Soma"daki kömür madeni öyle bir maden ki herkes birşeyler buldu kendisine. Sorumlusu, sorumsuzu, siyasetçisi, işvereni, işçisi, provokatörü, yerlisi yabancısı velhasıl madenden herkes birşeyler çıkardı.
İşçi, kömürden ekmek, ev taksiti, eğitim masrafı ve harçlık çıkardı,
İşveren, hani şu çalışanına 250 bin liralık yaşam odasını çok gören; İstanbul Maslak"da kendine 22 bin metrelik yeşil alan içinde Türkiye"nin en güvenli binası olarak da ün yapmış 56 katlı dev bir yaşam merkezi çıkardı.
Devlet, madenden işçilerin cansız bedenlerini,
Gezici provokatörler "Tayyip düşmanlığı",
Almanya gibi fırsat kollayan yabancı ülkeler de Türkiye düşmanlığı çıkardı.
*
Aşık Mahzuni Şerif de madenden türkü çıkardı:
Kara kuyular derindir
Burda kalır madenciler
Ücreti bir aferindir
Zehir solur madenciler
Bir de kara yüzleri var
Yaşamdan hayli uzak
Kömür gibi kadere bak
Bilmem n"olur madenciler
Grizu gelir uykuda
Nice canlar yuta yuta
Biz cennet"te, o uykuda
Toptan ölür madenciler
Dile kolay kuyu dibi
Salınır gezer sağ gibi
Bin senelik maden gibi
Fosil olur madenciler
Yeryüzünde sevda güzel
Derinlerden selam eder
Bu dünyadan kömür gider
Duman gelir madenciler
Der Mahzuni kuyu dardır
Bize kolay o"na zordur
Bir onurlu teri vardır
Bunu bilir madenciler
*
İktidar ve muhalefet partili iki eski dostumun maden kazası sonrası sosyal medyadaki diyaloğu:
-Şimdi Soma"daki ekmek şehitleri için dua zamanı
-Hayır, şimdi doğruları söyleme zamanı
-Sen doğruları söyle, ben dua edeceğim.
*
Uluslararası Çalışma Örgütü"nün 1995"te çıkardığı 176 numaralı "Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi"ni 26 ülke imzaladı.
1995 yılından bu yana gelen 11 hükümet bu sözleşmeyi imzalamadı.
Türkiye"de halen 740 maden işleten şirket, yaklaşık 50 bin de maden işçisi var.
Devleti kutsallıktan çıkarıp, onu millete hizmet aracına dönüştürmedikçe ağlayacağız.
Maden faciasını dün Zonguldak"ta yaşadık, bugün Soma"da yarın belki de Keşan"da aynı faciaları yaşayacağız.
*
Ateşin düştüğü yerde sadece 301 ekmek şehidi yok.
301 babasız ocak var şimdi,
301 kocasız kadın, en az 301 yetim, evladını kaybeden 301 anne ve baba, en az 301 yakın akraba, en az 301 dost ve komşu ve 77 milyon.
3 günlük milli yas boyunca babasını, eşini, evladını dostunu, komşusunu, kardeşini kaybedenlerle beraber ağlamak varken,
yaşanan büyük acı için bütün dünya ağlarken, taziyelerde bulunurken, eğlencelerini iptal ederken,
ağlayanlara hakaret etmek, küçümsemek ve Başbakan Erdoğan"a küfretmeyi tercih etmek nasıl bir ruh halidir.
Nasıl bir nefret duygusu bu.
Anladım ki ağlayabilmek de nasip işiymiş.
Acıyı paylaşmak ve ağlamak için Ak Partili olmak gerekmiyordu, insan olmak yetiyordu.
Ambulansın sedyesine yatarken "Çizmelerimi çıkarayım mı" diyeni,
301 işçinin öldüğü madende "ihmal yok" diyenleri,
"Beni bırakın Ali abiyi kurtarın, onun eşi hamile" diyeni
Soma için elini cebine atan spor kulüpleri, odalar, ünlü sanatçılar ve şirketleri,
Kazanın olduğu günden bu yana Soma"yı terk etmeyen Bakan Taner Yıldız"ı,
Maden ocağında canı pahasına çalışan kurtarıcıları
"Zaten madenciler Ak Parti"ye oy verdi, müstahaktılar" diyenleri,
Eğitim konusunda, "İşte bu" dedirten devrim gibi uygulama hiç beklemediğim bir yerden geldi.
Trenlere taş atan çocukları yanlış yaptıklarını eğiterek gösterdi.
Trenle Adana-Mersin arasında seyahat ettiririrken seyahat sırasında da trenleri tanıtan film seyrettirdi. Çocuklara çeşitli hediyeler de verdi.
Sonuç: 2006"da 101 tren taşlama olayı, 2012"de 14, geçen yıl ise 4 olay.
Son 2 yılda yaralanan bile yok. TCDD"ye teşekkürler.