|
Yalan tohumları daha çabuk yeşerir

Ne zaman bir sohbet ortamında tohumla ilgili bir konu açılsa, ezberlenmişi klişe haline gelmiş, elde çok kuvvetli deliller varmış ya da kaynağından yeni öğrenilmiş gibi şu sözler söylenir; “Yerli tohumlarımızı çaldırdık, artık tarımda dışa bağımlıyız, tohumlarımızı bile İsrail’den alıyoruz”.

“Yalanın dostu gerçeğin düşmanı çoktur”
derler.
Yalan tohumları insanın içinde her zaman daha çabuk yeşerir ama
gerçeklerin de er geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır.

Tohum konusunda rakamlar ne diyor ona bakalım.

Bu yılın ilk yedi ayında 150 milyon dolarlık tohum ihracatı yapılırken ithalat miktarı 137 milyon dolarda kalmış. Yani tohum ihracatı ithalat miktarını geçmiş.

Yani biz dışarıdan aldığımız tohumdan fazlasını dışarı satıyoruz.

Bu bilgileri veren kim?

Türkiye Tohumcular Birliği Başkanı Savaş Akcan.

**

Halk arasında
GDO’lu tohum, hibrit tohum, hormonlu ürün
gibi konularda da çok fazla yanlış bilgi var.

O zaman doğru bilgileri işin ehlinden alalım.

Dünyada en stratejik sektörlerin başında
tarım ve gıda
geliyor. Bu gerçeği; iklim değişikliği, küresel ısınma, kuraklık, pandeminin etkileri ve Rusya-Ukrayna savaşı ile hepimiz çok daha iyi anladık.
Millî ekonominin temeli tarım, tarımsal üretimin en önemli ve stratejik ögesi ise
tohum
.

Değişen gıda güvenliği ve güvencesi anlayışının tarımsal üretime etkisi tarladan, bahçeden yani tohumluktan başlıyor.

Tohumculuk sektörü, her biri ayrı ekonomik etkinlik dalı olan; bitki ıslahı, yetiştiricilik, sanayi, dağıtım, pazarlama ve satış ile ihracat-ithalat süreçlerini kapsayan dev bir sektör.

2008 yılının sonunda kurulan
Türkiye Tohumcular Birliği
bugün 71 bin üyeye ulaşmış.

Türkiye’de 2000 yılında 145 bin ton olan üretim, 2007 yılında 325 bin tona, Birliğin kuruluşu, özel sektörün gayreti ve sertifikalı tohum kullanım ve üretim desteklerinin etkisi ile 2010 yılında 497 bin tona yükselmiş, 2017 yılında 1 milyon tonu aşmış, 2021 yılında ise 1 milyon 325 bin ton olmuş.

Birliğin kurulduğu 2008 yılından bu yana, 15 yılda,
sertifikalı tohum üretimi yüzde 800 artmış
.
2016 yılında yaklaşık 138 milyon adet olan
meyve fidanı
üretimi 2021 yılında 279 milyon adede, 4 milyar adet olan
sebze fidesi
üretimi 5 milyar 500 adede yükselmiş, ayrıca 200 bin adet artışla 1 milyar 710 bin adet
süs bitkisi
üretilmiş.

Tohum üretiminin yüzde 90’ı, tescil edilen çeşitlerin yüzde 77’si özel sektöre ait.

**

Yerli ve milli üretimin ihtiyacı karşılama oranı
, stratejik ürünlerde yüzde 100’ün üzerinde, diğer ürünlerde ise yüzde 100’e çok yakın.

Aynı başarı dış ticarette de yaşanmış.

Fidanda ve süs bitkilerinde ihracat ithalattan fazlaydı.

2021 yılı sonunda fidanda yüzde 415, süs bitkilerinde yüzde 300 dış ticaret fazlamız varmış.

Tohumda yüzde 10’luk bir açığımız kalmış.

2022 yılının ilk 9 ayında tohum ihracatı 150.8 milyon dolar, ithalat ise 137.8 milyon dolar olmuş.

Yani tohumda da ilk kez ihracat ithalatı geçmiş.

Tohumculuk sektörü 2018 yılından itibaren dış ticaret fazlası veren, toplamda ihracatın ithalatı karşılama oranı 2021 yılı sonu itibarıyla yüzde 130 olan bir sektör konumuna gelmiş.

Toplam ihracat 370 milyon dolar, dış ticaret fazlamız 88 milyon dolar olarak gerçekleşmiş.

Bugün
121 ülkeye tohum ihracatı
yapıyoruz ve bu ülkelerin içinde tohumculukta dünya lideri olan ABD, dünya ikincisi olan Çin, 3.'sü olan Fransa da var.

İhracat yapmadığımız Avrupa ülkesi yok.

Türk cumhuriyetleri, Orta Doğu, Körfez Ülkeleri ve Afrika’ya 2021 yılı sonu itibariyle 350 milyon dolarlık ürün satmışız.

**

Tabii ki dış pazarın isteklerine uygun üretim yapıp ihraç edebilmek için ülkemizde üretemediğimiz tohumları ithal ediyoruz.

Bugün tohumculuk sektörlerini bizden yüz yıl önce geliştirmeye başlamış ülkeler için de aynı şey geçerli.

Ancak
‘dışa, ithalata, ya da bazı ülkelere bağımlılık’
gibi bir durum söz konusu bile değil.

**

Tarımda söz sahibi olabilmek için bilgi ve teknoloji üretme mecburiyeti var. İstenen düzeyde bilgi ve teknoloji üretebilmek için ise AR-GE çalışmalarına yeterli yatırımların yapılması gerekiyor.

Ar-Ge’ye yeterli yatırım yapılıyor mu?

Hayır.

Ülkemizde AR-GE’ye yapılan harcamalar GSYH’nin ne yazık ki
yüzde 1’i
kadar. Bu oran
G.Kore’de
yüzde 5,
Japonya’da
yüzde 4,
ABD’de
yüzde 3,
OECD
ülkelerinde ise ortalama yüzde 2.5 ve
AB
ülkelerinde ortalama yüzde 2.

Görüleceği gibi ülkemiz bu alana gerekli bütçeyi henüz ayırabilmiş değil.

#Tohum
#Türkiye Tohumcular Birliği
#Ar-Ge
#İhracat
#İthalat
1 yıl önce
Yalan tohumları daha çabuk yeşerir
Neden Şimdi?
Tevhid risalesi yazan Milli Eğitim Bakanı
Bir Başka Mesele: Kadın ve erkeğin ince ayarları bozuldu
Omelas’ı bırakıp gitmeyenler..
Tek bir zamana/ tarihsizliğe hapsedilmeye başkaldıran adam: Kadir Mısıroğlu