|
Mübarek"in ayaklanma günlüğü

''Her şey çok karışık. Tunus halkının başıma bu belayı açacağını tahmin ediyordum. Fakat kendi halkımın bu kadar hızlı organize olacağını düşünemedim. Neredeyse tüm ömrümü Nil''in suyunun yavaş akmasına ve ülkemde hayatın durağan seyretmesine harcadım. Görüyorum ki pek de başarılı olamamışım.

Bir de şu rüya! Beni çok rahatsız ediyor.

Neden toplandıklarını anlayabiliyorum, aleyhime gelişecek bir hareketi öteden beri arzulayan pek çok insan olabilir. Müslüman Kardeşler örgütünü hiç hafife almadım ama şimdi yaşamalarına izin verdiğim için derin bir pişmanlık duyuyorum.

Bu rüyadan bir türlü kurtulamıyorum.

Halkım beni anlamıyor. İsrail ile olan ilişkilerimizin nasıl hassas zeminlerde yürütüldüğünü sokaktaki insan nereden bilebilir? Beni kendi halkıma ihanet etmekle suçlayacaklar, öyle mi? Ben bu halkın barış içerisinde birarada yaşaması için her türlü fedakarlığı yapmış bir askerim. Bu suçlama büyük bir haksızlık.

Ah bu rüya, bir türlü peşimi bırakmıyor.

Batı toplumunun ve özellikle Amerika''nın beni yalnız bırakması hayatımın en büyük hayal kırıklığı oldu. Halkımın taleplerini karşılamalıymışım, reform çağrılarının gereğini yapmalıymışım.

İstihbarat başkanını yardımcım yaptım, yetmedi.

Televizyondan gelecek seçimlerde aday olmayacağımı ilan ettim, yetmedi.

Reform dedikleri şey benim ülkeyi terketmem. Başka hiçbir şey bu gözlerini hırs bürümüş kalabalıkları evlerine gitmeye ikna etmeyecek, anladım.

Rüya mıydı, gerçek miydi?

Obama neyse, onun beni anlaması zaten mümkün değil. İsrailli dostlarımın desteği şu anda bana zarar veriyor, ama onlar da bunu anlamıyorlar. En etkili darbeyi Türkler''in Başbakanı''ndan yedim. Ölümü hatırlatması çok ağırdı.

Kendi halkımın meydanlarda nasıl bir heyecanla bana hakaret ettiğini görünce sona yaklaştığımı hissettim.

Hayatımdan endişe ediyorum.

Bu insanlara ne yaptım ki bana böylesine acımasızca saldırıyorlar.

Kurtulamadım şu rüyanın etkisinden.

Kaçış planımı yaptım. Meydanı karıştıracak güvenlik örgütüm sayesinde dikkati dağıtacağım. Dünyaya da iç savaş görüntüsü vereceğim. Halkın ikiye bölündüğü düşünülmeli. Helikopterle havaalanına oradan da doğruca aziz ve güvenilir dostum Suud Kralı''nın yanına.

Kimseye güvenemem artık, helikopteri de uçağı da kendim kullanacağım.

İki küçük kız çocuğu, Filistinli. Refah sınır kapısının önünde boğazıma sarıldılar. Bu ne etkili rüyadır, silinmedi zihnimden. Haykırışları hala kulağımda:

''Sınır kapısını yüzümüze kapattın. Üzerimize, Gazze''mize bomba yağdıran İsrail''e destek verdin. Anamız öldü ama biz yaşıyoruz ve seni ellerimizle boğacağız!''

O kapıyı açmalıydım, sanırım bu durumla bir ilgisi var!''

13 yıl önce
Mübarek"in ayaklanma günlüğü
Seçimi bırak sahaya odaklan
İsrail yalnızlaşırken Starbucks’ın açıklayamadığı gerçek
Sîdî Ukbe Ulucamii Müslüman Batı dünyasındaki dini yapılarının atasıdır
Randevu sistemi, kamu iletişimi ve ötesi
Şiddeti, ‘kültür’ ile aşabiliriz