|
Pagan ayinlerinde Kur’an yakmak

İsveç kökenli birinin Danimarka sokaklarında gösteri amaçlı olarak Kur’an-ı Kerim’i yakması, üzerinde durulmayı fazlasıyla hak eden bir hadisedir. Meş’um şahıs menfur eylemi Danimarka polisinin güvencesi altında yaptı. Haberlere göre bu seans diğer Avrupa ülkelerinde de tekrarlanacakmış.

Kuzey Avrupa ülkelerinde ve Fransa’da benzer organizasyonlar düşünce özgürlüğü içerisinde ele alınıyor. Daha önce benzer menfur eylemler kanlı olaylarla neticelendiği için göstermeye çalıştıkları gibi bir karşıtlığı kurgulamak nispeten kolay olmuştu. Bugün de geçmişte olduğu gibi özgürlük meselesini tekrar tartışılır hâle getirmek istediklerini söyleyebiliriz. Bu da genel olarak medenî ve vahşî zıtlığına dayalı hazır yorumların tekrarlanmasına zemin hazırlar. Bu yorumların Doğulu ve Batılı, geri ve ileri, totaliter ve demokrat gibi karşıtlıklar üzerinde yükseldiğini de muhakkak hatırda tutmak gerekir. Temel biraz daha kazılırsa “Doğu’nun geri kalmışlığı, İslam’ın ve Müslümanların geriliğinin sebepleri, Batı’nın istisnaîliği” gibi çokça kullanılmış temel taşlara ulaşmak da mümkündür. Fakat Danimarka polisinin koruması altındaki şahsın menfur eylemiyle ilgili olarak yeni sorular “iyiler ve kötüler” şeklinde kurgulanan karşıtlığın temellerinin zayıflığını gösterecektir.

Peki, anılan menfur eylemi ortaya çıkaran şartları yeni bir bakış açısına göre yorumlayabilir miyiz? Bu sorunun muhatabı birkaç kişi olmamalı. Önce değerli okurlarımıza Alev Alatlı’nın “İmaj Her Şeydir! - İsveç” başlıklı seri yazısını hatırlatmak istiyorum. Sayın Alatlı’nın bu yazısından bahsetmeyeceğim ama İsveç gibi ülkelerle ilgili yerleşik kanaatlerini biraz olsun sorgulamak isteyenlerin muhakkak okuması gerektiğini de belirtmeliyim. Bundan sonra hemen şu soruyu sormak istiyorum: Bu menfur eylem Haçlı ruhundan mı kaynaklanıyor yoksa bütün dünyanın gözü önünde düpedüz bir pagan ayini mi icra ediliyor? Ya da Haçlı ruhunun dönüşümü ile pagan ayinleri mi ortaya çıktı? Bu soruları cevaplamak için kalıplaşmış yargıların dışına çıkmak gerektiği çok açıktır.

Aydınlanma döneminde icat edilen Avrupa tarihi kavramlarına göre düşünüldüğünde “din ve bilim, Doğu ve Batı, eski ve yeni, geri ve ileri” gibi karşıtlıkları aşmak kolay değil. Bu da Kur’an-ı Kerim’i yakmak biçiminde tezahür eden pagan ayinini anlamayı imkânsız hâle getirir. İcat edilmiş bir öteki üzerinden kendilerini yeniden kurguladıkları gibi bir yorum ile olayı geçiştirmek de mümkündür. Fakat bu durumda menfur olayın toplumsal psikoloji üzerindeki etkilerini gözden kaçırabiliriz. Zira bu türden hadiselerin Kuzey Avrupa toplumları üzerindeki psikolojik etkileri ayrıntılı olarak tespit edilmiş değildir. Ayinin devlet kontrolünde yapılması siyasî hedeflere odaklanmayı zorunlu hâle getiriyor. Paganizmin siyasallaşması gibi bir sorun ile karşı karşıya olduğumuzu görmemiz gerekir. Bununla da yeni bir toplumsal uzlaşmaya doğru gittiklerini söyleyebiliriz. Siyasal hedeflere toplumsal katılımı en üst seviyeye çıkarmak istemektedirler. Açıkça ifade etmek gerekirse bu olayları paganizmin siyasallaşma arayışları olarak görebiliriz.

Selman Rüşdi olayında Anglo Amerikan etkisi çok barizdi. 1990’ların hemen başında İslam coğrafyası yeniden işgal ve istila edilmek istenmişti. Selman Rüşdi olayı sürekli tekrarlandı. Bizim açımızdan 2016’ya kadar devam eden bu dönemde yeni dinî hareketler de hızla güçlendi. Kuzey Avrupa merkezli yeni dinî hareketlerin veya paganist oluşumların bu süreçten ne düzeyde beslendiğine dair sorular kolay cevaplandırılamaz. Fakat etkinlik düzeyi hakkında birtakım tahminlerde bulunabiliriz. Dolayısıyla Anglo Amerikan gelenek tarafından açılan bir kapıdan bütün Kuzey Avrupa ülkelerinin girmek istediğini söyleyebiliriz. Hatırlanacağı gibi karikatür meselesinde Danimarka aktif bir rol oynamıştı. Bütün Kuzey Avrupa’yı ve hatta Doğu Avrupa’yı kuşatacak yeni bir siyasallaşma sürecinin din ve bilim, Doğu ve Batı, otokrasi ve demokrasi gibi karşıtlıklar üzerinden izah edilemeyeceği çok açıktır. Türkiye gibi ülkelerdeki yeni dinî hareketler ile modern paganist hareketler arasındaki ilişkiler yeniden sorgulanmalıdır.

Mevcut bakış açılarının kör noktalarında cereyan eden hadisleri görebilmek için yeni bakış açılarına ihtiyaç olduğu çok açıktır. İyiler ve kötüler yeniden tanımlanıyor ve bu durum, sadece, İslam dünyasını ilgilendirmiyor.

#İsveç
#Danimarka
#Kur’an-ı Kerim
#pagan
2 yıl önce
Pagan ayinlerinde Kur’an yakmak
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle