|
"Yerlere tükürmeyin! koltukları kesmeyin!"

Elinizdekini yere atmayın! Koltukları kesmeyin!

Yerlere tükürmeyin! Cep telefonuyla bağıra bağıra konuşmayın!

Ki, yetmişbeş yıl önce Yüce Atamızın Cumhuriyet''i kurarken düşlediği iyi vatandaş olun." (Türkiye Denizcilik İşletmeleri)

Kadıköy''den Eminönü''ye giderken vapurda okudum bu dövizi. Vatandaşlar iyice görsün diye çerçevelenmiş ve tam koltukların karşısına asılmıştı. Bu şiddeti alınmış uyarı, beni çocukluğuma götürdü. Sevgili annem bazen iyice bıkardı ve mızıklanmayı uzun süre kesmeyince, bizimle bazen bu tonda iletişim kurmayı denerdi. "Bak susmazsan öcü gelecek! Önündekini yemezsen seni ham yapacak! Yaaa-hadi bakalım şimdi..." derdi... İçlendim. "ıhhh.." dedim. Annemi, çocukluğumu, o teklifsiz, güvenli ortamı ve evimizi özlediğimi farkettim.

Ben böyle dövizleri seviyorum. Çok önemli fenomenler bunlar. Üç yıl önce yolum Niğde taraflarına düşmüştü. Minibüsün birinde oturmuş yol alıyorduk. Şehrin çıkışında bir yerlerdeydi herhal, vatandaşlar köyün girişine sac ve demirden yapılma büyük bir tak kondurmuşlar ve üzerine de şu ibareyi yazmışlardı, hiç unutmam: "Milletin Efendisi Köylü Olandır" (Gazi M. Kemal). Belki iyiniyetliydiler ve yalnızca ana dillerini kağıdın üstüne dökmede bir müşkülat çekiyorlardı. (Zira sözün aslı; "Köylü Milletin Efendisidir"- M. K. ATATÜRK. Şeklinde olacaktı.) Ve bilki de köy ahalisi bir hinliğin peşindeydi de, "Milletin Efendileri Ne Kadar Köylü İnsanlar, Ne Kadar Geri Kafalı İnsanlar!" demeye getiriyorlardı, bilinmez. Ancak sözün anlamının dramatik bir biçimde değiştiği ortadaydı.

"Ortadaydı da ne olmuştu?" diyeceksiniz. "Bu yanlış yazılmış söz doğruyu söylemiyor mu?" diyeceksiniz, elbette haklısınız.

Cumhuriyetin 76. yıldönümünde, bu gün, vapurlardaki çerçeveli yazılar hâlâ yerli yerinde duruyor. İnanmayan gidip görebilir. Vatandaşlarını hala 2-6 yaş arasının pedagojisiyle yönlendirmeye çalışan, demokrasisini ikide bir kaba şiddete baş vurarak yola getiren efendi, ancak yozlaşmış bir köylü kafasıyla "efendi" olabilirdi.

Mustafa Kemal''in şahsına da dolaylı bir küçültmenin gönderildiği bu yazılar, yarın ortadan kaldırılabilir kaldırılmasına; ancak demokrasimizin taşralı kimliği de beyinlere bir kez daha ve kaçınılmaz biçimde kazınmış olur. Geri kalmış bir kişiliksiz olmasaydı, Bay Vural Savaş çıkıp demokrasimize tükürür müydü? Tarihe not düşüyorum diye, çakısının ucuyla demokrasimizin koltuklarına "Savaş" çenter miydi? Meclis''in gözleri önünde cep telefonuyla bağıra bağıra konuşup herkesi rahatsız eder miydi, değil mi?


24 yıl önce
"Yerlere tükürmeyin! koltukları kesmeyin!"
Asgari ücret 10 yıl geriden geliyor
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit