Almanya ile İngiltere “İslam düşmanlığında” yarışıyor! Dün bu sütunda Almanya’daki camilere yönelik derin saldırıları yazmıştık. Bugün, sırada İngiltere var…

İngiltere’nin kucak açtığı PKK’lı kahpeler “Türkiye’yi ve Zeytin Dalı Harekâtı’nı protesto için” sokağa döküldüler.

Londra ve Manchester’da tren istasyonlarını işgal eden terör yandaşları, ulaşım ağlarını engellediler. Bazı PKK’lılar ise bebek arabalarıyla raylara inerek kendi çocuklarını bile “kalkan yaptılar.”

Ada’daki bu hadiseler, Almanya’da son dönemde artan saldırılarla elde edilmek istenen neticenin; Theresa May’in ülkesinde de hedeflendiğini düşündürüyor!

Bu durumun kuvvetli işaretleri; İngiltere’de iki şehri birbirine katan PKK’lıların “son azgınlığıyla” sınırlı değil…

Ya, nedir? İngiltere’nin çeşitli şehirlerinde dağıtılan ve halkı Müslümanlara karşı şiddet uygulamaya çağıran “Bir Müslüman’ı Cezalandır!” başlıklı dehşetengiz bir mektup sahne aldı, şu sıralar…

İşte bu aşağılık mektupta “sözlü saldırılardan başlayıp cami bombalama yahut kundaklamaya kadar bir dizi terör saldırısı seçeneği” sıralanıyor!

Söz konusu mektupta, “yerine getirilmesi talep edilen şiddet eylemlerine” puanlar bile verilmiş! Ödül vaat edilen nefret puanlaması, şöyle sıralanıyor:

“Bir Müslüman’a sözlü saldırı: 10 puan…”

“Bir Müslüman kadının başörtüsünü çekerek çıkarmak: 25 puan…”

“Bir Müslüman’ı dövmek: 100 puan…”

“Bir Müslüman’a elektrik vererek derisini yüzerek veya askıya asarak işkence etmek: 250 puan…”

“Bir Müslüman’ı katletmek: 500 puan…”

“Bir camiyi bombalamak: 1000 puan…”

“Mekke’ye nükleer bomba atmak: 2500 puan…”

*

Bu nefret mektubu, Batılıların gerçek yüzünü deşifre ediyor.

Türkiye’de açıktan yahut sinsice “İslam düşmanlığı” icra eden farklı etiketlere sahip bilumum etki ajanlarının; “uğrunda çalıştığı” dahası “put yapıp taptığı” Batı’dan söz ediyoruz!

Böylesi mektuplar öyle “durduk yerde” sahne almaz!

“İngiltere’deki ırkçıların 3 Nisan’ı Bir Müslüman’ı Cezalandır Günü ilan ettiğinden” bahseden haberlerde…

Nefret mektubunu, ülkenin dört bir yanına “kimliği belirsiz kişilerin” yolladığından söz ediliyor!

İngiliz hükümeti veya ilgili makamları, bu tür nefret çağrısı yapan mektuplarla güya mücadele ediyor görüntüsü verirler…

Diğer yanda ise İngiliz istihbaratı “Derin İngiltere”den aldığı direktifle işte bu “nefret organizasyonunu” düzenler!

Ters manyel çalışan bu hadiseler, “Gladio” yöntemidir.

İngiltere devletindeki “Üst Yapı”yı (İtalya’dakinden mülhem) İngiltere’nin Gladio’su diye de tanımlayabiliriz…

“Gladio” yapılanması, ABD’nin lokomotifliğinde 1949 yılında kurulan NATO’nun ürünü bir gizli yükümlülüktür!

Önceki yazılarımızda belgelediğimiz üzere; NATO’ya üye olan ülkelerde “gayrı resmi bir örgüt” kurulması, daha en başında “Gizli bir Protokol ile” karar bağlanmıştır!

Örneğin, “gizli servisler uzmanı” Guiseppe de Lutiis, İtalya’nın 1949’da NATO üyesi olurken “sadece NATO’ya katılma anlaşmasını imzalamakla kalmadığını” şu şekilde ifşa etmiştir:

“İtalyan devleti; seçmenler farklı eğilim gösterseler dahi, ne pahasına olursa olsun- İtalya’nın Batı Bloku ile aynı çizgide hareket etmesini garanti etmekle yükümlü bir Gayrı Resmi Örgüt kurmasını şart koşan Gizli Protokoller imzalamıştır!”

Lutiis’in sözünü ettiği bu gayrı resmi örgüt, Gladio’dur.

İtalyan Gladio’su mu; zannedildiği gibi 90’lı senelerin başından itibaren tasfiye edilmiş falan değildir. Sınırlı yani göstermelik bir ayıklama yapılmıştır, o kadar!

Aynen İtalya’daki gibi, Almanya yahut İngiltere’de de işbu Gladio, Derin ABD’ye (Küresel Baronlar) bağlı-bağımlı olarak çalışır!

*

Türkiye’nin Zeytin Dalı Harekâtı; Afrin’de ABD’nin terör örgütü PKK’yı bozguna uğratmaya devam ediyor…

Harekât başarıyla sürerken; Almanya ve de İngiltere’de PKK’lıların muhtelif saldırılarla sahne alması, asla tesadüf değildir. Derin faaliyetler kapsamında kontra hadiselerdir.

Her iki devletin derin yapıları; “İslam düşmanlığı” ve “Bağımsız Müslüman Türkiye düşmanlığı” temelinde kendi ülkelerindeki PKK terör örgütünü hareketlendirmişlerdir!

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Suriye’de bu olaylar yaşanırken; ey NATO, sen ne zaman gelip bizim yanımızda yer alacaksın?” diye batılı devletlere sitem ediyordu…

Sualin cevabı bellidir, daha doğrusu hiç değişmemiştir: NATO, Türkiye’nin yanında hiçbir zaman yer almayacaktır!

TSK, PKK terör örgütüne karşı operasyon yaparken; bu kahpe NATO, tüm hücreleriyle terör örgütünün safındadır.

NATO-ABD-CIA; 15 Temmuz’da piyonu FETÖ’nün eliyle darbeye kalkışmış, Bağımsız Müslüman Türkiye’yi İŞGAL etmek istemiştir.

“Şayet NATO’dan çıkarsak, güvenliğimiz tehlikeye girer işgale bile maruz kalabiliriz” diyenler; Türkiye’nin NATO üyesi olmaya devam ederken işgal edilmek istendiği ve her türlüsünden -Batı’dan yönetilen- terörist saldırılara maruz kaldığı gerçeğine…

Zerre utanmadan, gözlerimizi kapatmamızı bekliyorlar!