|
Bosna Hersek: Bağımsızlığın 20. yılında bir anma

28 Şubat süreci ve 1 Mart tezkeresinin tartışıldığı bir gündemimiz var. Zulümle abad olunmaz. Zulmedenler ve onlara yardımcı olanlar bir gün yaptıklarının hesabını ödeyeceklerdir. Önce milletin karşısında, sonra da Allah''ın huzurunda. Allah el-Adl''dir.

Bunun en iyi örneği Bosna-Hersek''tir. Bosna''da zulüm yapmış insanlar şimdi neredeler; bazıları intihar etmiş veya konuşmasınlar diye öldürülmüş, bazıları Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi''nde yargılanıyorlar.

29 Şubat-1 Mart 1992, Bosna Hersek''in Yugoslavya Sosyalist Halk Cumhuriyeti''nden ayrılma referandumu ve bağımsız bir ülke statüsü kazanma günüdür. Tam 20 yıl olmuş. Zaman nasıl da hızla akıp gidiyor.

1992''de eski bir atlasın ortasından koparttığım fiziki bir haritayla Balkan yollarına düşmüştüm. Adapazarı Belediyesi önderliğinde, dernekler, vakıflar ve vatandaşların bağışlarıyla toplanmış 5 kamyon yardım malzemesini alarak yola çıktık. O zamanlar Adapazarı Belediyesi CHP''de ve başkan; merhum Ünal Ozan. Düşünce ve siyasi farklılıklar anlamını yitirmiş, şehirde müthiş bir dayanışma ve yardımlaşma yarışı başlamıştı.

Bu ülkemizden Bosnalı mülteciler için yola çıkmış ilk yardımdı. Rotamız Bulgaristan üzerinden Makedonya. İlk saldırıların ardından Bosna-Hersek''ten kaçarak Makedonya''ya gelmiş mültecilere yardım iletecektik. Kafilemizde belediyeyi temsilen ve kafile başkanı Zabıta Müdürü Necdet Çokhamur, eski Sakarya Milletvekili Yalçın Koçak, işadamlarından Hamdi Atioğlu, Hakkı Pekin, gazeteci Adem Işık, kamyon şoförleri ve yardımcı personel vardı. Yardımları Makedonya''daki mültecilere ulaştırdık. Böylece hem Adapazarlılar hem de kafilemiz bir ilke öncülük etmiş ve daha sonra yapılacak yardımlara örnek oluşturmuştuk. Arkadaşlarımız yen, yardımları organize etmek için Üsküp''ten geri döndüler.

Ben o gidişte Üsküp''te tanıştığım İsmail Bardhi ile sorunu yerinde görmek için bölgeye gittim. İşgalin ilk anlarıydı ve her taraf yaşadıkları yerleri terk eden insanlarla doluydu. Anlatılan öyküler inanılmazdı. Yugoslav Halk Ordusu ve Sırp paramiliter güçler Bosna-Hersek''te soykırıma başlamıştı. Her gün yüzlerce insan katlediliyor ve binlercesi yaşadıkları yerleri terk ediyorlardı.

Geri döndükten sonra gördüklerimi, duyduklarımı anlatmaya ve yazmaya başladım. O günlerde genel yayın yönetmenimiz; Yusuf Ziya Cömert, Hasan Aycin''in Piyerloti''deki ofisinde binbir imkânsızlık içinde “Kayıtlar” dergisini çıkartıyordu. Gördüklerimi bir günce olarak yazmamı söyledi. Daha sonra da İzlenim dergisinde de Bosna dosyaları yaptı.

Bosna-Hersek''te yaşanan insanlık trajedisine karşı ülkemizde büyük bir duyarlılık oluşmuştu. Ali Bulaç, Hasan Aycin, Cevat Özkaya, Ahmet Faruk Yanardağ, Altay Ünaltay, Erol Dilaver, Burhan Metin, Osman Bostan, Abdurrahman Aslan, Hüsnü Kılıç, Burhan Yükseloğlu, Süleyman Özdil, Ahmet Meral, İlhan Akıncı, Ahmet Özdemir, Enis Köse, Musa Akbal, Alaettin Şişman, Nurettin Yaşar, Ahmet Kot, Davut Nuriler, Nezir Dinler, Hüseyin Kansu, Hasan Hüseyin Şener, Ömer Onay, Ramadan Öztürk, Ayhan Yasan, Abdurrahman Veyis Ateş, Gürsel Ulukır, Uğur Altun...adlarını sayamadığım onlarca arkadaşla birlikte bir sivil inisiyatif olarak Bosna Dayanışma Grubu''nu kurmuştuk-ki bu ülkemizde bir ilkti ve çığır açtı. Bunun ardından her ilde Bosna Dayanışma Grupları oluştu.

