|
Prizren ve Türk-Arnavut sorunu!

BM emrine verilmiş NATO birlikleri (KFOR) Kosova topraklarına artık yerleşti. Böylece Kosova''da huzur dolu günler başlamış sayılıyor. Sırplar''ın işgaliyle başlayan katliam ve göç hareketi de sona erdi. Artık mülteciler evlerine dönmeye başladılar. Kosova''da, Bosna Hersek''in aksine evlerine dönmeyecek veya dönemeyecek mülteci sayısı az gözüküyor. Kosova Barış Gücü''nün (KFOR) Kosova''ya girişi, istikrarı sağlayıncaya kadar geçen sürede; Sırp işgalci güçlerinin geri çekilişi ve mültecilerin yurtlarına geri dönüşünde yakma, yağmalama ve öldürme olaylarına rastlandı. Fakat bunlar şüphesiz Sırplar''ın işgali ve çekilişi esnasında yaptıklarının yanında istatistiki bir değer oluşturmaz ve kayda bile değmez.

Katledilmiş, yurtlarından sürülmüş, tecavüze ve tarih boyu beraber yaşadığı komşusunun ihanetine uğramış bir toplumun, yurduna geri dönüşünde gösterdiği tepki gerçekten kayda değmeyecek bir düzeydeyken; bunun yanında kayda değecek erdemli davranışların görülmemesi için, bir insanın gerçekten insafının kaybolması veya tarafgirliğinin körlüğünü yaşıyor olması gerekir.

Tarih boyunca bölgede yaşayan ve tarihçiler tarafından da bölgenin en otantik halkı olarak kabul edilen Arnavutlar (İliryalılar); Büyük İskender İmparatorluğu''ndan Pers''e, Büyük Roma İmparatorluğu''ndan Doğu Roma ve Bizans İmparatorluğu''na, Osmanlı İmparatorluğu''ndan Modern Arnavutluk''a kadar geçen süreç içinde tertemiz bir sicile sahiptirler. Balkanlar''da tarihin hiçbir döneminde Arnavutlar''ın yaptığı soykırıma, talana veya yağmaya tanık olmak adeta imkansızdır. Balkanlar''ın en sert mizaçlı ve inatçı insanları sayılan Arnavutlar, bu karakterlerinin aksine oldukça merhametli ve misafirperverdirler.

1912''de Osmanlı hakimiyetinin sona erişiyle birlikte; Kosova''da yaşayan Arnavutlar, Türkler ve Çingeneler Sırplar''ın baskıcı ve asimile edici yönetimi altında kendi varlıklarını sürdürmeye çalıştılar. Bu zaman içinde nüfusun çoğunluğunu oluşturan Arnavutlar''ın (1974-89) otonomi dönemi hariç) hiçbir etnik talepleri kabul edilmedi. Bilakis Arnavutlar''a, 1989''da Kosova otonomisinin kaldırıldığı andan itibaren, hiçbir devlet kademesinde (Kosova dahil olmak üzere) herhangi bir görev verilmediği gibi daha önceden görev alanlar bile işlerinden atıldı. Oysa Yugoslavya anayasasında bu taleplerin karşılığı bulunmaktaydı. Bu Kosova''da yaşayanlar için anayasal bir haktı. 87 yıl hiçbir hakkını kullanamayan bir millet için hakların önemi şüphesiz anlamlı olmalıdır.

Son günlerde Kosova''ya yönelik yazılı ve görüntülü medyada yer alan Türkler ve Arnavutlar''la ilgili haberleri büyük bir kaygı ile takip ediyorum. Dün akşam (12.7.) Sabah Gazetesi yazarlarından ve atv''nin geçici muhabiri ve FB eski başkanı Prizrenli Ali Şen''in dizi yazısını okuyup, tv yorumunu dinlerken kaygılarım iyice arttı. Artık pirenin develeştirildiğini görüyorum. Özellikle askerlerimizin Kosova''da nerede görev yapacaklarına dair kararların alınması ile ilgili müzakerelerin yapıldığı andan itibaren medyada başlayan Türk-Arnavut sorunu (!) tartışmaları tehlikeli bir mecraya doğru sürüklenmektedir. Şüphesiz Türk Birliği''nin sadece Prizren''in Mamuşa ve Dragaş bölgesinde yeralması yanlış bir stratejidir. İpek''te (Pec), Mitrovica''da veya Priştine''de de görev alabilir. Çünkü Türk Birliği sadece Türkler için bölgeye yerleşmedi. O sadece Türkler''in birliği değildir. Türkler''in olduğu kadar Arnavutlar''ın ve Boşnaklar''ın da birliğidir.

1389 tarihinden itibaren aynı dinin, aynı kültürün ve ortak 500 yıllık tarihin insanları olan Türkler ve Arnavutlar''ın aralarındaki problem; tarihsel süreç içinde oluşan yönetim erki ile ilgilidir. Bu bir etnik sorun değildir. Arnavutlar''ın çoğunluğu oluşturduğu bir yönetim çerçevesinde Türkler azınlık değildir. Eğer Türk siyasi eliti (gerek Türkiye''de ve gerekse Kosova''da) Türkleri azınlık olarak görüyorlarsa; doğacak olan sorunların altından kalkmak imkansızdır. Türklerle Arnavutlar arasında sadece bir dil problemi var. Gerek Makedonya''da ve gerekse Kosova''da birçok Arnavut aile çocuklarına Türkçe öğretmek için gayret gösteriyor. Arnavutlarla Türkler birbirlerinden kız alıp veriyor, aynı nikahı kıyıyor ve aynı mezarlığa defn ediliyorlar. 87 yıl sonra Türk Birliği''nin Prizren''e girişinde düzenlenen görkemli karşılamada salt Türkler yer almamış ve bu büyük sevince Arnavutlar da iştirak etmişlerdi. Nitekim Prizren''deki gösteride Türk ve Arnavut bayrağı ayrılmayacak şekilde düğümlenmişti.

Bugün Kosova''da henüz herhangi bir yönetim oluşmamışken yapılan tartışmalara bakıldığında yeni sorunlar kızıştırılmaya çalışılıyor. Burada Kosova siyasi eliti ve UÇK yetkililerine ağır görev düşmektedir. Dolayısıyla Prizren''de birkaç fanatiğin yaptığı şey büyütülmemeli. Arnavutlar''la Türkler arasında sorunların çözümünde aklıselim galip gelmelidir. Unutmamak gerekir ki Kosovalılar''ın yüzü şimdilik batıya değil Türkiye''ye dönüktür.


25 yıl önce
Prizren ve Türk-Arnavut sorunu!
Bir deli bir kuyuya bir taş atarmış…
Bereket
Azınlığın zenginliği ile 1 Mayıs'ın yoksulluğu
Tadımlık hile
Öğrenci hareketleri: İsrail’e karşı ama düzene karşı mı?