|
Dijital Çağ, Yeni Türkiye ve Ahmet Davutoğlu

"Babamı gömdüğüm şehir (Gazze) hakkında tweet atıyorum."

Nalan Al Saraj böyle karşılıyor kendisini takibe alanları twitter biyografisinde. Gazze"nin İsrail saldırılarının en yoğun yaşandığı günlerde, kan ve barut kokarken, Filistinlililerin yaşadığı psikolojiyi, insanlık dramını başta Nalan olmak üzere, Gazzeli twitter kullanıcılarından öğreniyor ve hissediyordum. O acı veren, insanlık adına utanç taşıyan anlarda, saatlerde ve günlerde, Nalan"ın dış dünyayla bağlantısını kuran, sesine güç katan, hayata daha güçlü bağlanmasını sağlayan araçlardan belki de en önemlisi attığı tweetlerdi. Nalan en samimi şekilde, ruhunun en çıplak haliyle hissettiği korkuyu, duyduğu sevinci, hemen evinin yanıbaşında patlayan bir bombanın etkisini 140 karakter ile tüm dünyaya duyuruyordu. Aynı şekilde 16 yaşındaki Farah Gazan, attığı tweetlerle İsrail propaganda makinesini parçalıyor, Filistin"in ve Gazze"nin yaşadıklarını dünyaya aktarıyordu. Benzeri örnekleri artırmak mümkün Dr. Bassel AbuWarda, @Zee_Gaza, @kholoudellouh gibi isimler vb. Gazze"nin İsrail saldırılarına direndiği dönemde, sokağın sesi oldular. İsrail savaş makinesinin psikolojik operasyon kolu Hasbaralar, tüm imkansızlıklara ve sansür girişimlerine rağmen ellerindeki telefonlar ile direnen bu kahramanlara yenildi. Bir anlamda internetin ve sosyal medyadaki özgürlüğün oluşturduğu fırsatı göz önüne seriyorlardı.

Gazze örneğinde yaşadığımız gibi anarşik olduğu kadar demokratik ve özgür bir platform da olan internet ve sosyal medya mecraları, güçlü olan karşısında zayıf olana ayakta durma, sesini duyurma ve direnme imkanını sunuyor. Kitle iletişim araçlarının her geçen gün belirli merkezlerden kontrol edildiği ve yönetildiği bir çağda, sosyal medya mecraları nefes alacak yeni bir alan sağlıyor.

Eric Schmidt ve Jared Cohen"in ufuk açıcı kitapları Yeni Dijital Çağ"ın ilk sayfasında dedikleri gibi "İnternet tarihte anarşiyi de içeren en büyük deneydir." Yaklaşık 24 sene önce hayatımıza giren internet deneyinde sosyal medya daha zorlu bir safhayı oluşturuyor. Her geçen saat, her geçen gün bu deney daha zorlu sınamalardan geçiyor, daha büyük bir kitleyi kendine dahil ediyor. Tarihin hiçbir döneminde, tüm dünyanın bir deneyin parçası olduğu görülmemiştir ama şimdi birlikte yaşıyoruz. Hepimiz bir deneyin içindeyiz. Verdiğimiz tepkiler, aldığımız kararlar ile ona yön veriyor ve ondan etkileniyoruz. Devletler, şirketler, kurumlar ve bireyler hepimiz bu deneyin içindeyiz. Öyle ki, Cohen ve Schmidt önümüzdeki on yılda sanal dünya nüfusunun yeryüzü nüfusunu geçeceğini iddia ediyorlar. Yani Türkiye"nin 100. Kuruluş yıldönümünü kutlayacağı bir dönemde, karşımızda bugünden tamamen farklı bir dünya ve gerçeklik ile karşılaşacağız. Bu bir tahmin değil tamamen somut bir gerçek. Bildiğimiz dünya bitiyor ve tamamen başka bir dünya kuruluyor.

