Köy köy dolaşarak Ulak İbrahim''in masalını anlatan Zekeriya.
Paranın gücüne yüz çeviren emeğiyle ayakta kalmaya çabalayan Asi''nin babası İhsan Kozcuoğlu.
Rengi sonlara doğru siyahlaşan, dizinin kötü karakteri olarak feda edilmesine rağmen, zarif oyunculuğuyla ölüm sahnesinde seyircileri gözyaşına boğan; “Bir İstanbul Masalı”nın Ömer Arhan''ı.
“Gollerimi açeydim böyle iki yana, getme deyeydiim Sadııkkk” diye bağırarak gömleğini parçalarken, izleyicilerin de yüreğini parçalayan; Babam ve Oğlum''un Hüseyin Efendisi.
Ege şivesiyle konuşulacak olmasından dolayı Hüseyin Efendi rolünü kabul etmekte tereddüt eder Çetin Tekindor. Sahneyi çekip çekmemek arasında gidip gelen Çağan Irmak birkaç defa senaryodan çıkarır; filmin yürekleri dağlayan, belki de hiç unutulmayacak sahnesini. En iyi aktör oynamayandır sözünü doğrularcasına yaşar ve yaşatır Çetin Tekindor. En iyi erkek oyuncu ödülünü aldığı bu rolle ilk defa oyunculuğunu beğenir sinemada.
''Bu kaset kendini beş saniye içinde imha edecek'' repliğiyle hafızalara kazınan Görevimiz Tehlike dizisinde seslendirme yapması teklif edilir Çetin Tekindor''a. Parası çok iyi olmasına rağmen, dizinin içeriğini beğenmediği için reddeder. Yıllar sonra Ecevit bir röportajında iktidara geldiğimizde Görevimiz Tehlike gibi demokrasi anlayışımıza uymayan dizileri TRT''de yayınlamayacağız diyecektir. Ankara dışında yaşayanlar, tiyatro sahnesinde izleme fırsatı bulamadığı Çetin Tekindor''un sesiyle tanışmak için, Cihan Ünal''ın askere gitmesini beklemek zorunda kalacaktır.
1970''li yıllar. TRT''nin tek kanal olduğu zamanlar. Final bölümüyle milyonları ekran başına toplayan, sokaklarda in cinin top oynadığı rivayet edilen; Kaçak dizisinde Dr. Kimble''in maceraları pür dikkat izlenmekte. Kaçak''ın ilk altı bölümünde Dr. Kimble''a ses veren Cihan Ünal askere gider. Bayrağı Çetin Tekindor devralır. Cihan Ünal''a sorulan bir soru neticesinde ortaya çıkana kadar, seyirci kan değişikliğinin farkına bile varmaz.
1945 Sivas doğumlu Çetin Tekindor. 1970 yılında Ankara Devlet Konservatuarı''ndan mezun olur. Tiyatroya IV. Murat ile giriş yapar. Televizyonda IV. Murat''ı oynamak ise selefi Cihan Ünal''a kısmet olacaktır. Cihan Ünal IV. Murat ile oyunculukta geldiği noktayı muhafaza edemez hatta yıllar geçtikçe irtifa kaybeder. Çetin Tekindor ise oynadıkça büyümeye devam edecek, devleşecektir.
Dönem dizilerinin, dönem ruhuna ve roman ruhuna uygun bir şekilde çekildiği zamanlar. Beyaz cam Çetin Tekindor''u Tarık Buğra''nın romanından uyarlanan Küçük Ağa ile ağırlar. Kurtuluş Savaşını küçük bir Anadolu kasabasında yaşananlar ekseninde anlatan Küçük Ağa. Milli Mücadelede kolunu bırakarak kasabasına dönen Çolak Salih rolüyle yıldızlaşan Fikret Hakan, ilk oyunculuk deneyimini yaşayan güzeller güzeli Aydan Şener. İstanbullu Hoca Efendi ile gönüllere taht kuran Çetin Tekindor. Yıl 1983. Kendi ifadesiyle kötü oyunların başrol oyuncusu Çetin Tekindor, ilk defa geçiyor kamera karşısına. Bazı sahnelerde kendini çok acemi bulurken yönetmen Yücel Çakmaklı kameraya olan yabancılığının role olumlu yansıdığını söyler. Aradan geçen yıllara, onca büründüğü karaktere rağmen, kendini acemi hissettiği zamanlar yine olur Tekindor''un. Belki onu bu kadar başarılı ve sahici kılan da o his.
