|
Toprağa düşürülen her çocuk bizimdir...

Dünyada şiddet hızla tırmanıyor. Her gün yeni katliam haberleri alıyoruz. Sosyoekonomik gelişmişlik, Doğu- Batı ve Kuzey- Güney eksenlerinde yer almak fark etmiyor her yerde büyük bir şiddet dalgası var.

Geçen hafta ABD"nin Connecticut eyaletinde 5 ila10 yaş arasındaki çocuklara eğitim veren okul basıldı 20"si çocuk 27 kişi öldürüldü. ABD"de okul basılması ilk defa olan bir olay değildi.

Ayrıca çocuklara yönelik saldırılar sadece ABD"de yaşanmıyor.

Merkezinde yer aldığımız coğrafyada da çocuklar sıkça saldırılara maruz kalıyor.

Bosna-Hersek, Hırvatistan ve Kosova"ya yönelik Sırp saldırıları sonucu, Rusya ile Çeçenistan arasındaki savaşta da binlerce çocuk öldü. Aynı şekilde İsrail"in Filistin ve Lübnan"a yönelik saldırılarında etkilenenlerin ve ölenlerin daha çok çocuklar olduğunu gördük.

Saldırıya maruz kalmış coğrafyaları ziyaret ettiğimde unutamadığım ve beni yaralayan gözümün önünden gitmeyen görüntüler var belleğimde.

2005"de Bosna-Hersek"te Srebrenica"da öldürülenlerin defin merasimine katılmıştım. Genç bir kadın gözyaşları içinde küçük bir mezarın üzerindeki otları bir çocuğun saçlarını okşar gibi sıvazlamaktaydı. Mezarda yatan çocuğuydu.

2006"da İsrail"in Lübnan"a yönelik saldırılarında Doğu Beyrut, Sayda ve Sur kentlerinde birçok yerleşim yeri vurulmuştu. Kana"da üç katlı bir ev bombalanmıştı. Bir sivil savunma görevlisinin enkazdan çıkarttığı, ağzının kenarı kanlanmış, toz toprak içinde ve boynunda mavi emzikli bebek cesedi bütün dünyayı etkilemişti.

2009"da İsrail"in Gazze"ye yönelik saldırıları sonucu öldürülen çocukların cenaze merasimleri belleklerden kolay kolay silinmeyecek görüntülerdi.

28 Aralık 2011"de Şırnak Uludere Gülyazı köyünde yanlışlıkla vurulduğu iddia edilen ve halen mahkemesi devam eden "Roboski katliamı" olarak nitelendirilen olayda 17"si çocuk 35 kişi öldürülmüştü. Battaniyelere sarılı çocuklarının bedenlerinin başında bekleyen ailelerin acısını unutmak mümkün değil.

4 Aralık"ta Suriye"nin başkenti Şam"da bir ilkokula isabet eden havan topu sonucu 29 öğrenci ve bir öğretmen öldü. Ya oradaki çocuklar!

İşgal, iç savaş ve terör saldırısı altındaki ülkelerde veya topraklarda hemen hemen her gün bu tür görseli olacak olaylar yaşanıyor.

Batıda veya merkezinde yer aldığımız bu coğrafyada olanlar bir şekilde gündem oluşturuyor ve bizleri etkiliyor.

Hiç konuşulmayan ve üzerinde tartışılmayan bir coğrafya var.

Orası Afganistan"dır.

Afganistan, 1979"dan itibaren fiilen bir işgali yaşıyor. Orada olanlardan batılı enformasyon kanallarından haberdar olabiliyoruz ancak.

Afganistan"da, halka rağmen modernliği ve demokrasiyi getirmeye çalışan ABD öncülüğünde NATO güçleri Taliban"a karşı savaşıyor.

Kim olduklarını, nasıl düşündüklerini bilmediğimiz halde, sadece batılı ajansların bizlere sundukları haberlerden ve görsellerden yola çıkarak Taliban"a karşı düşmanlık duygusu besliyoruz.

Bu hafta başında Afganistan"ın doğusundaki Ningehar eyaletinde 10 kız çocuğunun ölümü ile ilgili gazetelerin dış politika sayfalarında küçücük bir haber vardı. Yeni Şafak başta olmak üzere sadece bir iki gazetede küçücük bir yer bulabildi. Hiç kimsenin kılı kıpırdamadı. ABD"de ölen çocuklara yakılan ağıtın binde biri kadar olabilecek bir ilgiye bile mazhar olmadı.

Ormana odun toplamaya giden 9 ila11 yaşlarında10 kız çocuğu ellerindeki baltayı odun sandıkları mayına vurdular ve patlama sonucu öldüler. Bu çocukların mayınla değil ABD"nin insansız hava araçlarının saldırısıyla öldükleri de söyleniyor.

Son üç yılda Afganistan"da 585 sivil ki bunların çoğunluğunu çocuklar oluşturuyordu insansız hava araçlarıyla "yanlışlıkla" vurulmuş. Ya Pakistan da? Nerede insan hakları savunucuları?

Afganistan"da her gün yüzlerce Müslüman"ın öldürülmesi vaka-i adiyedir. "Bugün Afganistan"da hiç Müslüman öldürülmedi" sözü haber niteliği taşıyabilir. Vicdanlar nasıl da nasırlaşmış.

Bütün bunları anlatmamın nedeni; aydınlık bir geleceği kurmaya karar vermiş insanlığın geleceğin teminatı olan çocukları nasıl yok ettiğidir.

Yok etmek sadece onları öldürmek değil, onların ruhlarında derin yaralar açan olayları yaşatmaktadır aynı zamanda.

Bizim medeniyetimiz çocuklar arasında hiçbir ayrım yapmaz ve onların ortak bir fıtrat üzerinde yaratıldığına inanır.

Çocukları öldüren veya öldürmeye neden olan hiçbir düşünce başarıya ulaşamaz.

Doğu-Batı ve Kuzey-Güney"de toprağa düşürülen her çocuğun sorumluluğu bizim üzerimizdedir.

11 yıl önce
Toprağa düşürülen her çocuk bizimdir...
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!
Unutma sakın!