Olan bitenlerin boyutları anlaşılmaya başlayınca ülkede her kesim, konuyla yakinen ilgilenmeye başlamıştı. Siyasette, medyada, iş çevrelerinde...

Cumhurbaşkanımız Turgut Özal, RP Genel Başkanı, Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Aydın Menderes, Ertuğrul Günay, Hasan Celal Güzel ...ve birçok siyasi, Bosna-Hersek sorununu ulusal ve uluslararası bağlamda gündemde tutmaya ve çözmeye çalışıyorlardı.

Anadolu''nun her yerinde dernekler, vakıflar veya yeni oluşturulan dayanışma grupları yardım topluyor ve göndermeye çalışıyordu. Topyekûn bir seferberlik başlamıştı. Bülent Yıldırım, Osman Atalay, Hakan Albayrak, Hakan Çelik, Sakarya''da Ömer İnan, Harun Taşkın, Yılmaz Güney, Salih Şimşek, Nadir Latif İslam, Cemail Balkanlı, Zühtü Dizdar, Sadık Canlı, Zeki Aydıntepe, Yusuf Bağlar. Rahmi Sak, Alaettin Kalay, Behiye Çark. Ankara''da Necdet Konak, Ömer Çelik, Dr. Kubilay Örten, Fatih Yurdakul, Selçuk Şanlı, Bahadır İslam, Eskişehir''de Atasoy Müftüoğlu, Mustafa Işık, Kırıkkale''de Veli Korkmaz, Trabzon''da Ali Sabit Aksoy. Konya''da Fatih Türegün, Büyükşehir Belediye Başkanı Halil Ürün, Ercan Uslu, Avusturya''da Abdullah Gürsel ve Mehmet Küpeli, Hartum''dan Dr. Fatih Hasaneyn. Zagreb''de Alija Nasuf, Split''te Ahmet Halime ve Hrasnica''da Adem Husoviç ...herkes ayağa kalkmıştı.

Medyada Bosna sevdalısı eli kalem tutan gazeteci, köşe yazarı ve televizyoncular: Fehmi Koru, Ercüment Özkan, Cengiz Çandar, Ekrem Kızıltaş, Abdurrahman Dilipak, Mustafa Çelik, Metin Hasırcı, Fikret Ertan, Şerif Turgut, Münire Coşkun... gelişmeleri yazıyor ve konuyu gündemde tutmaya çalışıyorlardı.

Bosna-Hersek Cumhurbaşkanı Alija İzetbegovic''in şahsında evrensel bir dayanışma oluşmuş, insanlar tek bir yürek “Bosna biziz, bizler Bosnalıyız” diye haykırıyordu.

Ve isimsiz yüzlerce, binlerce insan Alija İzetbegoviç önderliğinde yürütülen Bosna-Hersek''in bağımsızlık sürecine dâhil oldu.

Tüm mazlum halklar gözlerini Bosna''ya ve onun önderi Alija''ya dikmişlerdi. Biliyorlardı ki o kazanırsa tekrar hak ve adalet kazanacaktı.

20. Yüzyıl''ın son çeyreğinde uygar dünyanın gözleri önünde Bosna-Hersek''te yaşananlara kayıtsız kalmamış, önemli görevler ifa etmiş isimlerini hatırlayamadığım binlerce insan var. Biliyorum. (Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür.)

Bugünler Bosna-Hersek''in bağımsızlığının 20. yılı. Bağımsızlığa katkı sağlamış olanlardan hayatta olanlara uzun ömür, vefat etmiş olanlara Allah''tan rahmet diliyorum.

12 yıl önce
Bosna Hersek: Bağımsızlığın 20. yılında bir anma
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle