Bloomberg’in, adını açıklamadığı üç Amerikalı yetkiliye göre “Amerikan istihbaratı, Çin devletinin ülkesindeki korona salgınının gerçek boyutlarını tüm dünyadan sakladığına dair bir rapor hazırladı.”
Haberde, geçen hafta Beyaz Saray’a sunulan gizli raporda, Çin’in paylaştığı koronavirüs vakaları ve ölümleriyle ilgili sayıların çok düşük gösterildiği iddiasına yer verildi.
Önceki gün itibarıyla, Çin’deki ölümler 3 bin 318 olarak açıklandı: Farklı ülkelerden gelen iddialar ise bu sayının en az 40 bin ile 100 bin arasında değiştiğini işaretliyor!
Aynı şekilde, gayrı resmi kaynaklar koronadan ölenlerin sayısının ABD’de de gizlendiğini, 5 binin üzerine çıkan ölümlerin aslında 7 bini aştığını öne sürüyor.
***
Korona salgınının ilk günlerinde, Beyaz Saray Sahtekârı Sarı Kovboy Trump “Salgın haberlerinin Demokratların uydurması olduğunu” söylüyordu!
Kısa süre zarfında “pabucun pahalı olduğunu” gördü ve feryat figan açıklamalar yapmaya başladı.
Üç gün önce “En iyi senaryoya göre, salgından dolayı ABD’de 100 bin ila 240 bin arasında insanın hayatını kaybedebileceğinden” bahsetti!
Dünkü bir habere göre, ABD Federal Acil Durum Yönetim Ajansı (FEMA) Pentagon’a “100 bin ceset torbası” talebini iletti!
Tam da burada…
Haydut ABD’nin, piyonu FETÖ eliyle 15 Temmuz 2016’da giriştiği darbe teşebbüsünü hatırlıyoruz…
O günlerde “gün ışığına çıkmayan” dehşetengiz bir hazırlık vardı: Bu derin bilgiye göre; FETÖ’nün darbenin hemen sonrası için her biri 9 bin kişilik 12 adet İnfaz Edilecekler Listesi düzenlediği tespit edildi!
İşte bu dehşet kanlı plan için de 108 bin ceset torbası hazırlamışlardı!
Korona salgını, AB’yi fena vurdu: Şimdiye kadar yaşadıkları en büyük sarsıntı diyebiliriz. Üstelik bu berbat vaziyet, Brexit’in hemen ardından kapılarını çaldı!
“Avrupa Birleşik Devletlerinin Churchill’in rüyası olmaktan öteye geçemeyeceği” söylemi, koronavirüs felaketinden sonra çok daha fazla seslendiriliyor.
Avrupa medyasında “AB üyesi ülkeler birbirlerini böylesine bir kriz sırasında desteklemeyecekse, ne zaman destekleyecek?” suali biteviye soruluyor!
Mesela, Hollanda basınında yer alan şu satırlar tokat gibiydi:
“Hollanda’nın Maliye Bakanı Wopke Hoekstra İtalyan gazetelerinde kaba saba biri olarak tarif edildiği sırada Rusya’ya ait yardım konvoyları Kuzey İtalya’ya çoktan varmıştı bile…
Halkla ilişkiler gibi bir alanda Putin’den gol yemek kolay iş değil!”
Başta İtalya olmak üzere üye ülkelerden AB’ye gelen tepkiler çığ gibi büyüyor.
İtalya’da kimi siyasetçiler makamlarındaki AB bayraklarını indiriyorlar!
“Bayrak İndirme” furyasını İtalya’da Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı Fabio Rampelli başlattı:
Onun, AB bayrağını indirip yerine İtalyan bayrağı astığı görüntüler, AB’nin ne hallere düştüğünün en güncel simgesi haline geldi.
***
İtalya eski Başbakanı Matteo Salvini “AB’den nefret ettiğini, iğrendiğini” söylerken; birliği “Yılanlar ve çakallar mağarasına” benzetiyor!
İtalyan Corriere della Sera’nın ABD Temsilcisi Massimo Gaggi ise şöyle feveran etti:
“İtalya’ya Çin, Rusya ve Küba’dan bile yardım gelirken, ABD’den yahut AB’den neredeyse tek yardım dahi yok!
Bize zor zamanlarda daha çok destek olmasını beklediğimiz ülke ve dostlarımıza öfke duyuluyor!”
AB üyesi olmayan Türkiye ise korona salgınının en ziyade mahvettiği iki AB üyesi ülkeye (İtalya ve İspanya’ya) yardım gönderdi.
Gönderilen malzemelerin yer aldığı sandıkların üzerinde (İtalyanca ve İspanyolca) Mevlana’nın bir sözü dikkat çekiyordu: “Ümitsizliğin ardında nice ümitler var. Karanlığın ardında nice güneşler var.”
