|
Masum Bey!

Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan Tuncay Özkan, Gürbüz Çapan ve Adil Serdar Saçan''ın da aralarında bulunduğu altı kişi dün sabah tutuklandı.

* * *

Eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şubesi Müdürü

Adil Serdar Saçan, nöbetçi mahkemedeki ifadesinde demiş ki:

“-Ergenekon''u ben çözdüm ve örgütle mücadele ettim. Tanık olmam gerekirken sanık oldum…”

Saçan, daha önce de “2001''de Ergenekon''un izine ulaşan bendim, sonradan üzerini örttüler” diyordu.

Peki, Ergenekon''un izine ulaştıktan sonra örgütün üzerine mi gitti, Saçan; yoksa Ergenekon dosyasını itina ile kapattı mı?

Bugüne kadar yaşadığımız gelişmeler, dahası Saçan''ın “ulusalcılarla bütünleşmiş” çizgisi; “Masum Bey''i Oynayan” eski polis şefinin Ergenekon örgütünün deşifre edilmesi için değil, tersine bu darbeci yapılanmanın örtbas edilmesi yolunda çabaladığını gösteriyor.

Adil Serdar Saçan, 2001''de bir dolandırılıcılık olayında Tuncay Güney''i sorgularken; Güney Ergenekon''la ilgili bazı bilgiler vermiş, bunun üzerine Saçan Güney''e şöyle seslenmiş:

“-Oğlum sen bu bilgilere nasıl ulaştın? Yarın sabah savcılığa çıkacak ve serbest kalacaksın. Hemen git bu ülkeden, herkesin başını belaya sokacaksın!”

Kanada''ya kaçan Güney, Saçan için “Bana işkence yaptı, ancak sonrasında yurtdışına çıkmamı sağladı” diyordu.

Sadece bu örnek dahi, Saçan''ın o dönemde olası bir “Ergenekon kaçağı”nı nasıl önlemeye çalıştığının göstergesidir.

* * *

Bir de Ergenekon''un son dalgasında gözaltına alınan, ardından serbest bırakılan polis memuru Adnan Kılıçarslan var:

Kılıçarslan hakkında “Saçan''ın evrakçısı olduğuna” dair haberler basında yer aldı.

Danıştay 12. Daire Başkanı''nın yakın koruması olarak görev yapıyordu, Kılıçarslan…

Bir hayali ihracat sanığından maddi menfaat temin ettiği gerekçesiyle meslekten ihraç edilmiş bulunan Adil Serdar Saçan''ın göreve iade kararını Danıştay 12. Dairesi vermişti!

“Tesadüftür” diyelim, geçelim…

* * *

Danıştay 2. Dairesi''ne 17 Mayıs 2006''da düzenlenen kanlı saldırının Ergenekon terör örgütüyle birebir bağlantılı olduğu hususu, Ergenekon İddianamesi''nin temellerinden birini oluşturuyor.

Saldırı öncesinde güvenlik kameralarının çok tuhaf ve de manidar bir biçimde devre dışı kaldığını hatırlıyor olmalısınız.

Güvenlik kameralarının “saldırıya hazırlık” babında etkisiz hale getirildiği açık; bu hususun Ergenekon örgütünün yazdığı saldırı senaryosunda yer aldığını söylemeye gerek yok:

Sahi, nasıl olmuş da Ergenekon''un “sihirli eli” Danıştay''ın güvenlik kameralarına değmişti, acaba?

Ergenekon örgütünün medyadaki ve siyasetteki bilumum avukatları böyle bir soruya herhalde “Bütün bunlar tesadüfen, kendi kendine olmuştur” diye cevap vereceklerdir.

16 yıl önce
Masum Bey!
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle