|
Değişimin yeni öncüsü Muhammed Mursi mi?

Şubat ayında Kahire''de Tahrir Meydanı''nda elime bildiriyi tutuşturan gencin arkasından bakakalmıştım. Bildiri dağıttığımız, afiş astığımız ve duvarlara kurtuluş veya kahrolsun diye yazdığımız günler aklıma gelmişti.

Bildiriyi Muhammed el Baradey taraftarları hazırlamıştı. İçeriğinde eski yönetimin şekil değiştirdiğini ve hiçbir şeyin değişmeyeceği yazılıydı. O günlerde parlamento seçimleri yeni tamamlanmış, yeni anayasayı yapacak kurulun oluşturulmasına çalışılıyordu ve ülke cumhurbaşkanlığı seçimine kilitlenmişti.

Nihayeti cumhurbaşkanlığı seçimini Adalet ve Hürriyet Partisi''nin (İhvan-i Müslimin) desteklediği aday Muhammed Mursi kazandı.

Mursi''nin seçilmesi Tahrir devrimcilerinin büyük bir çoğunluğunu umutlandırmış, hatta İslam Dünyası''nda özgürlük talep eden halk katmanlarını ve özellikle Filistin halkını sevince boğmuştu. Tek bir sorun vardı o da mevcut askeri vesayet sisteminin devam edip etmeyeceğiydi. Seçim zaferinin ardından Mursi “Hz. Ebubekir''in halife olduğunda yaptığı konuşmayı” andıran bir balkon konuşması yaptı. Bu yeryüzünde Arapça bilen kitleye verilen bir mesajdı ve manifesto niteliğindeydi. Mursi, cumhurbaşkanlığı yeminini sakatlanmış parlamentoda değil Anayasa Mahkemesi''nde yaptı.

İslam Dünyası ve Batı, Mursi''nin askeri vesayetten nasıl kurtulacağını ve ne tür bir siyaset izleyeceğini merak etmekteydi.

Eski hükümette Su Kaynakları ve Sulama Bakanı olarak görev yapan Haşim Kandil''i başbakan olarak atadı. Yeni kabinede Savunma Bakanı Yüksek Askeri Konsey Başkanı Tantavi oldu. Bu yer alış biçimi bir geçiş hükümeti izlenimi oluşturdu.

5 Ağustos''ta Sina yarımadasında Refah sınır kapısında Mısır askerleriyle Radikal İslamcı gruplar arasında İsrail hava kuvvetlerinin de müdahil olduğu bir çatışma yaşandı ve 16 Mısır askeri öldü 20''den fazla militan öldürüldü.

Bu olay üzerine Mursi, İstihbarat Başkanı, Kuzey Sina Valisi ve Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı''nı görevden aldı. Gazze''de yaşayan halkın can damarı olan Refah kapısı kapatıldı ve gönderilen ağır iş makinalarıyla tüneller yıkılmaya başlandı.

Sina''da operasyon devam ederken bu kez Savunma Bakanı ve Yüksek Askerî Konsey Başkanı Tantavi, Genelkurmay Başkanı Sami Anan ve kuvvet komutanları Mursi tarafından görevden alındı ve emekliye sevk edildi.

Personel değişikliğiyle birlikte, Yüksek Askerî Konsey''in Haziran ayı sonunda anayasaya eklediği maddelerle güvenceye aldığı yetkiler de iptal edildi ve Başkomutanlık Cumhurbaşkanı''na devredildi. Böylece Mursi, askeri vesayet sistemine kısmen son verdi.

Bu gelişmeler Tahrir devrimcileri ve özgürlük talep eden kitleler tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı. Arap Sokağı, Türkiye''yi izlerken dikkatlerini Mısır''a yöneltti.

Mursi''nin, ilk uluslararası toplantısı Suriye sorununun tartışıldığı İslam İşbirliği Teşkilatı''nın Başkanlar Zirvesi''ne katılmasıyla başladı. İİT toplantısında İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, ay sonunda Tahran''da yapılacak Bağlantısızlar Hareketi Zirvesi''ne Mursi''yi davet etti. Mısır Bağlantısızlar Hareketi''nin kurucularındandır.

