Dünya Doğayı Koruma Vakfı''nın (WWF) yayınladığı "Yaşayan Gezegen Raporu"''na göre, doğal kaynaklarımızı şu andaki hızında tüketmeye devam edersek, 2050 yılında iki gezegene daha ihtiyacımız olacak.
Karasal canlı türleri yüzde 31, denizlerdeki canlı türleri yüzde 27 azalmış.
Aşırı tüketim yüzünden dünyanın biyolojik kapasitesini 1/3 oranında aşmışız.
Yeryüzündeki sulak alanların yüzde 50''si hatalı kullanım yüzünden kaybedilmiş. Sanayi kuruluşlarının yüzde 80''i üretimde kullandıkları suyu arıtmadan çevreye akıtıyor.
***
"Sudaki ayak izi" tanımı tüm üretim ve tüketim süreçlerinde kullanılan toplam su miktarını ifade ediyor. Buna göre yapılan incelemeye göre, bir hamburgerin yenilecek hale gelmesine kadarki sürede kullanılan su miktarı 2 bin 400 litre, bir paket patates cipsi için 185 litre, 20 bin liraya alınan bir arabanın sudaki izi de yaklaşık 2 milyon 587 bin 478 litreymiş.
"Sudaki ayak izi" projesiyle iş dünyasını harekete geçirmeye çalışan Doğal Hayatı Koruma Vakfı''nın (WWF-Türkiye) Yönetim Kurulu Başkanı Akın Öngör ile WWF-Türkiye Genel Müdürü Dr. Filiz Demirayak, özel sektörü kaynakları doğru kullanmak için işbirliğine çağırıyor.
***
Akın Öngör''e göre çocuklara yaşanabilir bir dünya bırakmak için yaşam biçimimizi değiştirmemiz şart.
Yani yeme, içme, eğlenme, öğrenme, tüketme ve üretme tarzımızı doğaya uyumlu hale getireceğiz, ya da yok olacağız.
Kısa vadeli menfaatlere göre şekillenen mevcut yaşam biçimi bizi felakete sürüklüyor.
Temiz bir dünya için sürdürülebilirliği ilke edinen şirketlere ve bilinçli tüketicilere ihtiyaç duyuluyor.
Siz en iyisi önce işe www.sudakiayakizim.org adlı web sitesine girip sudaki ayak izlerinizi ölçerek dünyaya ne kadar zarar verdiğinizi öğrenin.
***
AIDS, deli dana, kuş gribi, kene istilâsı ve domuz gribi gibi hastalıkların arka arkaya gelerek dünyayı tehdit etmesi ve sürmesi bazı yorumcuların aklına kıyametin, büyük alâmetlerinden olan Dabbetülarz''ı getirmiş.
Yeni Asya Gazetesi''nden M.Latif Salihoğlu, yazısında Bediüzzaman''ın, Şuâlar isimli eserinin "Beşinci Şuâ" bölümünden şöyle bir alıntı ile konuyu izah ediyor; "İnsanların akıllarını başlarına getirmek hikmetiyle, arzdan bir hayvan çıkıp musallat olacak, belki (Sebe Sûresi/14) âyetinin işaretiyle, o hayvan, ''Dabbetülarz'' denilen ağaç kurtlarıdır ki, insanların kemiklerini ağaç gibi kemirecek, insanın cisminde dişinden tırnağına kadar yerleşecek"
Yazar bunların öncü olduğunu, aklımızı başımıza almazsak çok daha dehşetli virüslerin geleceğini iddia ediyor.
***
Selden kaçan rahip kilisenin çatısına sığınmış. Gelen yardımları, "Tanrı beni kurtaracak" diyerek reddetmiş. Sel çatıya kadar çıkmış ve rahip boğulmuş.
Rahip öbür tarafta, "Ey Tanrım hani sevdiklerini kurtaracaktın" deyince Tanrı, "Ey ahmak kulum ben sana kayık, itfaiye ve helikopter gönderdim, sen kabul etmedin. Daha ne yapayım" demiş.
İş dünyası yüksek kazanç uğruna çevreyi kirletirken, kamu kurumları göz yumarken, insanoğlu, zevk ve eğlence adına yaşadığı dünyayı mahvederken fıkradaki ahmak rahipten farklı davranmıyor.
Genelde STK''lar ile işbirlikle-rine uluslararası şirketler daha sıcak bakıyor.
WWF Türkiye bu örneklerin arasında Türk şirketlerinin de yer alması için çalışma yapıyor. Bu kapsamda Eti Burçak işbirliğiyle 2008''de hayata geçen, su kaynaklarının akılcı kullanımını teşvik etmeyi amaçlayan "Konya Havzası Modern Sulama Projesi" tamamlandı. Bir diğer işbirliği de geçen hafta yapıldı. 3 yıllık dönemi kapsayan işbirliği çerçevesindeki ilk ortak proje olan ''Sudaki Ayak İzim'' Unilever''in deterjan markası OMO ile hayata geçirildi.
