|
Dayton"dan Rambouillet"e barış görüşmeleri

Onbeş Ocak günü, Kosova''da ''Racak köyü''nde 46 Arnavut sivilin öldürülmesi sonucunda; Batı Temas Grubu Dışişleri Bakanları Londra''da toplanarak diplomatik temasın artırılması kararını aldı. NATO da, aynı karara destek verdi. İngiltere Dışişleri Bakanı Robin Cook bölgeye gelerek taraflarla görüşmelerde bulundu. Bunun üzerine, Paris yakınlarında Rambouillet Şatosu''nda 6 Şubat gününden itibaren; İngiltere Dışişleri Bakanı Robin Cook ve Fransa Dışişleri Bakanı Hubert Vedrine yönetiminde "Kosova Barış Görüşmeleri" başladı. Rambouillet''te bugüne kadar herhangi bir ilerleme kaydedilemedi. Rambouillet görüşmeleri, Avrupa Birliği için önemli bir sınav niteliği taşıyor. ABD''nin Dayton''da gösterdiği tavır ile AB''nin Rambouillet''teki performansı arasında büyük bir farklılık bulunuyor. ABD, Dayton''da taraflara anlaşma sağlamadan, Wright Patterson Hava Üssü''nden ayrılamayacaklarını beyan etmişti. Nitekim ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright, önceki gün (14.2) Rambouillet Şatosu''na giderek taraflara anlaşmalarını ve Kosovalılar''ın taleplerinin kabul edilemeyecek gibi olmadığını açıkladı. Artık bundan sonra Rambouillet, Dayton''la kıyas edilecek.

Batı Temas Grubu, Rambouillet''te görüşmeleri sürdüren taraflara 20 Şubat''a kadar süre tanıdı. Bir yanda barış görüşmeleri yapılırken, diğer yandan Kosova''da Sırp katliamı devam ediyor. Sırplar, Rambouillet görüşmelerinde de Bosna''da olduğu gibi uzlaşmaz bir tavır sergileyip zaman kazanıyorlar. Bu ara Kosova ile Bosna arasında bir tarih benzeşmesini tekrar hatırlatmayı yararlı buluyorum. 5 Şubat 1994''de Sırplar''ın Sarajevo''ya saldırmaları sonucu Markale Pazaryeri''nde 70 Müslüman öldü. NATO olağanüstü toplandı ve 10 Şubat''tan geçerli olmak üzere; tıpkı bugün olduğu gibi 20 Şubat''a kadar Sırplar''a süre tanındı. Süre sonunda Sırplar hiçbir taahütü yerine getirmediler. O günkü NATO Genel Sekreteri Manfred Wörner, 20 Şubat 1994 günü gece yarısı saat 02.00''de, dünya medyasının önüne pijamalarıyla çıkarak "NATO Bosna''ya müdahale etmeyecek" açıklamasında bulunmuştu. 20 Şubat 1999''a ilave edilen bir haftalık ek süre sonunda pijamalarıyla basının önüne çıkıp "NATO, Kosova''ya müdahale etmeyecek" açıklamasını kim yapacak? Cook''mu, Vedrine''mi, yoksa bu yıl görev süresi dolacak olan NATO Genel Sekreteri Javier Solana mı?

Rambouillet görüşmelerinin sonucunda eğer bir çözüm çıkmazsa; bölgede gerginlik ciddi bir biçimde artacak. Nitekim, ABD Devlet Başkanı Bill Clinton, iki kez aynı uyarıda bulunarak; "Kosova ssorunu çözülemezse, gelişmeler NATO''nun iki üyesi Türkiye ve Yunanistan''ı karşı karşıya getirecektir" açıklamasında bulundu. Bu uyarı dikkate alınmalı ve Türkiye, Balkanlar''daki gelişmelerde etken (aktif) siyaset izlemelidir. Hükümetin uluslararası diplomasi ve güvenlik kurumlarını uyarması yeterli değil; bölge gücü olarak devreye girerek restabilizatör (barışı koruyucu) bir rol alması gerekir. Maalesef Dışişlerimiz Irak sorununa endekslenmiş durumda.

Bu arada Clinton, Rambouillet müzakerelerinde bir anlaşmaya varılması halinde NATO Barış Gücü çerçevesinde Kosova''ya Amerikan askeri göndermeye hazır olduklarını da duyurdu. Taraflar arasında anlaşma sağlanması halinde 25-30 bin askerden oluşan bir NATO Barış Gücü gönderilmesi düşünülüyor. Sırbistan Cumhurbaşkanı Milan Milutinoviç, Kosova''ya bir NATO Barış Gücü gönderilmesi durumunda, "Vietnam savaşı" benzeri bir olayın yaşanabileceği tehdidinde bulundu. Sırplar, Bosna Savaşı esnasında da aynı tehditlerde bulunuyorlardı. Bunun başarısız olduğunu söylemek haksızlık olur. Nitekim, "Vietnam sendromu" Bosna''ya NATO müdahalesinin gecikmesine neden oldu. Belgrad yönetimi unutmamalı ki; Kosova Bosna değil, nüfusun yüzde 94''ünü Arnavutlar oluşturuyor.

Bosna-Hersek Devleti''nin parçalanmasına neden olan ve 1992-95 yıllarında AB''nin özel Bosna görüşmecisi, eski Britanya Dışişleri Bakanı David Owen bugünlerde tekrar ortaya çıkarak Kosova sorununun çözümü için önerilerde bulunmaya başladı. Thomas L. Friedman''ın, 8 Şubat tarihli Herald Tribune''de yer alan yazısında Lord Owen''ın beyanatlarından bahsediyor. Lord Owen özetle şöyle diyor: "Referandum yapılsa bile Yugoslavya Cumhurbaşkanı Slobodan Miloşeviç''in Kosova''ya bağımsızlık vermesinin yolu yok. Bu aşamada da Kosovalılar daha azına razı olmayacaklar. Uluslararası sınırların yeniden çizilmesi konusundaki çekincelerimizi kenara bırakıp, Balkan sorununa bir Balkan çözümü bulmanın zamanı geldi. Miloşeviç''e, Kosova''da vazgeçeceği her kilometrekare toprak karşılığında, kendisine aynı ölçüde Pale toprağı (Bosna Sırp Cumhuriyeti''nde) verileceğini söyleyelim" diyor. Owen: "Böylece Pale Sırpları''nın Bosna''dan ayrılmasıyla geri kalan Sırp, Boşnak ve Hırvatlar''ın bir arada yaşama şansı artar. Kosova sorunu da yabancı birlikler olmaksızın çözüm şansı doğar" açıklamasında bulunuyor. ABD Başkanı Clinton da, Bosna ve Dayton ile ilgili uyarılarda bulunarak, Bosna barışını zor koruduklarını ifade etti.

Kosova sorunu ortaya çıktığı an çözüm şekli olarak; Lord Owen''ın yukarıdaki planını teklif edilebileceğini anlatmış ve yazmıştık. Rambouillet görüşmeleri yapıldığı bir sırada bir İngiliz''in, Lord Owen''ın ortaya çıkışının nasıl değerlendirilmesi gerektiğini okuyuculara bırakıyorum.

Kosova ile ilgili gelişmeler bir anda Hırvatistan''dan başlayarak, Bosna-Hersek, Karadağ, Arnavutluk, Yunanistan, Makedonya, Bulgaristan ve Türkiye''yi içine alabilir. Bu yeni bir Balkan Savaşı''dır.

25 yıl önce
Dayton"dan Rambouillet"e barış görüşmeleri
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle