|
Nafile çaba

Süleyman Demirel''in görev süresini uzatma şansı, 28 Şubat sürecini başlatacak gelişmeleri kendi eliyle hazırladığı andan itibaren kalmadı...

İlnur Çevik''in Kanal-7''deki ''Dünyadan yansımalar'' programına katıldım Washington''dan. Bir ara İlnur''un, "Ben geçen haftaki ''Başkent kulisi'' programında Süleyman Bey''in başına bunun geleceğini söylemiştim" dediğini duyunca, "Tamam" dedim, "Süleyman Bey''in şansı sıfırlanmış..."

Benim böyle bir ölçüm var; dilimi eskitme pahasına ve ayıplanmayı göze alarak yazıp durduğum bir konu başkaları tarafından da benimseninceye kadar ona ''olmuş'' gözüyle bakmıyorum... İlnur Çevik''in, "Ben size söylemiştim" sözü o bakımdan önemli...

Kamuoyu araştırmacısı Erhan Göksel, son hafta isteyenle iddiaya giriyordu. Oylama günü telefonla görüştüğümüzde, "20 kişiyle elbisesine iddiaya girdim, cayan olursa isimlerini sana vereceğim" dedi bana. Sadece cayan isimleri değil, elbiselerin yarısını da isterim...

Size şaşıracağınız bir hüküm bildireyim: Süleyman Demirel sonuç alamayacağını bile bile bu cangılın içine düştü... Onun çapında bir politikacı, bahtının neredeyse bir yıl önceden bağlandığını görmez mi hiç? Zaten bu yüzden olacak, Süleyman Bey, başından beri, "Bu iş benim dışımda gelişiyor" deyip duruyor, sonucu üstlenmemek için... İşin içinde olsa da olmasa da, bu konu ister onun dışında veya isterse yakınında gelişsin, sonuç değişmiyor...

Bir yıl önceyi gözünüzün önüne getirmenizi istiyorum şimdi; seçim kararı alan Meclis''in, sandıklara gitmeye çok az kala, listelerde yer alamayan milletvekilleri tarafından toplantıya çağrıldığı günleri... İsyancı milletvekilleri seçimi erteletmek istiyorlardı ve bu amaçla FP ile 312. madde ve anayasa değişiklikleri dahil pek çok konuda pazarlık halindeydiler... Çankaya''nın o harekete destek verdiği söylentileri yaygındı Ankara''da. Seçimi en fazla isteyen parti FP 312 ve 69 gibi sihirli sözcükler uğruna pazarlığa yanaşıvermişti... O günlerde seçimin ertelenmesine ramak kalmıştı, değil mi?

Sonra ne oldu? Genelkurmay başkanı Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu bir gazeteye demeç verdi ve seçimin zamanında yapılmasını istediklerini söyledi... Bir şeyi daha o sırada öğrendik: "312. madde değiştirilemez..." Cumhurbaşkanının seçimini Süleyman Bey için kilitleyen o olaydır işte... Org. Kıvrıkoğlu''nun, bir kaç ay önce, FP genel başkanı Recai Kutan''ın Hizbullah konusunda yaptığı çıkışa cevap verirken, "FP, daha önce kapatılmış üç partinin devamıdır ve kapatılma dâvâsına muhataptır" dediğini de hatırlıyorsunuzdur sanırım... İşte o cümle de, anayasanın 69. maddesinin ''devam olma'' yüzünden parti kapatma esasının değiştirilemeyeceği kanaatinin dile getirilmesiydi...

FP bütünüyle projenin içine çekilemediği taktirde cumhurbaşkanının görev süresini uzatmak mümkün değildi. TCK 312 ve Anayasa''nın 69. maddesini değiştirme sözü veremeyecekseniz, FP''yi projenin içine nasıl çekeceksiniz? Gerçi, göz göre göre, yani pazarlığın şeker birinin eline geçerken çomağın FP''de kaldığı bir ''elma şekeri'' olduğu bilindiği halde pazarlığa kalkacak FPli çıkmaz değil, nitekim çıktı da... Ancak, orada da körün gözünün açıldığı işaretleri pek belirgin...

Sözün kısası, aylardan beri, "Süleyman Demirel''in görev süresini uzatmaya çalışmak abesle iştigaldir; o projenin hayata geçme şansı yok; en iyisi güzel bir uğurlama töreniyle kendisine ''Uğurlar olsun'' demek" anlamına gelen yorumlar yaparken, tespitim işte bu tür bir akıl yürütme üzerine oturuyordu... Süleyman Bey''in elindeki tek fırsat, vaktiyle destek vermiş olsa bile, 28 Şubat projesinin etkilerini ortadan kaldırma girişimini başlatmak ve Türkiye''yi adım adım kurum ve kurallar ülkesi haline getirmek olabilirdi... Ancak o da tam bir fırsat değildi elbette: Kurum ve kurallar ülkesinde bir tek kişi için anayasa değiştirilir mi?

Sizin anlayacağınız ne yönden bakarsanız bakın, Demirel''in görev süresini uzatmak büyük bir hayaldi. İnsanlar hayal ettiği müddetçe yaşasalar bile, François Bacon''un yüzyıllar önce belirttiği üzere, umudun ancak sabah kahvaltısı değeri vardır; öğle yemeğine yetmez umut...

Cumhurbaşkanlığı konusundaki bu tahlilin doğru olup olmadığının sağlaması o kadar zor değil. El altından ya da alenî o kadar pazarlık yapıldı, FP''nin özellikle titizlendiği TCK 312 ile anayasa 69''un devam bendi üzerinde herhangi bir geri adım attı mı hükümet? Atmadı, atamadı... Bazı konuların ''ele alınamaz'' olduğunu en iyi Bülent Ecevit biliyor çünkü... Bu iki maddeye yaklaşmak "Cızz" demek...

İkinci sağlama noktası, MHP lideri Devlet Bahçeli''nin tavrı... Devlet Bey''i suskun, çok konuşmuyor diye hafife alanlar var; oysa MHP lideri susarken de ağzını açtığında da görüş aktarmış oluyor. Bahçeli, son bir aydır, Demirel''in süresini uzatma projesiyle ilgili her görüş açıkladığında, işin sınırlamalarına işaret edip durdu... Şimdi de, "Bu konu artık geride kaldı, işimize bakalım" tavrını en açık sergileyen lider o...

Ne kendisinin, ne de bu görüşümü aktardığım dostlarının uzun zaman anlamadığı gerçek şu: Süleyman Demirel''in görev süresini uzatma şansı, 28 Şubat sürecini başlatacak gelişmeleri kendi eliyle hazırladığı andan itibaren kalmadı... FP''nin son dakika manevralarını zorlamaya çalışması... Meclis''teki yeni oylama... Hepsi, hepsi nafile... Şu anda aklı olan, bu karmaşadan daha fazla rezillenmeden çıkmanın yolunu arar...

Şu sırada herkesin yaptığı da bu değil mi?

24 yıl önce
Nafile çaba
İsmailağa buluşması
Nezahet, Zarafet ve Nezaket...
İmalat PMI, kredi kartı harcamaları ve Fed
Kim bu çılgın tüketiciler
Yıl 2030: Sokak köpekleri simülasyonu