|
CHP"nin ve "modernizm"in sonu

Modernizm Batı''nın toplumsal kurumlarını ve değerlerini, öteki toplumların kurum ve değerlerden üstün gören bir ideoloji; Batılı olmayan toplumların ekonomik, sosyal ve siyasi gelişmelerini hızlandırmak, Batı kültürüne ve ekonomisine bağımlılıklarını sürekli kılmak için geliştirilen bir politikadır. Batılılar, Avrupa dışındaki modernistleri, sömürgeci ilişkilerini, siyasi, ekonomik ve kültürel alanda diri tutarak, çıkarlarına karşı tehdit oluşturan gelişmeleri bastırmak amacıyla desteklediler.

Modernizm, düşünce olarak pozitivizmden besleniyordu. Sosyal bilimlerde pozitivizme güvenin sarsılmasıyla, modernist değişme modelleri de terkedildi. Yeni gelişen "eleştirel" ve "postmodern" teoriler, Batılı olmayan toplumların siyasal problemlerini, artık "siyasal gelişme" olarak ele alıyor ve bu yeni yaklaşım, modernizmi dört noktada yetersiz ve ön yargılı buluyor.

1. Modernizm, pozitivist felsefenin etkisinde kalarak, Batı tarzı modernleşmenin kaçınılmaz ve geriye çevrilemez bir süreç olduğunu savundu. Oysa geleneksel toplumların, ilkel kabilelerden, imparatorluklara ve sanayi öncesi tarım toplumuna kadar uzanan çizgide çeşitli türleri ve farklı örgütlenme biçimleri vardır. Bu toplumların Batı''nın modernleşme sürecinden geçmelerini kaçınılmaz görmek, modern toplumu tarihin nihai evresi kabul etmeyi gerektirir. Kendi içinde çelişkileri olan ve sürekli değişen Batı tipi modern toplumun, insanlığın ulaşacağı en son toplumsal evre olduğunu söylemek ise, kanıtlanması imkansız bir kehanettir.

2. Modernizme göre, geleneksel toplumlar, modern topluma geçiş sürecinde, demokratik olmayan siyasal rejimler tarafından yönetilebilir. Modern toplum aşamasına gelindiğinde ise, Batı toplumlarında olduğu gibi, siyasi rejimleri kendiliğinden demokratikleşir. Oysa geleneksel toplumlar her zaman diktatörlerce yönetilmediği gibi, modern toplumlar da, mutlaka demokratik olmayabilir. Modern toplumun bilgi seviyesi geleneksel toplumdan daha yüksek iletişim daha fazla gelişmiştir. Buna rağmen totaliter sistemler, "faşizm" ve "nasyonal sosyalizm" gibi en iyi organize olmuş, en güçlü uygulamalarını modern toplumda vermiştir.

3. Modernizm, siyasi gelişme ve demokratikleşmenin ön koşulu olarak, iktisaden kalkınmış olmayı ve kültürde modern Batı normlarının benimsenmesini gerekli görmektedir. Oysa, özgürlük, işsizlik, yoksulluk ve eşitsizlik sorununu çözemeyen toplum, kültürde Batı normlarını benimsemiş olsa da gelişmiş sayılamaz. Demokratikleşme, modernleşmeyle eş anlamlı değildir. Ve modernleşmeye geçiş sürecinde, istikrarın özgürlüklere üstün tutulması, mutlaka demokratik bir rejim kurulacağı tezini zayıflatmaktadır.

4. Modernizmin öngördüğü gibi, zorunlu olarak ileriye doğru gidişi belirleyen tarih yasaları yoktur. Geleneksel ya da modern toplumlardan herhangi birinin diğerine üstünlüğü sözkonusu değildir. Her toplumsal oluşum, kendi rasyonalistine sahip olarak örgütlenmesini farklı yöntemlerle gerçekleştirir. Bunun nasıl olacağı, ister modern, isterse geleneksel olsun, her bir somut toplumun şartlarına bağlıdır.

