Soruya soruyla cevap verelim: Başka hangi parti alabilir ki?

Dün Mustafa Ataş (AK Parti SKM Başkanı) böyle bir hedeften bahsetti, okumuşsunuzdur. Gelecek seçimde %58 oy almanın mümkün olduğunu ve referandumun iyi okunması durumunda iki aylık sıkı bir teşkilat çalışmasıyla belki bu oyun bile üzerine çıkılabileceğini de söyledi Ataş.

Bu çok büyük bir iddia ama AK Parti için ulaşılmaz bir hedef değil. Meclis''te grubu bulunan partilerden referandumda ''evet'' diyen sadece AK Parti oldu. Dolayısıyla çıkan sonucu doğrudan AK Parti hesabına yazmak mümkün. Bütün ''ama''lar ve ''fakat''lar, bu sonuca etki eden diğer faktörler biliniyor. Buna rağmen bir kere o rakamı görmüş olmanın motivasyonuyla harmanlanacak bir teşkilat çalışması bana göre de AK Parti''yi bu hedefe taşıyabilir. Referandumda partisinin görüşünden ayrılarak ''evet'' diyenler yine benzer bir yaklaşımla ve yeni bir sebeple partileri yerine AK Parti''yi tercih edebilirler.

Seçime giderken başka partilerin kullanamayacağı ve AK Parti''nin en büyük kozu olacak unsur yine genel başkan Erdoğan elbette. Erdoğan 2002 seçimlerinde -aday dahi olamazken- değişim için oy istedi. İstediğini hem de fazlasıyla aldı. Daha sonra statükoyu şikayet ederek ve Abdullah Gül''ü Cumhurbaşkanı yapma arzusu için halktan destek istedi. 2007 seçimlerinde de yine istediğinden fazlasını aldı.

Bu defa da istediğinden fazlasını alacaktır.

Yalnız seçmen artık o seçmen değil. Ecevit tarafından umutları dağıtılmış, koalisyonun beş benzemez unsurlarının kavgalarından yorulmuş vatandaş kalmadı.

MGK tarihlerini ajandalarına not eden, bir gecede telaffuzu zor faiz rakamlarını çaresizce izleyen, askerin yahut yüksek yargının sert açıklamalarını evinde üstüne alınıp hüzünle yatağa giden seçmen yok.

Bu defa oy isteyeceğiniz kitle tam sekiz senedir AK Parti icraatlarını önce isteyen, sonra yaşayan ve beğenen bir kitle. Bugüne kadar hemen her alanda yapılmayanı yapmış bir parti için sadece icraatlarını anlatmak bile birkaç seçim kazanmaya yeter, şüphesiz. Ancak konu alınan oyu korumak değil artırmak ise bambaşka bir pencere açmak şart.

Önümüzdeki günlerde bu konuları geniş olarak tartışabileceğimizi umuyorum ama şimdilik üzerinden geçelim. Toplumu doğrudan ilgilendiren ''özgürlük'' ve ''ekonomi'' alanında üzerinde çalışılmış ve iyi ambalajlanmış hedeflere ihtiyaç var.

Sistemin daha iyiye doğru değişeceği ve herkesin refahtan payını alabileceğine ilişkin açık ve yakın bir hedef lazım. Vatandaşımızın uygar bir toplumda yaşadığını anlayabileceği evler, yollar ve şehirler lazım.

Adalet ve kalkınma hamleleri lazım.

AK Parti''den heyecan verici yeni bir seçim beyannamesi bekliyoruz.

Zira bu sefer en zorlu rakibiyle, sekiz yıldır her alanda ciddi dönüşümlere imza atmış bir partiyle yarışacak.

Kendisiyle.