Şirketlerin sağlık sektöründeki gelişmelere paralel ürün çıkarma yarışı bu hızla sürerse çok yakında eczanelerde her derde deva yoğurdun bin bir çeşidini göreceğiz.

Önce kabızlığı önleyen, ardından da kolesterol düşüren yoğurt çıktı.

Sırada tansiyon düşüren yoğurt var.

Türk toplumunun kalp sağlığı ile ilgili TEKHARF 2004 (Türk Erişkinlerinde Kalp Hastalığı ve Risk Faktörleri) araştırması sonuçlarına göre ülkemizde 30 yaşın üzerindeki her 3 kişiden 1'inde yüksek kolesterol var.

Demek ki Türk insanı yüksek kolesterolle yaşıyor.

Dünyamızı yaşanmaz hale getirdikçe yeni yeni sağlık sorunları ortaya çıkıyor.

Sağlığa verilen önemle vatandaş bu tür ürünlere yönelince, şirketler de talebe göre ürün çeşitlerini arttırıyor.

Sağlıkla ilgili verileri insanların dışında şirketler de çok yakından takip ediyor.

Neden?

Rekabetin dürya geneline yayıldığı bir yüzyılda pazarda pay kavgası farklı ürün üretmekten geçiyor.

Dünyada gıda sektörü 2005 yılında yüzde 8 büyürken, fonksiyonel gıdalar yüzde 13 büyüme hızı ile tüm dünyada 40 milyar dolarlık ciroya ulaştı.

Avrupa kolesterol düşürücü sütlü ürünler pazarı yıllık yaklaşık 270 milyon euro ve geçtiğimiz yıla göre yüzde 116 büyümüş durumda.

İnsanoğlu her ne kadar lezzet uğruna sağlığını bozacak her türlü gıda, içki ve benzeri yiyecekleri tüketmekten geri kalmasa da sağlığa yararlı ürünlerle ilgilenmekten de vazgeçmez.

Bunun için diyet ürün pazarı dünyada hızla büyürken diyet uzmanları da yüzyılın inanç rehberleri haline geldiler.

'Zayıflayın ama yemekten içmekten de geri durmayın.' 'Sağlıklı zayıflamak için neler yemelisiniz.' 'Hangi ürün ne kadar zayıflatır' türünden aklıma gelmeyen daha yüzlerce sihirli formüller yazılı ve görsel medyada sürekli insanoğlunun gözüne sokuluyor.

Kimsenin yemek yeme dediği yok hatta azalt bile demiyorlar. Çünkü herkes mal satma derdinde.

Uzmanların insanları zayıflatmak gibi bir derdi de yok.

Bütün amaç diyet ürün pazarını genişletmek. Yani mal satmak.

Oysa yıllar önce islamiyet bunu formülleştirmiş: "Acıkınca ye, sofradan doymadan kalk."

Yeme ve içmede ölçüyü kaçırınca sağlığımız da bozuluyor.

Burada devreye arz talep yasası giriyor.

Lezaiz (lezzetler) çağırdıkça, sanki yedim demeli. Sanki yedimi düstur yapan, "Sanki yedim" namındaki bir mescidi yiyebilirdi, yemedi.

İlaç niyetine kullanılan ürün pazarında Finlandiyalı Raisio ile ortaklığa giren Ülker, iki hafta önce kolesterolü düşüren yoğurt, süt, margarin ve yoğurt içeceğinden oluşan 'Kalbim Benecol' isimli ürünlerini piyasaya sürdü.

Ülker'in ardından kabızlığı önleyen yoğurt Activia ile boy gösteren Danone de kolesterol düşüren yeni ürünü Danacol'u Türkiye pazarına çıkardı ve sırada tansiyon düşürücü gıdaların olduğunu söyledi.

Bu rekabete Pınar ve Sütaş'ın da katılmasıyla pazarın 100 milyon YTL'ye ulaşması hedefleniyor. Danone Tikveşli Genel Müdürü Serpil Timuray'ın fonksiyonel gıdaların süt tüketimini arttırdığı düşüncesine de katılıyor ve hem tüketici için hem de süt üreticisi için bu tür yatırımların artmasının faydalı olacağına inanıyorum.

Onun oturarak namaz kıldığını gören Ebu Hüreyre sorar:

Ey Allah'ın elçisi! Hasta mısın?

Cevap verir: Hayır, açım.

Bir gün kızı Fatma yeni pişirdiği arpa ekmeğinden bir parça da peygamber babasına götürür.

Hz. Muhammed kızına:

"Vallahi kızım" der "Üç gündür baban bir şey yememiştir."

Bu sırada hem peygamber hem de devlet başkanıdır.

* * *

Kişi az yemeği adet edinince, gelen sıkıntıyı kolay karşılar. Eğer bolluk içinde can beslemişse, bir darlık görünce mihnetten ölür.