|
Renklerin Parladığı Anlar, Kesişen Kaderler

Fenerbahçe kafilesini Sivas''taki şampiyonluğun ardından İstanbul''a getiren uçak, Sabiha Gökçen Havalimanı''na yeni inmişti. Uçağın merdivenlerinde önce Başkan Aziz Yıldırım göründü. Ardından bazı yöneticiler; derken, Fenerbahçe tarihinin unutulmaz golcülerinden Cemil Turan ilişti, gözüme…

On sekizinci şampiyonluk filminin arasına peş peşe kader kareleri girmeye başladı, böylece…

Trabzonlu bir ailenin İstanbul doğumlu çocuğu olan Cemil, Fenerbahçe 1977-78 sezonunda Trabzonspor''un önünde ligi şampiyon bitirirken yine başroldeydi. 25 Eylül 1977''de, ligin dördüncü haftasında F. Bahçe, İstanbul''da Orduspor''u iki golle geçerken ilk gol Antiç''in harika pasıyla Cemil''den gelmişti. O esnada, tribünde gole sevinen ortaokul son sınıf öğrencisini dün gibi hatırlıyorum.

*

O maçtan sadece on bir gün önce yani 14 Eylül 1977''de Brezilya-Coritiba''da Alex adı verilen bir bebek dünyaya gelmişti. Doğuştan futbolcuydu; ne var ki, bu maçta oynamadı! Dahası, doğumundan sonra oynanan Fenerbahçe''nin ilk lig maçından hiçbir zaman haberdar olmadı.

O maçta, FB''nin Yugoslav teknik direktörü Toma Kaloperoviç''in yanında “yedek kulübesinde” oturan futbolculardan birisi de Bahri Kaya idi. Bahri''nin yakın arkadaşı “Recep Tayyip” adlı genç futbolcu ise o sezon pekala sarı lacivertli ekibin kadrosunda yer alma şansını yakalayabilirdi. Kaloperoviç, onu İETT takımında izlemiş, transfer etmek istemişti. Ancak, babası engel olmuştu, “libero”nun futbol kariyerine…

*

Yetişkin Alex de Souza, ikinci yarının hemen başında Sivasspor''a attığı harika frikik golüyle “şampiyonluğa giden” takımını rahatlatıyordu.

Şampiyonluğun gelmesinden hemen sonraki dakikalarda, vaktiyle Cemil Turan hayranı olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, günümüzde “en beğendiği futbolcu”yu, Alex''i telefonla arayıp tebrik ederken “tercümansız” konuştular!

*

Alex''in doğduğu gün, Milliyet''in manşeti “IMF önlemleri (zamları) yetersiz buldu” şeklindeydi. Alex''in ve Erdoğan''ın “oynamadığı” iki sıfırlık Orduspor maçının haberini spor sayfasında veren Milliyet''in sol manşetinde “tek sütuna” şu başlık göze çarpıyordu:

“Başbakan Süleyman Demirel, geçen ay bugün, ''Bir ay sonra elektrik kısıtlaması kalkacak'' demişti!” Gazete, Demirel''in “Bu sözümü yazınız ve altını çiziniz” dediği halde, verilen süre zarfında elektrik kesintilerinin devam ettiğine dikkat çekiyordu.

İETT yetkilileri de, elektrik kısıtlamasının kaldırılması yolunda TEK''ten herhangi bir talimat almadıklarını söylüyorlardı. O günkü Milliyet''in manşetinde ise Maliye Bakanı Cihat Bilgehan''ın “IMF''nin her isteğini yerine getirdik. Kredi almamamız için bir neden yok” dediği yazılıydı.

*

Takvimler 2010''un 10 Mart''ını gösterdiğinde

“Gerçekçi ol, imkansızı iste” liginin bir yansıması olarak; Türkiye IMF''ye resmen “elveda” diyecek; bu tarihten iki ay kadar sonra FB evindeki Trabzonspor maçında sayısız gol kaçırıp şampiyonluğu son anda Bursaspor''a kaptıracaktı. O sezon kaçırdığı gollerle “Küçük Emrah”ı oynayan Güiza, “Unutulmaz Geri Dönüşler” serisine dahil olan Bucaspor maçında attığı kritik golle kendisi gibi F.Bahçe''yi de hayata döndürecekti.

*

On sekizinci şampiyonluğun “sakin gücü” teknik direktör Aykut Kocaman, “Geri Dönüşler Ligi”nin ön sırasındaki futbol adamıydı…

Şenol Güneş''le ve Trabzonspor''la yollarının kesiştiği “Kader Bağlayınca” serisinin de baş aktörüydü.

5 Mayıs 1996''da Trabzon deplasmanında attığı kritik gol “geriden gelen” F. Bahçe''ye şampiyonluğu getirmişti. On beş yıl sonra bu defa da teknik direktör olarak, Şenol Güneş''le sonucunu sadece bir gol farkının belirlediği bir şampiyonluk cenderesine girecekler ve bir kez daha Aykut Kocaman''ın yüzü gülecekti. Bu defa dokuz puan geriden gelmişti, FB!

Aykut Kocaman''ın doğumundan bir gün önce 4 Nisan 1965''te oynanan PTT maçını üç golle kazanan F.Bahçe o sezonu şampiyon olarak bitirirken on iki golle en fazla gol atan unutulmaz Fenerbahçeli Ziya Şengül, kırk altı yıl sonra on sekizinci şampiyonluğu yorumluyordu, ekranlarda…

*

“En Fenerli Gazeteciler” liginin önde gelen ismi Erhan Seven, geçen sezon kaçan şampiyonluk maçında tribündeydi. O “travma”dan iki hafta sonra Başbakanlık uçağında Tayyip Erdoğan''la neşeli bir sohbetin içinde yer alırken “Hala düzelemediğini” söylemişti, Başbakan''a!

22 Mayıs, Erhan''ın doğum günüydü; önceki gün çifte sevinç yaşadı; “travma”dan kurtuldu, Erhan…

Şampiyonluktan saniyeler sonra, ilk telefonu açtığı kişi ise 1977 Eylül''ünde tribünde Fenerbahçe-Orduspor maçını izleyen şu “ortaokul talebesi” idi…

Kaderin cilvesi, arkadaşının doğum günü de, bir şampiyonluk maçına değilse bile, bir “genel seçim günü”ne denk geliyordu.

13 yıl önce
Renklerin Parladığı Anlar, Kesişen Kaderler
Rabbine hasım kesilen insan!
Sosyal çürüme yazıları 8: Sıkıntı yok cumhuriyeti
Belirsizlik ‘algılamayı’ öldürür
Reisi’nin manidar ölümü
İran bu sancılı günleri nasıl atlatacak?