Babam ve Oğlum''dan yıllar önce 1984 yılında Hülya Koçyiğit ile başrolü paylaştığı Yavrularım ile gözyaşlarına boğar izleyiciyi. İlk dakikasından son dakikasına kadar. Kanser olan bir annenin ölmeden önce çocuklarına aile bulmasını anlatan filmi TV''de izleyen aile fertleri gözyaşlarını birbirlerinden gizlice döker. Film bitip kızarmış, şiş gözler ele verinceye kadar. Yönetmen Bilge Olgaç İstanbul''da kalıp sinemaya devam etmesini ister ama Ankara''ya döner Çetin Tekindor. Tiyatro ve seslendirmeye devam ederken 1989-1998 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı, Bilkent Üniversitesi Tiyatro bölümünde sahne ve diksiyon dersleri verir. “Doğallık günlük yaşamımızda edindiğimiz yanlış alışkanlıkların sahneye taşınması değildir” diyerek, doğal oyunculuğun yanlış algılandığını öğretir öğrencilerine. 2000 yılında İstanbul''a geldikten sonra sinema ve televizyonda altın çağını yaşamaya başlar.
Ömer Kavur''un son filmi Karşılaşma ile en iyi erkek oyuncu ödülünü alırken; Yılan Hikayesi''nde oynadığı Kral Sinan rolüyle de genç kitle tarafından keşfedilir. Küçük Ağa ve Yavrularım''ı izlemiş olanlara ise sadece hafızalarını tazelemek yeter.
1980''li yıllarda yaptığı bir röportajda söylemediği sözlerden dolayı zor durumda kalır ve bir daha röportaj yapmamaya yemin eder. Hem geride durarak, hem tek kelime etmeyerek yeminine sadık kalır.
Atilla Dorsay, Babam ve Oğlum''u izledikten sonra konuşmak ister kendisiyle. Aracı kıldığı Çağan Irmak hiç uğraşmayın konuşmaz der ama bir kerelik konuşur Çetin Tekindor. Seslendirme yaparken oyunculuğa ağırlık verme hikayesi de bu konuşma ile açığa çıkar. Atilla Dorsay''ın hatırlamakta zorlandığı ve hayrete düştüğü Cumhuriyet gazetesinde yazdığı bir yazıdır Çetin Tekindor''a bu kararı aldıran: ''Hangi diziyi veya filmi izlesek aynı ses: Çetin Tekindor''un sesi. Çetin bey bu dizilerden aldığı parayla artık tatile çıksa da, biz de rahat etsek.” Çetin Tekindor bu eleştiriyi kendisine yapılmış en büyük iyilik olarak hatırlıyor. Seçiciliğini kaybettiğinin farkına vararak seslendirmeyi azaltıp, oyunculuğa ağırlık veriyor. Doğru bir eleştiri kadar yapılan eleştiriyi nasıl karşılamak ve değerlendirmek gerektiğine çarpıcı bir örnek.
Kendinden ziyade işini ciddiye alan, oyun gücüyle hikâyeye gerçeklik katan, projenin kalitesini yükseklere taşıyan, devleşen bir aktör Çetin Tekindor. Göründüğü anda izleyiciyi ekrana çivileyen. Duruşuyla ve susuşuyla oynayan. Bakışları ve ses tonu da eklendiğinde işte gerçek oyuncu dedirten.
Dilerim en kısa zamanda en büyük dileği gerçekleşir. Çektiği kısa filmlerle ödül alan oğlu Hîra''nın uzun metraj filminde de oynamak nasip olur kendisine.
