|
Yetim Malı Yemek

Kur'an-ı Kerim'de yetim malına tasallut, en korkutucu tehditlerden biri sayılan ateş yemek olarak değerlendirilir: "Yetimlerin mallarını haksız (ve haram) olarak yiyenler karınlarına ancak bir ateş yemiş olurlar. Onlar çılgın bir ateşe gireceklerdir." (Nisa, 4/10)

Yetim Malına Titizlenmek

İbn Abbâs'ın (r.a.) anlatımına göre,"Yetim rüşdüne erinceye kadar, onun malına o en güzel olanından başka bir suretle yaklaşmayın" (İsra, 17/34) ve "Yetimlerin mallarını haksız (ve haram) olarak yiyenler karınlarına ancak bir ateş yemiş olurlar. Onlar çılgın bir ateşe gireceklerdir" (Nisa, 4/10) âyetleri inince, yetimleri korumasına almış olan Müslümanlar, mallarının kendi mallarına karışmasından, hatta yetimin önündeki artan yemeği bile yemekten çekinmeye başladılar. Yetime ait yiyecek ve içeceklerden bir şey artsa ona dokunulmuyor, yiyinceye veya kokuşup bozuluncaya kadar saklanıyordu. Evlerinde yetim bulunanlar, yetimin yiyeceğini ve içeceğini ayırdılar. Onlara ayrı bir oda tahsis ettiler. Bu durum, mallarını işletmekten âciz bulunan yetimlerin aleyhine olmaya başladı, yetimleri koruyanlara da zor geliyordu. Abdullah bin Revâha, Hz.Peygamber'e (sa.) gelerek, şöyle dedi: "Ey Allah'ın elçisi! Hepimiz yetimleri oturtacak ayrı bir yere, onlara ayrı yiyecek ve içecek verecek güce sahip değiliz." Bu konuya bir açıklık getirmek üzere, şu âyet indi: "Sana yetimleri sorarlar. De ki: Onları faydalı ve iyi bir hale getirmek hayırlıdır. Şayet kendileriyle bir arada yaşarsanız, onlar sizin kardeşlerinizdir" (Bakara, 2/220) Bu ayet üzerine, yetimlerin yiyeceklerini ve içeceklerini kendi yiyecek ve içeceklerine karıştırdılar. (Ebu Davud, vesâya, 7; Nesâî, vesâya, 11)

Hz.Muhammed (s.a.), yetimlerle, daha peygamberliğinin ilk yıllarında ilgilenmeye başladı. Habeşistan'a hicret edenlerin başkanı olan Cafer bin Ebu Tâlib, Necâşî'nin huzurunda İslâm'ı ve Müslümanları savunmak üzere yaptığı konuşmanın sonunda, Hz.Muhammed'in (s.a.) emrettiği ve yasakladığı konuları dile getirmiş, yasakladıkları arasında, "yetim malı yeme"yi de saymıştır. (İbn Hişâm, Sîret, 1/336)

Hz.Muhammed (s.a.), yetim malına tecavüzü, "öldürücü yedi büyük günah" arasında saymıştır: "Helak edici yedi şeyden kaçınınız: Şirk, büyü, adam öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, iffetli kadına zina isnadında bulunma." (Buharî, vesâyâ, 23, tıbb, 48 ; Müslim, iman, 145, vesâyâ, 10; Nesâî, vesâyâ, 12) Başka bir rivayette, şu ikisini de eklemiştir: "anne ve babaya haksızlık, kıbleniz olan Beytu'l-Haram (da masiyet işlemey)i sağlığınız veya ölümünüzde helal saymak." (Ebu Dâvud, vesâya 10; Nesâi, tahrim 3)

Yetim hakkı yemenin cezası, daha bu dünyada başlar, âhirette de devam eder. Çünkü insana zulüm olan bütün günahların cezası, bu şekilde daha dünyada başlamaktadır.

Yetim Malını Kullanmak

Veliler/vasîler, kusurları sebebiyle velayetleri/vesayetleri kaldırılmadığı sürece, malı teslim zamanına kadar yetim çocuğun mallarını kullanabilirler: Veli, fakir olduğu takdirde, işini yürütmesinin bedeli olarak, yetimin malından yiyebilir/harcayabilir. Bu da maruf (makul) ölçüde ve israfa varmaksızın olmalıdır. Veli zengin olduğu takdirde, böyle bir hakkı yoktur. Ancak zengin veli, ihtiyaç durumunda, sadece yetecek kadar alabilir. Durumu düzeldiğinde geri ödemesi gerekir. Amr bin Şu'ayb anlatıyor: Bir adam Hz.Peygamber'e (s.a.) gelerek: "Ben fakirim, hiçbir şeyim yok, üstelik bir de yetimim var!"" dedi. Peygamberimiz şöyle buyurdu: "Yetimin malından ye! Ancak bunu yaparken ne israfa kaç, ne aceleci ol, ne de kendine mal et." (Ebu Dâvud, vesâya 8; Nesâî, vesâyâ 11)

18 yıl önce
Yetim Malı Yemek
Çocukları ‘yollamadan’ önce...
SGK’nın faaliyet raporu acı gerçekleri ortaya çıkardı
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı