|
Forrest Gump"lar ülkesine doğru...

CNN-Türk''ün Amerikalı ortağı Türkiye''deki operasyondan memnun değil; ortaklığın yasal kayıtlara geçirilemeyişi yüzünden... Memnuniyetsizliğini, kanalın birinci yıldönümüne alt düzey bir heyet göndererek dışa vurdu. CNN-International''ın üç yöneticisinden biri olan Eason Jordan, görkemli açılış törenine gelmiş, yıldönümüne gelmeyi de planlamıştı, ama ortalıkta görünmedi.

Bunu nereden mi biliyorum? Eason Jordan benim dostum; açılışa geldiği sırada okuduğu bir yazıma gönderdiği mesajını, "Yıldönümü töreninde görüşmek umuduyla" diye imzalamıştı... Gelmedi, görüşemedik...

Aydın Doğan kızgınlığını içinde saklayamayan biri. Yıldönümü töreninde de kendini tutamadı ve "Türkiye''de bütün geriliklerin kaynağı RTÜK yasası" anlamına gelen cümleler sarf ediverdi. Şu cümlesi de önemliydi: "RTÜK yasası ülkemizde medya üzerinden siyaset yapma aracı haline geldi." Milletvekilleri, geceli gündüzlü çalışarak, ortaklarına ''güçlü'' görünme fırsatı sağlama çabasındalar ikinci yıldönümünde Aydın Bey''e... Herhalde, bir dahaki kutlamaya Eason gelir de, televizyoncu dostumla, Türk medyası hakkında etraflıca görüşme fırsatı bulabiliriz.

Hayret edilecek bir şey, ama doğru: Hürriyet''in patronu ve tepe yöneticisi bir şeye ''mim'' koydular mı, onun âkıbetinden endişe etmelisiniz... İşte RTÜK yasası; komisyonlarda uyutuldu sanılırken sonunda yasalaşma durumuna gelmek üzere... Çoğu milletvekili böyle bir yasanın yanlış olduğuna inanıyor, bazı iktidar milletvekilleri yarın hesap soran çıkarsa mâzeret olsun diye Meclis''ten uzak duruyor... Ancak, DYP lideri Tansu Çiller, Aydın Doğan''la CNN-Türk''ün birinci yıldönümünde pekiştirdiği yakınlığını bozmamak için, partisi milletvekileri üzerinde etkili olmaktan kaçınıyor...

Hürriyet tepe yöneticisinin ''mim'' koyduğu konulardan biri de ''internet''. Hatırlamak için, 1 Mayıs 2001 tarihli Hürriyet''e bakmanız gerekiyor. Ertuğrul Özkök imzalı "Fanatik internet cemaatine anlatamadığım..." başlıklı yazıda, ''hortumlama'' sözcüğüne itiraz ettiğinde gelen öfkeli elektronik mesajlardan yakınılıyor... Özkök, bir yerde, kızgınlıkla şöyle yazmış: "Mesajların bazıları aşırı derecede önyargılıydı. Onlar için söyleyeceğim bir şey yok. Eskiden beri gelen bazı kuyruk acıları yüzünden, ne yazsak tersinden okumaya kararlı, kesin inançlılar onlar. Zihinleri okumaya değil, küfretmeye ayarlanmış."

Aradan henüz bir ay geçti geçmedi, RTÜK yasasına eklenen bir maddeyle, o ''fanatik internet cemaati'' yok ediliyor... Bazısının üfürüğü gerçekten çok kuvvetli...

Hürriyet''in tepe yöneticisi, iki olay arasında sadece benim irtibat kurduğumu düşünmesin; kendisinden "Hemşehrim" diye söz eden bir kullanıcı da, üyesi olduğu tartışma grubuna gönderdiği mesajda, internet yasakçılığını Ertuğrul Özkök''e bağlama eğiliminde... "Anlaşılan o ki, hemşehrim Ertuğrul Özkök''ün ''linç ateşiyle yanan sınırlı bir fanatik internet cemaati'' öyle kolay yenilir yutulur bir lokma olmadığını bir kez daha ortaya koyuyor."

Bir okur, bana, ''komplo teorisi'' olarak vasıflandırdığı bir senaryo gönderdi. Şöyle bir senaryo: "İtalya''da hakkında bir düzine yolsuzluk dosyası bulunan Berlusconi basın gücü sayesinde bu dâvâlardan kurtulmaktadır. Geçenlerde bu Akdeniz ülkesinde seçimler yapılır ve Berlusconi kazanır. Berlusconi başbakan olunca bizim Berlusconi hayranının içine de başbakan olma hevesi düşer. Patronun medyası ekonomik kriz nedeniyle zayıflamış hükümeti bir desteklemekte, bir eleştirmektedir. Ancak patronun canını sıkan bir şey vardır: İnternet siteleri... Bütün gizli ilişkiler ve yolsuzluklar eski gazetecilerin sitelerinde yayınlanmaktadır."

Herhalde senaryonun sonunu tahmin ettiniz: "Medyadaki suskunluk, siyasilerin göz yumması, hatta ''şeffaflık'' sözcüğünü dilinden düşürmeyen Kemal Derviş''in bile sessiz kalmasıyla bir yasa çıkar..." Yazar, senaryosunda, bir çok kez Ertuğrul Özkök''ün, ara sıra Hüsamettin Özkan ve Mesut Yılmaz''ın da kulaklarını çınlatıyor… "Ülke" diyor senaryo yazarı, "İnternetiyle birlikte medya patronuna teslim edilir…"

Peki bu arada, ''fanatik internet cemaati'' ne yapıyor? O sorumun cevabını da, aynı tartışma grubunda okuduğum şu mesajda buldum; "Geçen hafta Forest Gump isimli meşhur filmi televizyonda tekrar seyrettim. Şimdi Türkiye''nin yaşadığı sorunları internetten takip ettikçe hissettiğim hüzün, bana bu filmi, daha doğrusu filmin kahramanı Forrest Gump''ı hatırlattı.

"Türkiye''de mutlu olmanın yolu Forrest Gump olmak: Vasatın altında bir zekâ.. Koş denilince koşacaksın, dur denilince duracaksın. Masa tenisi oyna dediklerinde en iyisi olacaksın, oynama dedikleri anda bırakacaksın. Hiçbir konuyu derinlemesine düşünmeyeceksin. Karşılıksız seveceksin. Yasaklar mı getiriliyor, hepsini kabul edip koşulsuz koyun gibi uyacaksın. Şeytanın aklına üşüştüreceği fikirleri ''Ben vatan haini miyim?'' diyerek ânında savuşturacaksın. Böyle yaşadığın anda defalarca ödüllendirilirsin. Dert tasa olmadan, tüm vehimlerden uzakta, gönlün rahat yaşarsın güzel vatanımda. ''Alın internetinizi başınıza çalın.'' Çünkü ben artık FORREST GUMP''ım."

Türkiye''ye yeniden geldiğinde Eason Jordan''ın neşesi kaçacak... Müsebbibin kendisi olduğunu ona söylemeli miyim dersiniz?

23 yıl önce
Forrest Gump"lar ülkesine doğru...
Memur adaylarının ve aday memurların bilmesi gereken pratik bilgiler
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?
İran’da değişimin ayak sesleri…