Neden bunları yazdım? Çünkü bizim de bir iddiamız var. Yeni Türkiye"yi kurmak. Buradan Yeni Türkiye"yi kuracak kadroları şekillendirecek 62. Hükümetin Başbakanı Ahmet Davutoğlu"na seslenmek istiyorum. Son 10-15 günde yeni Türkiye ve sayın Davutoğlu"nun vizyonu ile ilgili epey bir literatür oluştu, tek bir konu hariç, dijital evren. Türkiye, dış politikasında, sessiz yığınların sesi, kimsesizlerin kimi olma misyonunu, dünyanın vicdanını yeniden canlandırma ve temsil etme hedefini, yeni dijital dünyaya da taşıyabilir, taşımalıdır. İnanıyorum ki Türkiye, insanı önceleyen, barış ve özgürlük eksenli vizyonunu internet alanında aktif ve yön verici bir güce dönüştürebilir. Gönül isterdi ki bu anlamda 62. Hükümet programında sadece yeni dijital çağa mahsus genişçe bir bölüm ayrılsaydı. Türkiye"nin yeni dijital dünya ile ilgili vizyonu net olarak tüm dünyaya bu vesileyle duyurulsaydı. Yeni Türkiye"nin her nerede olursa olsun #Gazze"de olduğu gibi zulüm altında varlık mücadelesi verenlerin yurdu olan internetin ve sosyal medyanın özgürlüğünün öncüsü ve koruyucusu olduğu vurgulansaydı. Dijital deyince sadece kitapları tabletlere aktarmak anlaşılmadığı, geniş bir evrenin ve onun içindeki yüz milyonların haklarının korunmasının anlaşılması gerektiği vurgulansaydı. Keşke 62. Hükümetin programı, dijital çağın anayasasını barındırsaydı. Yeni Türkiye"nin dijital çağa yapacağı katkılar tek tek bu metinin içinde varlık bulsaydı. Yeni Türkiye"nin internet özgürlüğü konusunda teminat olduğu net olarak vurgulansaydı. Yeni Türkiye"nin dijital girişim özgürlüğünün teminatı olduğu vurgulansaydı. Ancak fırsat kaçmış değil, Haziran 2015"te Türkiye yeni bir anayasa için sandığa gidecek. İşte bu süreçte sayın Davutoğlu ve çalışma arkadaşları, tüm dünyaya örnek olacak bir "Özgür İnternet Manifestosu" yazabilir.

Çok mu naifim? Asla öyle olduğumu düşünmüyor. Bilakis yeni Türkiye ve Ahmet Davutoğlu vizyonuna güvendiğim için bu satırları yazıyorum. Zorlukların, tehditlerin ve sınamaların farkındayım. Ancak ülkemin önündeki büyük fırsatı da görüyorum. Yeni Türkiye, bir kez daha bu coğrafyanın gücünü, mavi kürenin her santimetrekaresinde hissettirmek istiyorsa bunun yolu internetten ve yeni dijital çağı anlamasından geçiyor. Bu noktada sayın Davutoğlu"na önerim, Schmidt ve Cohen"in kitapları, "Yeni Dijital Çağ" hem kendisinin hem de ekibinin başucu kitaplarından birisi yapmasıdır. Sayın Davutoğlu, yeni Türkiye"nin inşa sürecinde dijital dünyayı takip edecek, ülkemizi orada temsil edecek ve rengini verecek bir ekibe ihtiyacı var. Hatta Başbakanlık bünyesinde böylesi yetkiye sahip, müdürlük seviyesinde bir birim de kurulmalı. Sayın Davutoğlu"na dijital konularda danışmanlık yapacak bir isim her an kendisiyle birlikte olmalı. Belirttiğim bu hususlar bir lüks değil, birkaç sene önce kurulması ve oluşturulmuş olması gereken hususlar. Vakit henüz geç olmadan hayata geçirilmeli.

Hedefini önce insan olarak belirleyen, sayın Davutoğlu liderliğinde Yeni Türkiye, internete kendi rengini vermelidir. Yeni ve büyük Türkiye internetin genişleyen dünyasına mührünü vurmak zorundadır. İnanıyorum ki sayın Davutoğlu bu yazıma kayıtsız kalmayacak.

10 лет назад
Dijital Çağ, Yeni Türkiye ve Ahmet Davutoğlu
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi