Meral Hanım’ın partisinde bu defa da FETÖ Krizi patladı. Son dönemdeki Liste Krizi’nin akabinde gelen “Özdağ-Kavuncu Kavgası” partide yaşanan ciddi yarılmayı gözler önüne serdi.
İP İstanbul Vekili Ümit Özdağ’ın, partisinin İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’yu FETÖ’cü olmakla itham etmesi, üzerinde dikkatle durulması gereken “önemli” bir gelişmedir.
Bu bir “kişisel çatışma, ihtilaf” falan değildir.
*
Neden mi?
Mevzubahis itham…
İyi (Rol Yapan) Parti’nin “kimlerin desteğiyle kurulduğu; siyasetteki ekseni ve partiye nasıl bir özel görev yüklendiği” ile alakalı derin bir ipucu veriyor da, ondan!
“Meral Akşener’in Partisi” için; bu sütunda defalarca “İP’leri Pensilvanya’nın Elindeki Parti” dedik.
Bu, İP’in “Komprador Burjuvazinin telkiniyle kurulduğu” hususuyla da eş anlamlı bir gerçektir.
*
15 Temmuz’dan (2016) sadece iki ay evvel, “Tarlada Kurultay” düzenlenerek MHP’nin nasıl ele geçirilmek istendiği; bu derin siyasi operasyon başarılamayınca, 15 Temmuz sonrasında bu defa MHP’ye mukabil İP’in nasıl kurulduğu, ne yaptığı da yine bu sütunda defalarca anlatıldı.
*
Meral Hanım’ın, Buğra Kavuncu’yu 2018’in sonbaharında apar topar “İP İstanbul İl Başkanı” olarak ataması, sonra da seçtirtmesinin; o esnada henüz adaylığı dahi açıklanmamış Mister Ekrem İmamoğlu’nun sahne alışıyla ilgili olduğundan da bahsetmiştik.
*
Keza, Buğra Kavuncu’nun DAYISI Enver Altaylı (ve derin ilişkileri) hakkında bu köşede çok sayıda yazı okudunuz…
“Bütün hücreleriyle Amerikancı” olan Mister Altaylı, CIA’in Özbek asıllı ajanı Ruzi Nazar’ın (1917-2015) talebesiydi. Nitekim Nazar hakkında hacimli bir kitap da yazdı. (Doğan Kitap, 2013)
Savcılığın, FETÖ’den tutuklu Enver Altaylı hakkındaki iddianamesinde; Mister Altaylı’nın “CIA bağlantıları” detaylarıyla yer alıyor.
CIA ajanları ile görüşmeleri, onlarla çektirdiği fotoğraflar vesaire…
Görüşmelerine sadece bir örnek: Enver Altaylı CIA’in eski şeflerinden Alan Fiers ile tam 53 kez telefonla görüşmüş!
*
İddianamede “Altaylı’nın devletin güvenliği açısından çok hassas bilgileri yurt dışında CIA ile bağlantılı kişilere servis ettiğinden” söz edilmiştir.
Aynı iddianamede, “Altaylı’nın Türkiye’de bir askeri darbeye ortam hazırlamak amaçlı faaliyet yürütülmesine dair raporlar hazırladığına” dikkat çekildiğini de hatırlayalım.
*
Tam da buraya, şu notu ekleyelim…
Ümit Özdağ, ekranda; vaktiyle, Enver Altaylı ile aralarında geçen bir konuşmadan da söz etti:
Yani? Meral Akşener’in partisi kurulmadan evvel, Altaylı’nın kendisine “Sokağa dökülün” dediğini ifşa etmesi, ‘Paralel Taşları’ yerli yerine oturtuyor!
Altaylı, 15 Temmuz darbe girişiminden sadece birkaç gün önce iki ünlü isimle gizli bir görüşme gerçekleştirdi!
Bunlardan biri “Rahip” kıyafetli tescilli CIA Ajanı Andrew Brunson’dır! (15 Temmuz’da işin içinde idi.)
Diğeri ise “Çok Ünlü” bir siyasetçidir!
Şayet, Made in U.S.A FETÖ’nün hain darbe teşebbüsü başarılı olsaydı; acaba bu “VIP Siyasi” hangi “üst düzey göreve” getirilecekti?
-Başbakan mı, yapılacaktı?
Bu Pek Meşhur Siyasinin, 15 Temmuz darbe kalkışmasını müteakip haftalarca suskun kaldığını da hatırlatalım!
Halen FETÖ’den tutuklu Altaylı’nın yeğeni olan Buğra Kavuncu’nun, Ümit Özdağ için suç duyurusunda bulunması vs. derin gerçeklerin konuşulmasını, irdelenmesini asla engelleyemez.
Eğer, bu tartışma giderek boyutlanırsa veya “Olay Yeri” daha derin kazılırsa…
Özdağ’ın Kavuncu hakkındaki suçlamasının, “İP’leri geren bir Parti İçi Kavga” olmaktan çok daha ötede derin bir mevzu olduğunu görebilmek mümkün olabilecektir.
Yani, nedir?
FETÖ’nün Siyasi Ayağı ile alakalı pek kritik ipuçları, bu olayda saklıdır.
Şu ana kadarki “Siyasi Ayak” tartışmasının ekseriyetle “Hangi partilerde ne kadar FETÖ’cü var?” sorusuna cevap aranarak yapıldığını…
Buna mukabil: “Şayet, 15 Temmuz’daki darbe teşebbüsü başarılsa idi; kim Cumhurbaşkanı, kim Başbakan olacaktı?” sualine ise yeterince cevap aranmadığını söylemek gerekiyor!
