|
Yeni oyunu anlamak

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Dünya Kupası açılışı için gittiği Katar’da Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile görüşmesi bir hayli konuşuldu. O fotoğrafa dikkatli bakanlar Ankara’nın bölgede kurduğu yeni oyunun eksik kalan son parçasını yerine koyduğunu görebilir. Şimdi sizlere bu yeni oyunun parametrelerini ve Mısır’la normalleşme süreciyle ilgili bazı detayları anlatacağım.

Son yıllarda küresel ve bölgesel aktörlerle güç mücadelesi yaşayan Türkiye’nin karşısında iki blok oluşturuldu. Bloklardan ilki Küre İttifakı’ydı. İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Mısır’dan oluşuyordu. İkinci blok Doğu Akdeniz’deki enerji paylaşım mücadelesinde Türkiye’ye karşı dizayn edilmişti. Bu blokta İsrail, Mısır, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Yunanistan ve Fransa yer alıyordu. Amaçları enerji kaynaklarının paylaşımını Türkiye’yi dışlayarak yapmaktı. Yunanistan bu mekanizmadan aldığı güçle Türkiye’ye karşı maksimalist taleplerini hayata geçirmeye çalışıyordu. Bu iki bloku koordine eden ve birbiriyle konuşturan ABD’ydi. AB ise bu mekanizmaya örtülü finansal, askeri yaptırımlar ve diplomatik manevralarla destek oluyordu.

Haritayı gözlerinizin önüne getirin. Bu, iki bloklu büyük bir kuşatmaydı. Ankara bu kuşatmayı kırmak için üç aşamalı bir strateji geliştirdi. Bu aşamaları karşıt blokun hamlelerine anlık karşılık vermek, normalleşme yoluyla karşıt bloktaki ittifakı çözmek ve yeni bir oyun planıyla müzahir denge ve yeni statüko oluşturmak olarak sıralayabiliriz.

Ankara bu kapsamda Libya ile anlaşma yaparak nüfuzunu artırdı. Askeri gücünü sahaya yansıtarak Atina ve ardındaki Fransa’nın taleplerini baskıladı. İstihbarat diplomasisini harekete geçirerek normalleşme süreçlerini -Körfez ülkeleri ve İsrail- başlattı ve karşıt bloku zayıflattı. (Bir not: Diplomatik kaynaklar Netanyahu yeniden göreve gelse de İsrail’le normalleşme sürecinin devam edeceğini öngörüyor.)

Yaşanan tüm bu süreçlerin artık üçüncü aşamaya kapı araladığını söyleyebiliriz. Bu yeni aşama bölgede ve Akdeniz’de Türkiye’ye müzahir bir denge ve statüko oluşturma anlayışına dayanıyor. Bu yeni denge oluşturulurken Akdeniz’e kıyıdaş ülkelerle karşılıklı çıkar temelli işbirliği geliştirmek, enerji kaynaklarının adil bölüşümü, Türk çıkarlarını hedef alan aktörlerin enterne edilmesi amaçlanıyor. Bunun bir yansıması olarak Türkiye petrol ve doğalgaz arama konusunda geçtiğimiz ay Libya ile yaptığı anlaşmanın bir benzerini Cezayir’le de imzalamaya hazırlanıyor.

Şimdi haritayı bir kez daha gözlerinizin önüne getirin. Körfez ülkelerinden İsrail’e, Libya’dan Cezayir’e uzanan bir alanda Türkiye yeni bir diplomatik, siyasi ve ekonomik hat inşa ediyor. Mısır bu hattın tam ortasında yer alıyor. Kahire ile ilişkilerin tesisi bu yüzden önemli.

Mısır’la ilişkilerin onarılması diğer ülkelerle birlikte başladı ancak yavaş ilerliyor. Mısır’ın Türkiye’den beklentileri iki noktada toplanıyor. İhvan hareketinin Türkiye’de bulunan bazı üyelerinin faaliyetleri ve Libya politikası. Geçtiğimiz ay Türkiye’nin Libya ile imzaladığı mutabakat nedeniyle Kahire normalleşme görüşmelerinin dondurulduğunu açıklamıştı. Tıkanıklık Katar’ın araya girmesiyle aşıldı. Kahire’nin Libya kaygısının ilişkilerin gelişiminin önünde bir engel olmayacağı değerlendiriliyor. Sebebi Mısır’ın Libya politikasını Türkiye karşıtlığı üzerine konumlandırması. İlişkiler normalleştikçe Libya üzerindeki fikir ayrılıklarının da azalacağı öngörülüyor.

Burada kritik mesele iki ülke arasında yapılacak Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması olacak. Mısır’ın Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile daha önce yaptığı anlaşmalar Türkiye ile masaya oturmasına engel teşkil etmiyor. Bilakis, Kahire Ankara ile bir anlaşma imzalaması halinde 11 bin 500 kilometrekare daha fazla deniz yetki alanı kazanacağından bu konuda istekli.

Geldiğimiz noktada bölgesel denklemin Yunanistan için bir yılda ters yüz olduğunu ve Atina’nın yalnızlaştığını söyleyebiliriz. “Son kale” Mısır’la normalleşme sürecine tepki gösteren Yunanistan, AB ve ABD desteğini arkasına almak ve normalleşme diplomasisini baltalamak için Akdeniz’de tansiyonu artırmayı hedefliyor. Bu kapsamda Türkiye-Libya anlaşması gereği Libya’ya ait olan deniz yetki alanını ihlal edecek şekilde sismik araştırmalara başladı. Ancak Ankara buna kayıtsız kalmayacak. Taşucu’nda bekleyen sondaj gemisi Abdülhamit Han’ın önümüzdeki günlerde yeniden Akdeniz’e açılacağı belirtiliyor.

#Recep Tayyip Erdoğan
#Akdeniz
#Mısır
#Diplomasi
1 yıl önce
Yeni oyunu anlamak
Bu nasıl dilekçedir...
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!