|
Ticaret, iş ahlakı ve hırsızlığa dair

Mayer mağazası, yetmiş ve üstü yaşındaki İstanbulluların iyi bir şekilde, ellili yaş kuşağının ise "annem galiba gömlek veya pantolon almak için beni oraya götürmüştü" sözleriyle hayal meyal hatırladıkları bir mağaza. Daha gençler için ise hiçbir anlam taşımayan yabancı bir isim." Bu satırların yazarı için de oldukça yabancı olan bu isim, Georg Mayer imzalı Türk Çarşısı kitabını okuyunca bir anlam kazandı. Osmanlı"da tüketim tarzında değişiklik 19. Yüzyıl ortalarında Kırım Savaşı ile birlikte ortaya çıkar. Cepheye giden yabancı askerlerin Karadeniz öncesi İstanbul"da konaklaması, batı tarzı bir hayat sergilemeleri, savaş ertesi payitaht ekonomisinin Avrupa ile bütünleşmesi neticesinde gerçekleşir bu değişiklik.

Türklerin gerçek Avrupalı olmak için ilk kaygıları, imkan dahilinde Viyana ve Paris modalarına uygun bir şekilde giyinmek olduğundan, ayrı bir cemaat oluşturacak kadar Avusturyalı konfeksiyoncu İstanbul"a gelir.

Mayer, lüks ve moda olmayan kaliteli erkek kıyafetleri satan; ikinci dünya savaşı öncesi erkek hazır giyim ürünleri ithal edip piyasaya süren ilk mağaza. Konfeksiyon müessesesi olarak geçen bir ilanda "bütün lisanlar konuşulur" ibaresi yer alır.

Türk Çarşısı"nda Georg Mayer"in naklettiği hatıralar; Avrupalılaşma yolunda atılan adımlar, tüketimle tanışma, 19. yy İstanbul"una dair tadına doyulmaz meseller ortaya koyarken; özellikle anlattığı bir bahis fazlasıyla dikkat çekici.

Mayer; aslen Romanyalı olan, kadın mantosu konusunda İstanbul"un bir numaralı terzisi Lupu ile çalışmak ister. Paris"ten yeni bir manto modeli gönderildiğini söyleyerek suretini çıkarıp çıkaramayacağını sorar. Suretini çıkarmak mı mantoyu daha mükemmel hale getirebilirim diye cevap verir Lupu. Mayer aynısını yapmasının yeterli olacağını söyleyince; Lupu, modeli bir kerelik görmesinin yeterli olacağını ifade eder. Bir manto için 2,5 m. kumaşın yeterli olacağını söyler, 20 adetle başlangıç yapmakta anlaşınca, Mayer toplam 50 metre kumaşı atölyesine gönderir.

Dikimi ve kesimi kusursuz olan mantolar eşliğinde ticaret karşılıklı memnuniyetle devam ederken; aynı mantoyu başka bir mağazanın vitrininde yarı fiyatına gördüğünü iddia eden müşterilerin isyanı konuyu oldukça farklı bir boyuta taşır.

Kumaş ve model konusunda emin olan Mayer, terzi Lupu"yu çağırır, bir başka mağazanın vitrininde sergilenen mantoları sorar. Lupu mantoların vitrinde sergilenmesinin tam bir alçaklık olduğunu, Baker"in bunu yapmayacağına söz verdiğini söyler. Mantoları satmadığı konusunda ısrarcıdır, siz bana 20 tane sipariş verdiniz ben de size siparişlerinizi teslim ettim der. Baker"in vitrininde sergilenenlerin kendi mantoları olduğunu iddia eder. Arta kalan kumaşların kendisine ait olduğu ve istediği gibi değerlendirebileceği konusunda ısrarlıdır.

Mayer sorunu manto başına 2,5 yerine 2,25 metrelik kumaşla çözebileceğini düşünür. Lupu"nun dikkat çekici isyanı burada başlar: Ben hırsız değilim asıl hırsız sizsiniz. Çalışma zevkimi gasp ediyorsunuz. Sizin tabirinizle çalmazsam çalışmaktan zevk alamam!

Mayer dediğini yapar, ama aynı mantoların Baker"in vitrininde dans etmesinin önüne geçemez. Lupu"ya bunu nasıl yaptığını sorar. Meslek sırrım cevabını alır. Bana ne denli az kumaş verseniz de hep çalacağım. Çünkü ben kumaş balyaları geldiğinde önce kendim için iki mantoluk kumaş keserim. Kalan kumaştan anlaşmam olan adeti biçmeyi beceririm. Gerekiyorsa hokkabazlık yaparak. Şekilde ende ebatta bazen de boyda. Kimse fark etmez. Ama kol uzunluğunu da kısaltmak zorunda kalırsam kötü olur.

Her terzinin kumaş çaldığını, ustasının çok acemisinin az çaldığını söyleyerek hiçbir şey çalmayan terzinin meslek belgesine layık olmadığını iddia eder Lupu. "Ben bir sanatçıyım ve işimden zevk almak istiyorum. Kendime gizlice kumaş artırmazsam bu zevki alamıyorum. Bana hırsız diyen sizler gerçek hırsızlarsınız. Çünkü benden iş zevkimi çalıyorsunuz." Lupu atölyeyi kapatacağını ve Budapeşte"ye döneceğini söyler son olarak. Gerekçesi ise orada çalışma zevkinin kesilmediği hala sanata hürmet edildiğidir. Sözünün eri biriydi diye bitiriyor Mayer, on dört gün içinde atölyesini kapattı ve gitti.

10 yıl önce
Ticaret, iş ahlakı ve hırsızlığa dair
İyi Ki Varsınız
Bir Başka Mesele: Neden cinsiyet değiştiriyorlar?
Birliğe çağrı
Adamın adı Filistin
Dünya bu gençlerle güzelleşecek