Pozitivizm duvarını aşan ve modernizmin totaliter dayatmalarını eleştiren siyaset teorilerine göre, siyasi gelişmenin yönünü, toplumun tarihselliği içerisinde, kendi potansiyeli belirler. Toplum kendi potansiyelini harekete geçirerek, kendi siyasal gelişmesini sağlayabilir ve kendine özgü demokrasisini kurabilir. "Tüm ülkeler için örnek alınabilecek ideal tip bir demokrasi sözkonusu değildir." Her toplumda siyasal karar alma süreçlerine katılım, iktidarın kullanılması ve iktidar karşısında özgürleşme farklı biçimlerde gerçekleşir.

19. yüzyılın başlarından itibaren Batı''yı örnek alarak değişen Türkiye, pozitivizmin ve modernist politikaların en sadık izleyicisi oldu. Modernleşme Batı kültürünü benimseyen üst düzey bürokrat ve aydınlardan oluşan bir seçkinler zümresince yürütüldü. Önceleri askeri ve idari alanlarda yapılan düzenlemeler, ilerleyen dönemlerde siyaset, eğitim, kültür ve sosyal alanı içine alarak genişledi.

Modernist değişme modelinin benimsenmesinde reformları yapan bürokrat ve aydın kadroların pozivitist bilim anlayışına bağlı olmaları etkili oldu. Osmanlı toplumunun Batı''ya açıldığı dönemde, ilim anlayışı olarak pozitivizm egemendi. Batı''da eğitim görenler ve Batılı usullerle eğitilenler pozitivizmi benimsedi. Pozitivizm, Batı''ya açılan pencereden Türkiye''ye giren ilk Batı kökenli ideoloji oldu.

Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilen tüm entellektüel ve siyasi dönüşümler, pozitivist eğilimli kadrolar tarafından yönlendirildi. Aydınlar arasında pozitivist bilim ideolojisini benimsemek gelenekten kopmanın ilk şartıydı. Geleneksel kurumlara ve değerlere pozitivist bilim ideolojisi ile karşı çıkıldı. Türk aydınlarının özellikle de sosyal bilimcilerinin Batı''da sonradan gelişen yüzlerce sosyal bilim anlayışından pozitivizme saplanıp kalmalarında, cumhuriyet ideolojisinin pozitivist temelli olması etkiliydi.

Cumhuriyet bir yönetim biçimi, demokrasi ise; düşünce, inanç, örgütlenme hak ve özgürlüklerini iktidarın hukuk dışı tutumuna karşı koruyan, düzenli aralıklarla yapılan seçimlerde iktidarın değişmesini sağlayan siyasal bir yöntemdir. Bu yöntemin uygulanabilmesi için gerekli koşullar, modernistlerin bir zamanlar ısrarla yaptığı gibi, bir başka ülkeden ithal edilemez. Değişen toplumsal şartlar dikkate alınmadan 19. yüzyıl pozitivizminde ısrar edilerek siyasi rejimin demokratikleşmesi sağlanamaz.

Batı''da çoktan tarihe karışan pozitivizmi, kendisini modernist politikaların hamisi gösteren CHP, cumhuriyet ideolojisinin bir unsuru olarak ısrarla koruyordu. Siyasi hayatın, pozitivizmin öngördüğü şablonun dışına taşması, cumhuriyete karşı bir tavır olarak görülüyor ve tepkiyle karşılanıyordu.

Cumhuriyet Halk Partisi, "sözde sosyal demokrat" göründü, özde ise çağ dışı olmuş "modernist ve pozitivist ideolojilerin pençesinden kurtulamadı." Son çare olarak devlet eliyle modernleşmeci ideolojinin "laiklik" ve "Atatürk" gibi unsurlarına sığındı. Sürekli değişen dünyada, kendini yenileyemeyen CHP, tarihin ve toplumun dışına düşerek, kendi sonu ile beraber modernist politikaların da sonunu hazırladı.


25 yıl önce
CHP"nin ve "modernizm"in sonu
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle