Yerin altından ekmek çıkarmak için girilen Ermenek"teki maden ocağında su baskını ile yaşanan ve 18 işçinin akibetinin bilinmediği maden faciasına neden olan şirketin sahibi, yaşananlara "doğal afet" dedi.
Soma"da madende yaşanan 301 iş cinayetinin ardından Soma"daki madenin sahibi de benzer şeyler söylemişti.
Ama biz doğal afetin ne olduğunu biliyoruz.
Doğal afet; çocuk, yaşlı tanımaz, erkek kadın tanımaz, hepsinden önemlisi zengin fakir tanımaz, toptan götürür.
Oysa madenlerde ölenler hep işçidir, işveren ölmez.
Tıpkı terörde ölenlerin hep yoksul olması gibi.
***
Öğlen yemeklerini evden getirdikleri ekmek arası ile geçiştirerek 6 saat boyunca madenden çıkmayan bu adamları bu şartlarda ve köle ücreti ile çalıştıran işveren ve buna göz yuman devlet zihniyeti doğal afet değildir, ama afettir.
İş cinayetlerini, "Ölümlü kazalar bu sektörde kaçınılmazdır" diye normalleştiren zihniyet doğal afet değildir ama afettir.
***
Arkadaşlar, çamurlu suyla abdest aldılar, o suyu içtiler, feryatlar, çok karışıktı ortalık.
En son ıssızlık çöktü, herkes yere yığıldı, belki ölenler de oldu.
2 bin 800 metre yol yürüdük ve saat 21.00 sıralarında dışarıya çıktık.
Bizim meslekte bir söylem vardır, "Farenin yaşadığı yerde insan da yaşar." Biz hayatta fareyi öldürmeyiz.
Ne kadar teknolojik aletler de olsa, onları orada gördüğümüzde havanın temiz olduğunu bilirdik.
Ama ben son günlerde hiç fare görmedim.
Oksijenin az olduğu yerde durmazmış fare, felaketi hissedip kaçarmış.
Ben olaydan 10 gün önce acile gittim.
Çok kötü başım ağrıyordu, bazen elektrikler kesiliyordu, arıza var deniyordu.
Havasızlık nedeniyle başım ağrıdı ve acile gittim.
Sonra da bu olay yaşandı.
Bir daha madende çalışmayacağım.
Soma"da kurtulan madenci böyle anlattı hikayesini.
***
Aşık Mahzuni"nin bu türküsü ne güzel anlatır madenciyi:
Kara kuyular derindir
Burda kalır madenciler
Ücreti bir aferindir
Zehir solur madenciler
Bir de kara yüzleri var
Yaşamdan hayli uzak
Kömür gibi kadere bak
Bilmem n"olur madenciler
Grizu gelir uykuda
Nice canlar yuta yuta
Biz cennet"te, o uykuda
Toptan ölür madenciler
Dile kolay kuyu dibi
Salınır gezer sağ gibi
Bin senelik maden gibi
Fosil olur madenciler
Yeryüzünde sevda güzel
Derinlerden selam eder
Bu dünyadan kömür gider
Duman gelir madenciler
Der Mahzuni kuyu dardır
Bize kolay o"na zordur
Bir onurlu teri vardır
Bunu bilir madenciler
***
Şair Hamdullah Arvas da şöyle anlatmış madenciyi:
Bilir misin dünya neyle yaşar
toprağın damarlarında
kan diye benim terim akar
beni duyuyor musun
sobanın sıcağında eriyen kar tanelerinde
hayır öyle değil gerçekten duyuyor musun
ciğerlerimde katran birikiyor
tenime pürüzsüz sular karışırken
bir plastik boşluğundan soluyorum
hayatı kızımı ve gerisini
bak toprağın ta yüreğine vuruyorum
beni duyuyor musun
sobanın sıcağında eriyen kar tanelerinde
***
Bir başka şiirde de şöyle anlatılıyor madencinin hayatı:
Benden dinlemelisin yerlerin hikayesini
kalbine indikçe taşlaşan bir dünyadayız
unutuveriyor insan sarı siyah rengini
kızaklar, demir arabalar
bin mağaralıya anlat sevincini
benden dinlemelisin toprak hikayelerini
kalbine indikçe taşlaşan bir dünyadayız
***
Yağmur sularıyla yıkayın
çocukları şirin odalarda ısıtan bedenimi
yüzümdeki katran toprağımın sevgisidir
mor güneşlere tutun tenimi terimi
ellerimi bir fabrika çarkına açın
gözlerimi yumun üstüne
çaresizin fakirin açın,
haykırın
işte tam da böyle ölür kayanın adamları
demek böyle ölür kayanın adamları
yağmur sularıyla yıkayın
çocukları şirin odalarda ısıtan bedenimi.