|
Balkanlarda işler iyi gitmiyor

Bölgemizde ilgilenmediğimiz veya göz ardı ettiğimiz her sorun bir müddet sonra bizi ilgili hale dönüştürüyor. Siyasiler, entelektüeller, sanatçılar başta olmak üzere halkımızın sözlerine Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya ve Orta Doğu diye başlaması, bunun en önemli nedenidir. Bu alanlar içinde olup biten her şey bizi birinci derecede ilgilendirir.

Balkanları dolaşırken karşılaştığım siyasiler ve entelektüeller, başta Türkiye olmak üzere Orta Doğu"daki gelişmeleri sordular. Ben de onlara yaşadıkları bölgeleri sordum. Bölge barışının halen pamuk ipliğine bağlı olduğunu, hükümetlerin gerekli reformları yapamadığını; dolayısıyla arzu edilen anlamda siyasi ve ekonomik gelişmenin sağlanamadığını anlattılar.

AB üyelik beklentisi olmasa, çoktan yeni savaşların başlayacağını söylediler. Yunanistan, Bulgaristan, Romanya ve Hırvatistan gibi Balkan ülkelerinin bir kısmı AB"ne tam üye oldu. Sırbistan, Arnavutluk, Makedonya, Karadağ, Bosna-Hersek ve Kosova gibi diğer bir kısım ise üyelik sürecine başlamış veya başlamak üzere.

AB"ne üye olmuş veya üyelik süreci başlamış olmasına rağmen ülkeler dini, etnik ve iç savaşlardan kaynaklanan sorunlarını henüz çözemediler.

Hırvatistan 1 Temmuz itibariyle AB"ne tam üye olmasına rağmen, Doğu Slavonya ve Batı Krajina"daki iç savaştan dolayı göç etmek zorunda kalan Sırp mültecilerin geri dönüş sorununu çözebilmiş değil.

Ayrıca sağcı Hırvat siyasetçiler Kuzey Bosna"da ve Hersek bölgesinde yaşayan Hırvat etnik unsurlara ziyadesiyle ilgili davranıyorlar. Bu durum Bosna-Hersek"te Boşnak-Hırvat Federasyonu"nun içinde yaşayan Hırvat unsurlar üzerinde etkili oluyor ve iç istikrarı etkiliyor.

Benzer bir durum da Sırbistan"la Bosna Sırp Cumhuriyeti arasında yaşanmaktadır. Bosna Sırp Cumhuriyeti"nin siyasileri her fırsatta kendilerinin Sırbistan"ın bir parçası olduklarını söylemekte ve bunun oluşması için çalışmaktadırlar. Bütün bunlara Dayton Anlaşması"ndan kaynaklanan idari yapılanmayı eklediğinizde yönetilemez bir ülke ile karşılaşıyorsunuz.

Bosna Hersek Cumhurbaşkanı merhum Alija İzetbegoviç Dayton Barış Anlaşmasını zehir içmeye benzetmişti. Alija "o günün şartları içinde o günkü liderlerle savaşı durdurmak için bundan daha adil bir barışın mümkün olmayacağını" söylemişti. Bütün umudu, barıştan sonra gelecek siyasilerin aksayan yönleri düzeltecekleriydi.

Bugün üzülerek şunu söyleyebilirim ki, Alija"dan sonra ne Haris Silajcic ne de Bakir İzetbegoviç"in halen yürüttüğü dönemde birliği sağlayacak ve reform yapacak güçlü bir Boşnak siyasi iradesi oluşmadı. Ülkenin bütünlüğünün korunması için tüm umutlar AB tam üyeliğine bağlanmış durumda.

Bugünler Bosna-Hersek iç savaş günlerinden daha ağır siyasi ve ekonomik bir süreçten geçiyor.

Bosna Sırp Cumhuriyeti merkezi yönetime rağmen kendi yönetimi altında yaşayanlara vatandaşlık numarasını verme girişimi Hırvatların da bu doğrultudaki talepleri sosyal güvenlik sistemini felç etti. Aynı ülkede aynı vatandaşlık numarasına sahip bireyler olacağından kayıt işlemleri durduruldu.

Sosyal güvenlik kurumuna kayıt edilemeyen yeni doğan çocukların tedavi edilememesi üzerine ölüm vakaları yaşanmıştı. Geçen aylarda genç anneler bu durumu protesto eden gösteriler yapmışlardı. Bugün geçici vatandaşlık numarası verilerek sorun aşılmaya çalışılıyor.

İdari yapı ve siyasi istikrarsızlık, kanton, federal veya merkezi hükümeti kurma krizi oluşturuyor. Aylardır ödenemeyen kamu personel maaşları ve %55"e varan işsizlik siyasal durumu etkilediği kadar sosyal yaşamı da etkiliyor. Savaş döneminde bile rastlanmayan sosyal olaylara tanıklık ediliyor.

Siyasi ve ekonomik kriz sadece Bosna Hersek"te yaşanmıyor. Başta Kosova olmak üzere, Sırbistan, Karadağ ve Makedonya"da yaşayan Müslüman nüfus ağır işsizlik tehdidiyle karşı karşıya bulunuyor.

Kosova, Sırbistan"la olan sorunlarını müzakere yöntemiyle çözmeye çalışıyor. 98 ülke tarafından tanınmış olmasına rağmen halen BM üyesi değil ve uluslararası

fonlardan yararlanamıyor.

Makedonya ayrı bir sorun.13 Ağustos 2001"de yapılan Ohri Çerçeve Anlaşmasının hükümleri Arnavutlara ve Türklere etnik bayrak asmak, bekçilik, gümrük memurluğu ve polislik gibi birkaç kamu hizmetinin dışında gerekli haklar tam olarak verilmedi.

Üsküp ziyaretimizde ilk dinlediğimiz şikâyet; Üsküp"e Hristiyan bir kimlik kazandırmak için yapılan harcamaların tümüne halkın dâhil edilmesi buna karşılık yatırımların ve alt yapı çalışmalarının Makedonların yaşadığı yerlerde yapılmasıydı.

Kamu imkânları daha çok Makedonlar için kullanılmakta. Arnavutlara ve Türklere kalan ise işsizlik oluyor.

Balkanlarda işler iyi gitmiyor. Yatırım ve istihdam yok. Balkanlara olan ilgi romantik bir iklimin ötesine taşınmalıdır. İhmale gelmez.

11 years ago
Balkanlarda işler iyi gitmiyor
Seçim kazandıran Bakan
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü