|
Gazze"den insanlığa son çağrı...

İslam Dünyası"nda birçok ülke iç istikrar sorunlarının yanı sıra bölgelerinde güç yetirdikleri ülkelerin iktidarlarını değiştirme savaşına girdikten sonra Filistin davası gündemden düştü.

Suriye krizi başlamadan önce Afganistan ve Irak iç savaşlarına rağmen birinci gündem maddesi Filistin sorunuydu.

Orta Doğu"da her gün yeni bir olay yaşanıyor. İmkânsız gibi gözüken açılımlar oluyor. İran"daki yeni yönetim ABD ile diyalog kurdu ve P5+1 ülkeleriyle nükleer denetim anlaşmasını imzaladı.

İran"ın uluslararası sistemle olan teması bölgede yeni sorunlara neden oldu.

Uluslararası sistem içinde yer alan Suudi Arabistan ve İsrail gelişmeleri İran"ı güçlü kılacağı endişesiyle yanlış atılmış adım olarak değerlendirdi ve kriz çıkarttılar.

Eskiden bir kural vardı; uluslararası sisteme dâhil olmuş ülkeler, bölgelerinde saldırgan olmayan ve barışı önceleyen bir dil kullanma mecburiyetindeydiler.

Bu kanaatten yola çıkarak şu soruları sormak gerekir:

Yıllarca ABD"ye büyük şeytan diyen İran"ın diyalog diplomasisi İslam dünyasını nasıl etkileyecek?

İran"ın uluslararası sisteme dâhil olma girişimi neden Suudileri ve İsraillileri endişelendiriyor?

Yoksa Suudi Arabistan ve İsrail, İran"ı şeytanlaştırarak elde ettikleri avantajı mı kaybediyorlar?

Önümüzdeki günlerde bu soruların cevaplarını daha net öğreneceğiz.

Bugün önümüzde duran esas sorun Filistin ve Suriye"dir. Suriye Sorunu, Ocak ayında yapılması planlanan Cenevre-2 görüşmelerinde ele alınacak. Cenevre-2 görüşmelerinin liderliğini üstlenen Rusya ve ABD muhtemelen taraflara bir barış planı dayatacak. Plana uymayanlar dışlanacak ve tehdit olarak gösterilecek. Bu durumda akla ilk gelen; Suriye"de savaşan muhalif grupların faturayı ödemek zorunda kalacaklarıdır.

1000. gününü yaşadığımız iç savaşın bilançosu oldukça ağır gözüküyor. Suriye iç savaşında 130 bine yakın insan öldü, binlerce insan yaralandı, 7,5 milyona yakın insan iç ve dış göçe maruz kaldı. Ayrıca savaşın ortaya çıkarttığı yıkımın maliyeti 25 milyar Amerikan Doları olarak açıklandı. Yerelde ve bölgede ortaya çıkan mezhebi nefreti de buna eklemek gerekir. Maddi yıkımlar karşılanabilir ama insan kayıplarının telafisi yok, kin ve nefretin yıllar alacak.

Arap Baharı, Suriye iç savaşı ve Mısır"daki askeri darbe en çok Filistin davasını etkilemiştir.

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi Filistin İslam dünyasının gündeminden çıkmıştır. Oysa bugünlerde Gazze"de büyük bir insanlık trajedisi yaşanıyor.

AB Filistin temsilcisi John Gatt-Rutter Gazze"de "kriz boyutuna" ulaşan sorunların Filistin"deki bölünmüşlük ve ablukanın bir parçası olduğunu açıklaması bunu teyit etmektedir.

Bu yılın başında Mısır"da yapılan görüşmelerde El Fetih"le başta Hamas olmak üzere Filistinli gruplar arasındaki ayrılıkların giderildiği ve uzlaşma sağlandığı açıklanmıştı. Bu uzlaşmanın sonucunda yerel ve genel seçimler yapılacaktı. Gelinen noktaya baktığımızda uzlaşma Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas tarafından askıya alınmış ve Gazze İsrail"in insafına terk edilmiş gözüküyor.

Artık Gazze"deki insanlar iç savaşın ortaya çıkarttığı nedenlerden dolayı ölmüyorlar.

Ateşkese rağmen artan İsrail saldırılarının yanı sıra; kuşatmanın ve ambargonun ortaya çıkarttığı tablo her gün biraz daha dayanılmaz bir hal alıyor.

Alt yapı tamamen çökmüş, günde 18 saat elektrik kesintisi yaşanıyor, temiz su, gıda, ilaç, gaz, benzin ve mazot yok. Elektrik kesintilerinden dolayı kanalizasyonlar çalışmıyor ve atık suların taşmasına neden oluyor.

Geride ne kalıyor?

Türkiye BM"nin yardım kuruluşu UNRWA aracılığıyla İsrail üzerinden su, kanalizasyon ve atık toplama tesislerinde kullanılması için her ay 200 bin litre olmak üzere Gazze"ye 4 ay boyunca 800 bin litre yakıt göndereceğine dair taahhütte bulundu. İlk partinin gönderildiği açıklandı. Bu destek bir nebze de olsa çevre felaketini önleyecektir.

Aylardır yaşanan insanlık trajedisinin yanı sıra bugünlerde İsrail"in Gazze"ye saldıracağı haberleri yayılıyor. İsrail yeni saldırı planıyla 2012"de kaybettiği prestijini geri kazanmayı, direniş gruplarını ellerinde olduğu iddia edilen silahları imha etmeyi ve tehdit olmaktan çıkartmayı tasarlıyor.

İki hafta önce İsrail Dışişleri Bakanlığı"na atanan İsrail Evimiz Partisi Genel Başkanı Avigdor Lieberman göreve gelir gelmez yaptığı ilk açıklamada 2005"de Gazze"den çekilmekle hata yaptıklarını, bunu telafi etmeleri ve yeniden işgal sürecini başlatmaları gerektiğini söyledi.

Bir taraftan Filistin-İsrail arasında barış görüşmeleri sürüyor, öte yandan Filistin topraklarında Batı Şeria"da yeni Yahudi yerleşim yerleri kuruluyor ve Mescid"ül Aksa"ya yönelik yıkıcı saldırıların dozu artıyor. Şimdi de Gazze"nin yeniden işgal senaryoları konuşuluyor.

İnsanlıktan nasibi olanlara son çağrı: Bıçak kemiğe dayandı.

Gazzeli olsanız bu duruma daha ne kadar tahammül edebilirsiniz?

Filistin bir sınav kâğıdı bütün insanlığın önünde...

10 yıl önce
Gazze"den insanlığa son çağrı...
Senaristin keyfi
Kara dinlilerle milletin savaşı
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı