|
Cumhurbaşkanını sevmek suç olmaktan nasıl çıkar?

Türkiye’de söz konusu Cumhurbaşkanı olunca işlenebilecek iki büyük suç vardır: Birincisi Cumhurbaşkanına sövmek, ikincisi Cumhurbaşkanını sevmek.

Birincisinin suç oluşu yasayla sabittir, ikincisi yazılmamış birtakım kaideler gereğince.

Söverseniz savcıya ifade verirsiniz, mahkemelik olursunuz, para cezası alırsınız, hapse düşersiniz. İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü, kişisel hürriyetler, entelektüel alan gibi bahanelerle dostlarınız sizi savunur. Adliyede sanatçılar alkışlar, muhalefet milletvekilleri mahkeme salonlarının kapısını yumruklar, sosyal medyayı ayağa kaldırırlar, sağda solda sizin için programlar yapılır, yürüyüşler düzenlenir. Hapse girerken kahraman gibi uğurlanırsınız, çıkarken muhalefet partilerinden birisinin vekil namzeti olarak ağırlanırsınız.

Severseniz linç edilirsiniz, tehdit edilirsiniz, kara listeye alınırsınız, yalaka diye yaftalanırsınız, işinizi yapabileceğiniz alanlardan uzaklaştırılırsınız, ananızdan emdiğiniz süt burnunuzdan gelir. Sanatçı muhalif olmalı, yandaştan yazar olmaz, sanat özgürlük ister gibi bahanelerle adınızı saray soytarısına çıkarırlar. Dostlarınız sizin gibi düşünseler dahi sizi savunmaya cesaret edemezler. Cep telefonunuza mesajlar gelir ‘yanındayız kardeşim’, ‘sana ayıp ediyorlar’, ‘sen haklısın, bunlar iyice işi azıttı’ minvalinde. Ama özelden mesaj atanların hiçbirisi sosyal medyadan senin yanında durduğuna dair bir paylaşım yapamazlar, çünkü senin başına gelenleri görmüşlerdir ve aynı akıbetle yüzleşmek istemezler.

Birincisi, Cumhurbaşkanı kim olursa olsun suçtur; ikincisi bu toprakların ruh köküne bağlı bir adam Cumhura başkanlık ettiği vakit suç haline gelir. İnönü’ye, Evren’e, Sezer’e sövmek mutlak suçtur ama Menderes’i, Özal’ı, Erdoğan’ı sevmek mutlaka suç gibi takdim edilir.

(Not: Yazar bu cümleyi yazarken Ahmet Necdet Sezer’in ismini hatırlayamadığı için Google’a sormuştur, kayıtlara geçsin!)

Millete rağmen millete Cumhurbaşkanlığı yapanları sevdiğiniz zaman adınız sanatçı, entelektüel, yazar, şair olarak anılır ve yüceltilirsiniz. Milletin adamlarını sevdiğinizi ifade ettiğiniz anda ne sanatçılığınız kalır, ne yazarlığınız, ne entelektüelliğiniz, ne şairliğiniz; söverler size.

İnönü’gillere söverseniz zaten ananızı ağlatırlar, sevmeden de bu ülkede sanatçı olamazsınız. Erdoğan’gilleri sevdiğiniz anda entelektüelliğiniz, yazarlılığınız, sanatçılığınız biter; sövmeden yazar, sanatçı, entelektüel olamazsınız!

Birinci suçu halk pek işlemez; ekseriyetle okur, yazar, çalar, söyler kaymak tabakanın işidir bu haltı yemek. Halk ekmeğinin peşindedir zira, ama bu namussuzlar buradan ekmek yerler.

İkinci suçu halk işlediği zaman kimsenin umrunda olmaz ama okuyan, yazan, düşünen, meşhur bir isim sevgisini ifade ettiği anda onu aforoz eder, çarmıha gererler. Halkı hiçbir zaman kâle almaz bu namussuz güruh ama halka yön verebilecek olanla uğraşır, onu ekmeğinden ederler.

Bu iki suçun aşağı doğru kademe kademe inen ilaveler manzumesi vardır. İktidar partisinin belediyelerinde konferans yahut konser verip, dinleti yapar yahut davetlerine icabet ederseniz yalaka, yandaş, satılık olursunuz, yaftayı yapıştırırlar. İşinizi yapar, salonları tıka basa doldurur, alnınızın terini son damlasına kadar hak edersiniz ama sosyal medyada bir paylaşım yaparken tereddüt edersiniz, eliniz titrer. Çünkü bilirsiniz ki, emekçinin hakkı, sanat bilmem ne diye zırvalayanlar paylaşımınızın altına sinek gibi doluşacak sizi sarayın adamı ilan edip dalga geçeceklerdir. İşin hazin tarafı sizi savunması gerekenler de gaza gelip ‘millet aç aç, kaç para aldın?’ diyerek sizi sorguya çekeceklerdir.

Muhalefetin belediyelerinde diğer tarafın dört -beş katı kaşe ile aynı işi yaptığınız zaman, salon dolmasa da, yaptığınız işin kimseye bir hayrı olmasa da sosyal medyada bay başkanlarla boy boy fotoğraflar paylaşıp, yalakalığı utandıracak kadar taklalar atsanız da el birliğiyle Che Guevera ilan edilirsiniz. Kimse aldığınızı sorgulamaz, yaptığınızın niteliği kimsenin umrunda değildir; çünkü sanatsız kalmış bir milletin hayat damarlarından birisi kopmuş demektir!

Milletin adamlarından birisinin belediye başkanı muhteşem bir icraata imza atsa ve siz bunu sosyal medyada haklı ve küçük bir iltifatla zikretseniz yandaş ve yalaka olursunuz. Ama bir hata yapsa ve siz bunu bire bin katarak dile getirmeseniz artık sanatçı değilsinizdir.

Muhalefetin belediye başkanı büyük bir rezalete imza atsa (asırlık ağaçları bir gecede kesse mesela) siz de bunu ima ile dile getirecek olsanız sizi algı ile bitirirler. Saçma sapan bir icraat yapsa ve siz abartarak alkışlamasanız sizi saray soytarısı ilan ederler.

Bakmayın yirmi küsur senedir iktidar olduğuna, Sakarya hâlâ öz yurdunda gariptir, hâlâ öz vatanında parya!

Diyeceksiniz ki iyi güzel de çare ne?

Çok basit, iki adıma bakar bu meselenin halli: Birincisi Taksim Camiini açmaktı, ikincisi içini doldurmak!

Altını mı demeliydim yoksa?

#Cumhurbaşkanı
#İnöne
#Evrenw
#Sezer
#Che Guevera
#Erdoğan
2 yıl önce
Cumhurbaşkanını sevmek suç olmaktan nasıl çıkar?
Hayvanseverler neyi sevmezler?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü