|
Kara kedinin hesabı

Suriye ile diyalog için bir süredir zemin yoklanıyor. Ağustos ayında başlayan diplomatik hareketlilik Reuters’in geçtiği bir haberle farklı noktaya evrildi. Ajans, Esad’ın Putin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bir araya gelmek istemediğini -ismini açıklamadığı kaynaklara dayandırarak- duyurdu. Şimdi bir diyalog sürecinin başlayıp başlamayacağı, başlayacaksa hangi kulvarda devam edeceği merak ediliyor.

Suriye ile diyalog süreci Ankara’nın bölgede uyguladığı yeni politikayla uyumlu. Körfez ülkeleriyle ilişkiler hızlı bir şekilde düzeldi. Normalleşme adımları İsrail’le devam etti. Mısır’la da pozitif bir diyalog yürütülüyor. Eşzamanlı olarak Suriye meselesi de masaya geldi.

Suriye konusu diğer süreçlerin hepsinden daha çetrefilli. Sabır gerektiriyor. Hemen çözülmesi beklenmiyor. Sebebi masadaki başlıkların daha derinlikli ve katılaşmış sorunlardan oluşması. Aynı zamanda Suriye’nin sadece Şam’dan ibaret olmaması. Meselenin Rusya, İran, ABD ve İsrail’i, göçmenleri, barış süreci ve taraflarını ilgilendiren çok katmanlı yönleri bulunuyor. Dağlık Karabağ’da yaşanacak bir gelişme İran, Ukrayna cephesindeki bir değişiklik Rusya boyutuyla diyalog sürecini etkileme potansiyeli taşıyor. ABD’nin bölgede kalma ısrarı ve terör örgütleriyle temasını da buna ekleyin.

Müzakere süreci bize gösterdi ki temel başlıklarda varılan mutabakat araya frekans bozucular, kara kedilerin girmesiyle bozulabiliyor. Bölgede Suriye üzerinden Türkiye ile hesabını görmeye çalışan, kazanımlarını kaybetmek istemeyen, statükodan beslenen kara kedi çok. Kimi sahadaki varlığı, kimi kontrol ettiği örgütler kimi de doğrudan Esad üzerinden süreci etkileyebiliyor. Tüm bu parametreleri hassas ve kabul edilebilir bir dengede buluşturmak, Şam rejimini dış etkilerden yalıtmak, diyaloğu mümkün kılmak zor, ancak imkânsız değil.

Yansıyan bilgilere göre diyalog sürecinde Suriye barış sürecinin geleceği, göçmenlerin durumu, Türk askerinin Suriye’deki varlığı ele alınan ana başlıklar olarak öne çıkıyor.

Suriye tarafının yaptığı açıklamalara göre Şam, Ankara’dan somut adımlar bekliyor. Somut adımdan kastedilen Türk askerinin Suriye’den çekilmesi. “Topraklarımızdan çıkın” diyorlar. Oysa Mehmetçiğin neden Suriye’de olduğu açık. Şam, topraklarına hâkim olamıyor. Terör örgütleri Suriye’de devletleşme adımı atıyor ve doğrudan Türkiye’yi, Türk vatandaşlarını tehdit ediyor. Ankara yaptığı operasyonlarla ulusal güvenliğini gözetiyor, terör örgütlerinin alanını daraltıyor. Bir şekilde Suriye’nin toprak bütünlüğünü de koruyor diyebiliriz.

Türk askerinin oradan çıkması Suriye’nin parçalanması anlamına geliyor. Aynı zamanda rejimin mağduru olan ve Türkiye’ye sığınan milyonlar var. 4 milyonu Türkiye’de, 5 milyonu İdlib’de. Türk askeri hem terör örgütlerinin yaşam alanını daraltıyor hem de yeni bir göç dalgasının önüne geçiyor. Türkiye’nin beklentisi Suriyelilerin ülkesine barış içinde dönmesi. Bu yüzden Şam’ın önce iç barışını sağlaması ve muhaliflerle anlaşma yoluna gitmesi gerekiyor.

Ankara Suriye’nin toprak bütünlüğü konusundaki hassasiyetini terörle mücadelede açık çek vererek gösteriyor. “Fırat’ın doğusundaki petrol yataklarını terör örgütüne bırakmayın, onları siz işletin” diyor örneğin. “Orayı ya biz temizleyelim ya da siz temizleyin, biz destek olalım” teklifi götürüyor. Suriye’nin toprağında gözü olan bir devlet bunu söyler mi?

Suriye egemenlik haklarını konuşmak istiyorsa mücadele etmesi gereken iki başkent bulunuyor. Washington ve Tahran. Birinin askeri varlığı Suriye’yi bölüyor, diğeri Şam üzerinde vesayet kuruyor.

Şam’la diyalog süreci belli ki uzun bir zaman dilimine yayılacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Siyasette ebedi küslük olmaz. Haziran seçiminden sonra sil baştan yapabiliriz” sözleri takvimle ilgili fikir veriyor. Bu yeni süreci bir öncekinden ayıran şey Rusya’nın -bu kez- teşvik edici bir rol oynaması. Rusya süreç başarıya ulaşırsa Türkiye’nin Suriye’deki terör unsurlarına operasyon gerekçelerinin ortadan kalkacağını umuyor. Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Verşinin diyalog süreci -ve Türkiye’nin olası operasyonuyla- ilgili temaslar için Türkiye’ye geliyor.

Diyaloğun sağlıklı bir şekilde kurulabilmesi için Şam’ın ne yapmak istediğine karar vermesi gerekiyor. Türkiye ile bir diyaloğa hazır mı değil mi? Bu diyaloğun -muhalefetle barışmak dahil- sonuçlarını göğüslemek istiyor mu istemiyor mu? Diyalog için kararlıysa nalıncı keseri gibi kendine yontmaktan vazgeçmesi, rasyonel beklentiler üzerinde yoğunlaşması ve kara kedilere karşı uyanık olması gerekiyor.

#Esed
#Suriye
#Türkiye
#Putin
1 yıl önce
Kara kedinin hesabı
Dalgaların konuşamadığı insanlar
Darbe teşebbüsünde PKK-FETÖ işbirliği
Falda çıkmayan
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!