|
Kutsanmış küçülme

Charles Dickens, İki Şehrin Hikâyesi başlıklı romanının girişinde 19.Yüzyıl"ın zaman rûhunu sanki edebî bir manifestoya dönüştürür. 19.Yüzyıl gerçekten de ulu bir yüzyıldır. Gerek rûhuyla, gerek reel bir târih olarak, 19.Yüzyıl zaten 100 yıllık bir zaman aralığı değildir. Onu 1789 ile başlatmak ve 1945 ile sona erdirmeyi hep daha anlamlı bulmuşumdur. 20.Yüzyıl ise 1945"de başlayıp 1989, yani duvarın yıkılmasıyla sona eren bir Liliput çağıdır âdeta. Elyevm idrâk etmekte olduğumuz 21.Yüzyıl"a gelince, onu bu yazıda konuşacağız.

19.Yüzyıl, insanlığın maddî başarıları ile idealinin birlikte okunduğu bir zamandı. Aydınlanma"nın bakışı, özellikle de feylozof Kant"da dile geldiği biçimiyle; insanlık felsefesi ile bilim-teknoloji ikilisinin ele ele vererek selâmeti sağlayacağına inanıyordu. Selâmet düşüncesi ister sınıfsal, ister ulusal açıdan yorumlansın, bu rûha uygundu. Ulusal düşünce mesela Herder"de gözüktüğü üzere uluslardan oluşan bir insanlık âilesini düşlüyor, liberal öğreti ile eşlendiriliyordu. Sınıfsal bakış ise, Marx"ın ünlü manifestosunda dile geldiği üzere nihâî tahlilde insanlığın birliğini öngörüyordu.

Bu büyük bakış, aslında evrensel din olgusunun yeni bir yorumu idi. Yâni özü îtibârıyla dinsel bir bakıştı. Evrensel dinler, yerelde tezâhür eden paganlığın aşılmasını anlatır. 19.Yüzyıl da bir anlamda bu ideale maddî bir bağ kazandırmıştır. Bilim-teknolojinin kazanımlarıyla insanlık idealinin Aydınlanma"da bir araya getirilmesi bunu anlatır.

19.Yüzyılı içinden kemiren olgu, açılımlarının önce meta-fizik düzeyde, daha sonra da moral eksende paganlığın etkisine girmesidir. Buna en fazla teşne olanı elbette ulusçuluktur. Ama sorunu ulusçulukla sınırlandırmak ve onu bir günah keçisi haline getirmek eksik ve yüzeysel kalır. Sosyalist düşüncenin Engelsçi bir kıvam kazanması buna eşlik eder. Rene Guenon"un metafizik boşluk olarak tanımladığı olgu burada da tezâhür etmiştir. İnsanlık idealinin bilim ve teknolojiyle eşlendirilmesi ona bir metafizik kazandırmamıştır. Pozitivizm, bilim ve teknolojinin ideolojik hâlidir. Ama metafizik boşluk burada da gözükür. Epistemolojik başarılar ya da ideolojik güçlendirme kendiliğinden bir metafizik doğurmuyor. Adorno ve Horkheimer"in Aydınlanm"anın diyalektiği üzerine yazdıklarını Guenon gibilerin yazdıklarıyla beraber okumak daha anlamlı olur.

Metafizik boşluğu ise her defasında paganlığın yeni yorumları doldurmuştur. Nasyonalsosyalizm, Aydınlanma"nın maddî başarılarıyla paganlığın eşsiz ve en olgun bileşkesidir. Zaten 19.Yüzyıl"ın sonunu getiren de bu olmuştur.

20.Yüzyıl, bu yaman çelişkiyi ortadan kaldırmadı; sâdece durağanlaştırdı ve görece olarak yatıştırdı. Onun içindir ki 20.Yüzyıl güdük bir restorasyon çağıdır. 21.Yüzyıl"a gelince, bu çelişkilerin yeniden derinleşmeye başladığını görüyoruz. Küreselleşme ideolojisi sadece bu çelişkiyi derinleştirmiyor; onu olağanlaştırıyor da. 21.Yüzyıl, neopozitivizmin neopaganizm üzerinden yeniden üretimidir. Küyerellik ise olsa olsa onun hegemonik safsatasıdır. Bu safsata bilinçlerimizi dumura uğratıyor. Ekonomik akılcılık, bilimcilik ve teknolojizm bir büyüme hissi yaratıyor. Ama bu sâdece bir his. Hisler yüzeyel deneyimler olarak derinlikli deneyimlere adanan bilincin yerini almıştır. Bu târihte boşuna Homo Sapiens, Zoon Politikon, hattâ Homo Economicus"un târihini aramayalım. Baskın olan Homo Ludens"tir. Çünkü artık ne özne var, ne de özneleşme iddiası. Küyerelliğin nesnesi çocuk insanlıktır. Çocukluk ise sâdece oyunla anılır. Siyasal akılcılığın oyun teorilerine gark olması ve stratejizme evrilmesi; ekonomik akılcılığın kumar kapitalizmine dönüşmesi, bilim ve teknolojinin ürünlerinin giderek daha fazla oyuncaklaşması da bu yüzdendir. Bu hegemonik oluşuma karşıt bir hegemonya oluşturmak muhalefetlerin işidir. Oysa muhalefet de çocuklaşmadan payını almaktadır. Etnik itiş kakışlar, cinsiyet üzerinden dalaşmalar, giderek çocuklaşan ve paganlaşan teolojik tartışmalar, sembolik kavgalar, yaşam tarzı alınganlıkları ve kıskançlıkları çocuklaşan dünyanın göstergeleridir. Hâsılı kutsanmış küçülme asrımızın daralmış zaman rûhunu veriyor...

10 yıl önce
Kutsanmış küçülme
“Görüntülere kazak ören aldatılmış büyükanneler” Türkiye’si...
Meselemiz “hesapsızlık”
Amerikan sponsorluğunda İsrail-Suudi normalleşmesi
Faz-2: Washington’un bölme operasyonuna Ankara yanıtı
İsmailağa’ya değil, Türkiye’ye operasyon