|
"Anayasa benim!" diyen bir Anayasa Mahkemesi...

Anayasa Mahkemesi''ni "1961 Anayasası''nın ürünü olarak" ihdas eden hakim irade, 27 Mayıs darbesinin arkasındaki "Gizli Devlet" yapılanmasıydı.

Siyasi sistemi tepeden tırnağa kontrol eden "Statüko"nun AYM''yi "Gerekli hallerde Anayasa''nın yerine geçebilmesi için kurmuş olduğu" günümüzde çok daha iyi anlaşılmıştır:

Anayasa Mahkemesi''nin türban ve kapatma davası ile ilgili gerekçeleri, sözünü ettiğim hususun çarpıcı kanıtlarıdır.

* * *

AYM, anayasal sınırlarının dışına çıkarak kendisini TBMM''nin yerine koymuş; Anayasa''nın mahkemeye vermediği bir yetkiyi "esastan uygunluk denetimi" yapmak suretiyle -siyasi mülahazalar temelinde- kullanmıştır.

Böylelikle, "Yargı" anayasal rejimin dışına çıkmıştır.

AYM, sadece Anayasa hükmünü ihlal etmekle kalmamış; imza attığı bir "yetkisizlik" kararı ile de çelişmiştir:

Anayasa Mahkemesi, CHP''nin referandumla ilgili iptal talebini 21 Ekim 2007''de geri çevirirken; Anayasa''nın 148. maddesindeki sınırlarını (sadece şekil yönünden denetleme yetkisi) aşmamıştı!

Sonradan tam tersini yapan -AYM''nin statükocu üyeleri siyasi ihtiyaçlara binaen Anayasa''yı ihlal etmekte herhangi bir beis görmediler.

Anayasa değişikliklerini AYM''ye taşımak için "hazır kıta" bekleyen bir CHP var.

AYM de anayasaya aykırı davranmayı içtihat haline getirdiğine göre -bundan böyle anayasa değişikliklerinin AYM tarafından onaylanması "mecburi istikamet" haline geliyor:

O vakit, hiç vakit geçirmeden -başlangıç maddelerini genişletelim- "CHP ve AYM''nin uygun görmediği hiçbir değişiklik teklif dahi edilemez" diye madde koyalım, Anayasamıza!

* * *

Türban kararıyla "üretilen" AYM içtihadıyla "Anayasa değişiklikleri ''değiştirilemeyecek başlangıç maddelerine'' aykırı olamaz" deniliyor:

Türbanla ilgili anayasa değişikliklerini "Anayasa''nın başlangıç maddelerine aykırı" bularak iptal eden AYM''nin bu yorumu "çok geniş bir hayal gücüne" dayalıdır…

Böylesine bir "hayal gücü" -statükocu siyaset doğrultusunda- bundan sonraki anayasa değişikliklerini de "Anayasa''nın başlangıç hükümlerine aykırı" bulan geniş mi geniş bir yorum icat ederek –pekala iptal edebilir; böylelikle "anayasa değişiklikleri" avlanmış olur!

AYM, Anayasa''nın 148. maddesini ihlal ederek "anayasa değişikliklerinde topa esastan girebilme" hakkı kazanıyor; muhtemel anayasa değişikliklerinin önüne geçebilme şansını zaten elde ediyor.

Ezcümle, "Sivil Anayasa"yı engellemek için çırpınan statükocu çevrelerin elinde –Anayasa''ya aykırı- iki adet taammüden üretilmiş içtihat bulunduğu ortadadır.

* * *

Yargı, milletin iradesini hiçe sayıp kendisini Yasama''nın yerine koyarken; TBMM (veya siyaset kurumu) AYM''ye karşı gerekli duruşu sergilemekten –ne yazık ki- uzak kaldı.

AK Parti''nin altı yıllık iktidarı döneminde "AYM''nin yapısını değiştirmek/ yetkilerini sınırlandırmak" noktasında gerekli adımları atmadığını da hatırlayalım.

Bütün bunlar yaşandı diye; ABD eksenini terk etmiş "Bölgesel Güç" Türkiye, zaruri olan "Sivil Anayasa"yı yapmaktan vazgeçecek değildir!

"Ankara''yı Kaybeden" Statüko''nun ta kendisidir:

"367 Kumpası"na rağmen Abdullah Gül''ün Çankaya''ya çıkması hadisesinde de; AYM''den AKP için "kapatma kararı çıkmayışı"nda da -bu hakikati gözlemek mümkündür.

16 yıl önce
"Anayasa benim!" diyen bir Anayasa Mahkemesi...
Beşiktaş son nefeste
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!