit ediyorum.

Gelgelelim, benim geçen haftaki tatilimin nedenine. Bir hayırlı iş için izin kullandım. Bu konuda yapabileceğim yegâne açıklama aşağıdaki gibidir aziz okuyucular

"Büyük ilham, büyük ateş beni yolumdan çevirmeden önce, yaşam altıncı sigarasının ucuyla yedincisini tutuştururken, dudaklarının öbür ucuyla mırıldanarak bütün gün doğumlarına kargışlar yağdıran bir çapulcuydu sadece. Oysa şimdi, insan akşamüstüleri ayaklarını ritmin içine sokabilir.

Günler kan revan içinde vadi boylarına gömülürken kendine bir çift kanat edinebilir. Dünya yaşamak için fena bir yer değildir esasında. Orada, açıklıkta otlayan geyikler başlarını zamansızlığın içinden, aniden sökün eden bir gök gürültüsüne kaldırabilirler..." (S.Y.)

24 yıl önce
Bakmak
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!
Unutma sakın!