Mursi''nin, İran''ın davetini kabul edeceği açıklandı. Bu ziyaret, 30 yıldır kesik olan Mısır-İran ilişkilerinde ve Filistin''de Hamas-İsrail, Lübnan''da Sünni-Şii, Suriye sorunu, Irak''taki Sünnilerin konumu, Körfez ülkelerindeki Şiilerin talepleri düşünüldüğünde İslam Dünyası''nda da yeni bir süreci başlatabilir.

Potansiyeli itibariyle Mısır İslam Dünyası''nın lider ülkelerinden biridir. Bu konuda kendisiyle rekabet edecek ekonomik gücü itibariyle tek ülke Suudi Arabistan''dır. Arap Baharı''na kadar İslam dünyasındaki iktidarların en önemli sorunu muhalefetlerinin olmamasıydı. Yani mevcut iktidarların alternatifinin bulunmaması idi. Alternatifler ya mezarda, ya cezaevinde veya sürgünde bulunuyordu.

BM Kasım 1947''deki kararı, Filistin toprakları üzerinde Filistinliler ve Yahudiler arasında “demokratik örnekliği” olacak iki yapılı bir devletin kurulmasıydı. Arapların reddetmesi sonucunda; 14 Mayıs 1948''de BM paylaşım planı uyarınca “Demokratik bir devlet yerine” David Ben-Gurion tarafından Siyonist İsrail Devleti''nin kuruluşu ilan edildi.

Bu durum sürekli Arap-İsrail gerginliğini yarattı ve Orta Doğu''da demokrasinin ve serbest muhalefetin oluşabileceği bir vasatı ortadan kaldırdı.

1979 İran İslam Devrimi''nden sonra Orta Doğu siyaseti: özellikle Lübnan''da Hizbullah ve Filistin''de Hamas''ın kuruluşundan sonra İran-Suriye-Lübnan Hizbullah ve Filistin Hamas eksenine karşılık, İsrail ve bölgedeki gizli destekçi kamplaşması üzerinden oluştu. Bu 21. Yüzyıl''da sürdürülebilir bir siyaset değildi

2002''de AK Parti''nin iktidara gelmesiyle birlikte izlenen dış politika ve Orta Doğu''da oluşan/oluşturulan iklim Türkiye''yi öne çıkarttı. Demokratik standartları arzu edilen konumda olmamasına rağmen Türkiye İslam ülkelerinin rol modeli ülke ve değişimin öcüsü oldu.

Türkiye''nin önderliği İran-İsrail ekseninde oluşan ve gerginlikten beslenen siyaset tarzını anlamsızlaştırdı. Batı dünyası Türkiye''nin İran ve İsrail''i değiştirebileceğini gördü ve süreci destekledi.

Mavi Marmara olayının ardından meydana gelen gelişmeler değişim sürecini etkiledi. Arap Baharı''yla durum yeni bir şekil aldı. Kitle gösterileri, çatışmalar ve askeri müdahale sonucu Tunus, Mısır, Yemen ve Libya''da yeni yönetimler oluştu.

Müslüman entelektüelleri en çok Hasan El Benna öncülüğünde kurulan İhvan-i Müslimin hareketi etkilemiştir. Tarihi, konumu, nüfusu, devrim süreci ve seçim sonrası oluşan yapı itibariyle Mısır İslam Dünyası''nda değişimin yeni aktörü olmaya aday gözüküyor. Arap Dünyası''nda hak ve özgürlük talep eden kalabalık kitleler Mursi iktidarını takip etmeye başladılar.

Türkiye Kürt ve Suriye krizine kilitlenmişken: Orta Doğu''daki sorunların çözümünde Mısır''a yeni roller verilebilir. Mursi''nin, İran''a gerçekleştireceği ziyaret bu bağlamda büyük bir önem arz ediyor. Değişimin yeni öncüsü Muhammed Mursi mi?

12 yıl önce
Değişimin yeni öncüsü Muhammed Mursi mi?
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî