|
Cehenneme kütük lazım

Sosyal medyanın ahlakı yok! İnsan olmanın gerektirdiği asgarî ahlak kurallarını hiçe sayarak tweetliyoruz, post atıyoruz, story paylaşıyoruz, tik-tok’luyoruz.

Bireyi ve içinde yaşadığı toplumu genel geçer ahlak kurallarına uymaya mecbur eden yasalar ve müeyyideler var. En ahlaksız insan dahi hiçbir erdem kaygısı taşımasa, iyi, doğru ve güzelden zerre kadar behresi olmasa bile ceza endişesi ile kural dairesinde hareket ediyor. İnsanların yahut kameraların görebileceği, suçüstü yakalanabileceği yerlerde ahlaksızlık etmekten hiç olmazsa yasa korkusuyla uzak duruyor. Yasanın da ötesinde içinde yaşadığımız toplumun asırlar içinde biriktirdiği gelenek, görenek, adet gibi tecrübelerine aykırı hareket etmek insanımız tarafından ayıp karşılandığı için bilumum namussuzluklar gözlerden ırak yerlerde işleniyor. Yani yalan dünyada en büyüğünden en küçüğüne kadar ahlaksızlık ve edepsizlik parantezinde değerlendirebileceğimiz her husus ya yasa korkusuyla ya da ayıplanırım endişesi ile insanlara göstermeden yapılıyor. Sanal dünyada ise durum tam tersi!

Bütün dijital platformlar insanlar görünür olsun diye var; o platformları kullanan insanlar da oralarda görünür olmak için var. Fikrim görülsün, sözüm görülsün, tepkim görülsün, kıyafetim görülsün, gittiğim mekan, yediğim yemek, bindiğim araba, oturduğum ev görülsün. Sosyal medyada mevzu görünür olmak! Görünelim; inanmadığımız gibi yazarak, olduğumuzdan farklı bir görüntünün arkasına saklanarak, yaşamadığımız hayatı yaşıyor gibi yaparak, kazanmadığımız parayı harcıyor gibi yaparak, hülâsâ her bir şeyin aslını saklayıp gibisini yaparak görünelim! Peki ya ahlâk?

İnsan ahlaklı ise zaten yalan söylemez. Söylese bile yalanı ortaya çıkınca yüzü kızarır, mahcubiyet duyar. Ama twitterda yalan söylemek bedava! Yüzünüzü kimse görmüyor nasılsa, yalanınız rt’de almış bol miktarda, inanan saflar ve cahiller ve militanlar yorumları da döşenmiş, oh ne âlâ! Salih Selman’ın cerrah olduğunu öğrendikten sonra o tweeti silmek, bir özür paylaşmak zor geliyor Arif Kocabıyık’a! Yuh!

İnsan ahlaklı ise birine iftira atmaz. İftirasının aksi ispat edilince özür diler, tazminat öder, itibarı sarsılır. Twitterda bu da serbest! İftirayı bir milyon kişi görüyor, tekzibi on bin kişi görmüyor! Yalan koşa koşa istediği yere varırken, doğru emekleyerek derdini anlatmaya çalışıyor ama nafile! Haydi iftira atanın utanması arlanması yok; yorum yapan, rt’leyen, beğenen binlerce insana ne diyeceğiz? Gerçek ortaya çıktı ama ben öbür türlüsünü daha çok beğendim yorumumu silmeyeceğim, rt’mi geri almayacağım mı diyorlar acaba!

İnsan bir parça akıl sahibi ise bir haberi duyduğu vakit araştırır, öğrenir, doğrusu ne diye merak eder. Sosyal medyada buna da hâcet yok! Meselenin aslında ne olduğu değil önemli olan; kullanıcının kendisini ait hissettiği görüşe hizmet edip etmediği! İdeolojimi, dünya görüşümü, siyasi duruşumu destekliyorsa yalan olduğunu, iftira olduğunu, ayıp olduğunu bile bile ben bu tweeti paylaşırım arkadaş! Öyle mi? Yazıklar olsun!

İnsan insansa ne ise odur, olduğundan başka görünmez! Evliyse evlidir, parası yoksa parası yoktur, arkadaşının arabasını ödünç almışsa o araba kendisinin değildir. İnstagramda öyle mi ya? Hemen herkes kendisinden bir başkası! Olduğu değil olmak istediği insan olarak görünüyor insanlar; ya da olduğu vakit beğenileceğini düşündüğü kişi olarak! Sonra? Sonrası yıkılan yuvalar, evden yalana kaçan kızlar, intihar eden zavallılar, say sayabildiğin kadar!

Normal şartlar altında en ahlaksızımız dahi yiyeceği haltı görünmeden yerken sosyal medyada en ahlaktan dem vuranlarımız bile görünür olmak için ahlaksızlık yapabiliyor! Üstelik bunu yaparken yalanı, iftirayı, küfrü, hakareti, edepsizliği görünür kılıyor! İşin en hazin tarafı bu. Hayatta ahlaksızlık diye nitelendirdiğimiz işler gözlerden ırakta işlenir, sosyal medyada göze sokmak için ahlaksızlık yapılıyor! Yalan dünyada ahlaklı olmayı beceremeyenler sanal dünyada ahlaksız olmanın safasını sürüyorlar!

Peki nasıl olacak?

Sosyal medya yasası şarttır ama kâfi gelmez. Göz göze gelinmeyen yerde insanlardan utanma hatrına namuslu olmak da imkansız. Herkesten hiç kimsenin olmadığı yerde bile edebe riayet edecek kadar evliyalık beklemek de racona ters. Hiç olmazsa yalana, iftiraya, edepsizliğe, ahlaksızlığa bu işi yapanların en yakınları, takipçileri, dostları, dünyaya aynı yerden baktığı insanlar karşı çıkmalı. O kişiyi mahcubiyete, özre, geri adam atmaya mecbur etmeli. Ama hayır! Onlar da karşı taraf doğruyu ortaya koyduğunda bile saçma sapan bir aidiyet duygusuyla, vahşi bir yalan şehvetiyle, hayvânî bir hazla yalancının ve yalanının arkasında duruyorlar.

Netice- i kelam: Sosyal medyanın ahlakı yokmuş, varsın olsun; cehenneme de kütük lazım!

#Sosyal Medya
2 yıl önce
Cehenneme kütük lazım
Bereket
Azınlığın zenginliği ile 1 Mayıs'ın yoksulluğu
Tadımlık hile
Öğrenci hareketleri: İsrail’e karşı ama düzene karşı mı?
Netanyahu’ya tutuklama tehdidi ve Amerika’nın uluslararası itibarı