Buna göre Esad'ın alternatifi olarak “bir kişi” arayışı, Suriye'nin geleceği için öngörülenin veya reva görülenin yine bir diktatör olacağıydı.
Daha da kötüsü, ortaya çıkan son duruma bakıldığında, ABD'nin kendi planlarını bölgedeki müttefiklerine hiç açmadan, tek taraflı olarak yapıp uygulamaya koyduğu anlaşılıyor. Bu planların içinde Suriye'de, Suriye halkının kendisinin karar vereceği bir gelecek yok. Bu kararı ABD asla Suriye halkına bırakmak istemiyor ve Suriye için uygun gördüğü şey ya yine Esed'in kendisi veya bir alternatif olacaksa Esed türünden bir diktatördür.
PYD ve YPG'nin bu planların içinde önemli bir yerinin olduğu da anlaşılıyor. PYD'nin Esad'ın baştan itibaren desteklemiş olduğu, bütün silahlarını temin ederek sahaya sürmüş olduğu bir örgüt olduğu bir gerçek. PYD tam da bundan dolayı üzerine düşeni hep yaptı ve baştan itibaren Esed'den almış olduğu görevleri hakkıyla yerine getirdi. İşin ilginç yanı, DAEŞ'in de Suriye rejimiyle muvazaalı bir durumu var.
Onca yaşanandan sonra ABD'nin esasen Esed'le veya Esed rejimiyle hiç bir sorununun olmadığı ve onun yaptığı onca katliama rağmen, ABD tarafından halen gözden çıkarılmamış olduğu görülüyor. Tam da bundan dolayı Esed'e baştan beri en sadık muhafızlığı yapan PYD ile gayet iyi anlaşıyor. PYD'ye verilen desteğin bizatihi Esed'e destek olduğunda hiç kuşku yok.
ABD'nin bize anlattığı hikaye, bu politika değişikliğine yol açanın DAEŞ'i n ortaya çıkışı ve kendisi için öncelikli bir tehdit halini almış olduğudur. Bunun üzerine ABD birincil önceliği Esed'le mücadeleye değil, DAEŞ'le mücadeleye vermiş oldu. ABD'li yetkililerden sıkça duyduğumuz bir şey, tam
.
Aslında Esed'le ilişkisi bilindiği halde PYD'nin desteklenmesi aynı zamanda DAEŞ'in de dolaylı olarak desteklenmesi anlamına geliyor, çünkü DAEŞ'in varlık sebebi bizatihi Esed rejiminin kendisidir.
Açıkçası bu çelişkiler bölgede ve dünyada terörü daha fazla azdırmaktan başka bir sonuç doğurmayacaktır.
PYD'nin DAEŞ'le en iyi savaşan bir güç olduğu tezi de, ispatlanmak için bizzat iddia edenlerin elbirliğiyle çalışmasına ve desteğine ihtiyaç duyan koca bir yalan.
Şebbiha
Hava bombardımanlarıyla, sahadaki güçleriyle, tanklarıyla, silahlarıyla önleri açılıyor, sonra bunlar büyük kahramanlar gibi boşaltılan alanlara yerleştiriliyorlar.
Bu esnada kendilerinden hiç bir yardım esirgenmiyor, hiç bir ihtiyaçları eksik bırakılmıyor. Ayıp olmasa gelip o tetikleri de yardımcı güçler çekecek, PYD adına.
.
Yahu kimi kandırıyorsunuz?
Onca medya gücüyle onu sevimli bir kahramana dönüştürürsünüz de, bir anırmasını kesemezsiniz.
Kobani'de sözümona DAEŞ'le savaşırken bütün bu güçlere ilaveten dünyanın medya desteği ve Özgür Suriye Ordusu ile Peşmergenin yardımını bile aldı da DAEŞ'i öyle püskürtebildi. Bilahare hava bombardımanı desteğinde DAEŞ'in bir kaç yıldır ÖSO'ya karşı güçlü bir direnişle elinde tuttuğu Tel Abyad ve Şeddadi'den tek kurşun atmadan geri çekilişi, aralarındaki danışıklı dövüş dansını de ele veriyor, hepsini yöneten aklın bir olduğunu da...
yıllardır elinde tuttuğu
”, dolayısıyla kurtarıcı bir kahraman olarak pazarlanan PYD'ye senaryoya uygun rol yazılmış bile. DAEŞ canavarından hiç kimsenin şimdiye kadar alamadığı Rakka, yine gereken tüm destekler verildikten sonra PYD güçlerine kurtarılacaktır.
Türkiye'de PKK'sıyla Suriye'de YPG'siyle, Kürtleri değil, kendisini tutanları, kendisine bu rolü yazanları temsil ediyor sadece.