|
Atina’nın ağzından çıkanı, kulağı duyuyor mu?

Önce Avrupa’nın Şımarık Çocuğu Yunanistan’ın Türkiye’ye çemkirmesine zum yapalım: Bilahare Ayasofya olayına geleceğiz…

Yunanistan Savunma Bakanı Nikos P. denilen kahpe “Türkiye ile askeri çatışmaya hazırız” yollu laflarla aklınca bizi tehdit etmeye kalktı.

Durduk yerdeki bu çıkışı, Türkiye’mizden ne denli tırstıklarını, korktuklarını gösteriyor, aslında!

Kendilerini “güçlü” göstermeye çabalıyorlar.

Gerçekten “hazır olan” da zaten hazırım falan demez!

Atina’nın çemkirmesi, içi boş bir kabadayılık gösterisinden ibarettir.

Sahi…

“Havlayan köpek ısırmaz” diye bir atasözümüz var!

MADEM ÖYLE, GEL BÖYLE

Bağımsız Müslüman Türkiye, Batı Kulübüne mensup Haçlı Yunanistan gibi tehdit etmez…

Ya, ne yapar?

Cevabını Hulusi Akar verdi: Gerekirse gerekeni yaparız!

Yahut Bahçeli’nin işaretlediği gibi: Yunanistan yönetimi, aba altından gösterdiği sopanın kendi tepesine ineceğini bilmelidir!

Eğer, Yunanistan bu şekilde kaşınmaya devam ederse; Türkiye’nin bu küstah Yunanlıları kaşıması işten bile değildir!

Ege’nin ve de Akdeniz’in sularını yutmak için sabırsızlanıyorlarsa…

Veyahut “haritadaki yüzölçümlerinden hatırı sayılır bir miktar indirime gitmek” mecburiyeti de hâsıl olmuşsa…

Buyursunlar: elbette, itina ile bunların icabına bakılır!

RUMLAR DA KAŞINIYOR

Kaşınan sadece Yunanistan değil; Kıbrıs Rum Kesimi de Atina’daki ağabeyleri gibi öyle haddini, hududunu bilmiyor.

Küstahlık ve kahpelik hayat tarzı, ikisinin de…

Rum Kesiminde, Larnaka’daki bir caminin duvarına Bizans bayrağı astılar!

Ondan birkaç gün öncesinde de Limasol’daki caminin avlusuna Molotof kokteyli atıp duvarlarına İslam karşıtı yazılar yazdılar!

Bu saldırılar, İslam düşmanlığının bir eseridir.

Rum Kesimi istihbaratının kontrolündeki bazı elemanlara “yaptırıldığına” kuşku yoktur.

Ayasofya Camii’nin ibadete açılması gündeme gelince; kıt akıllarınca misilleme yapıyorlar!

VIZ GELİR, TIRIS GİDER

29 Mayıs’ta yani İstanbul’un fethinin Beş Yüz Altmış Yedinci Yıldönümünde, Ayasofya’da Fetih Suresi okundu: Harikulade bir hadiseydi.

Yunanlılar rahatsız oldular, tepki gösterdiler filan…

Vız gelir, tırıs gider!

Yunanlılar da, üyesi oldukları Avrupa Birliği de, Büyük Patronları Amerika da, başkaları vesaire de; hiç ama hiç kimse Ayasofya’ya karışamaz!

Ayasofya, Türkiye Cumhuriyeti’nin mülküdür.

Nitekim…

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Türkiye Cumhuriyetinde ezanın ya da Kuran-ı Kerim’in nerede okunacağını biz başkalarına mı soracağız?” diyerek Yunanlılara çıkıştı.

VAKİT, ÇOKTAN TAMAM

Ayasofya, bunca gecikmeden sonra artık CAMİ olarak ibadete açılmalıdır.

Bu minvalde son günlerde “ciddi gelişmeler” yaşanıyor. Danıştay kararı bekleniyor…

Ayasofya’nın müzeden camiye dönüşmesi, bir an evvel gerçekleşmelidir.

***

Vaktiyle, Ayasofya Camii’nin müze yapılması fevkalade yanlış bir karardı.

Batılı devletlerin telkinleriyle, dikte etmesiyle yapılan bu büyük yanlış; uzun seneler boyunca bir nevi “dokunulmazlık” zırhına büründürüldü!

***

Dün, Yeni Şafak’ta yer alan “Ayasofya’nın 24 Kasım 1934’te müzeye çevrilme kararı baştan aşağı şaibelerle dolu” şeklindeki haberi pek isabetliydi.

“Kararnamenin tarih ve sayısı veya Atatürk’ün imzası” gibi hususlar yıllar boyunca kafaları hep karıştırdı.

Rahmetli gazeteci Ziyad Ebüzziya’nın işte bu şaibeleri ilk kez kapsamlı bir biçimde belgeleyen yazısı 1990’da “İslam” dergisinde yayınlanmıştı.

Laikçi çevreleri ilzam eden bir yayındı…

Alelacele, gerçeğin üzerini örtmüşlerdi!

***

İçerideki Batıcı-Laikçiler, her dönemde olduğu gibi bugünlerde de Ayasofya’nın CAMİ olmasına karşı çıkıyorlar: Müze olarak kalmasını istiyorlar!

Çünkü: Haçlı Batılı Devletlerin menfaatlerine koltuk çıkmak; onların tezlerinin, politikalarının dublajını yapmak, bizdeki Laikçiler için “özel bir görevdir!”

BATICILAR CEPHESİNDE SÜRPRİZ YOK

“Komprador Burjuvazi’nin Tarihçisi” Mister İlber Ortaylı’nın “Ayasofya müze olarak kalmalı” şeklindeki açıklaması da bu satırların yazarı için zerre sürpriz olmamıştır.

(10 Nisan 2015 tarihinde bu sütunda Ortaylı hakkında çıkan yazımıza bakmak yeterlidir.)

***

İlber Ortaylı’nın “1934’teki karara itaat etmek zorundayız” diye konuşması fevkalade sorunludur. İbretliktir…

Mister Ortaylı, böylelikle bir kere daha reyini Batı Kulübü’ne atıyor!

#Batı
#İlker Ortaylı
#Atina
#Devlet
#Ayasofya
٪d سنوات قبل
Atina’nın ağzından çıkanı, kulağı duyuyor mu?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle