|
Allah’ını seven defansa gelmesin artık!
İsmail Kılıçarslan önceki yazılarından birinde
“Biz neden defansa çekildik”
sorusunu yöneltmişti. Biz kimdik ve defansta ne işimiz vardı? Bu arada sorunun muhatabı bendim. Çünkü İsmail abi ile bir araya geldikçe bu mevzuları konuşuruz.
'Mevzular'
diye genelleştirdiğimin farkındayım, birazdan açacağım. Konuşmalar birikince de arada yazıya döküyoruz.
‘Ben bunu yazarım’
diyen yazısını yazmaya başlamıştır zaten. İsmail abi önceki gün yine köşeden bana pas attı. Konuştuklarımızı yazma çağrısı yaptı yani. Çıkış noktası ise vapurdaki karton bardak ve mezarlıktaki İBB logolu yeşil ibrik üzerinden oluşturulan hizmet algısını sorguladığım son yazımdı. Twitter’daki tartışmaların politik yansımalarına değindiğim yazıya farklı kesimlerden farklı geri dönüşler aldım. Uzun zamandır sorguladığım ve daha önce de vurguladığım
“Neden sürekli savunma yapılıyor”
sorusunun yanıtları da vardı mesajlarda.
Fakat genel olarak AK Parti tabanında bir iştahsızlık, isteksizlik, tepkisizlik olduğunu gördüm.
Buna kanıksamayı da ekleyebiliriz. Fakat söylem üretememenin yanıtını ‘hizmete/projeye doymak’ olarak koyamayız. “AK Parti seçmeni hizmetleri neden sahiplenmiyor? İstanbul’daki CHP seçmeninin bir ibriğe verdiği değeri Çanakkale Köprüsü’ne neden vermiyor?” serzenişinin yanıtı
“Çıtayı çok yükseltti, vatandaşı heyecanlandırmıyor”
olamaz yani. Aksine
“Hizmetler tamam ama bana dokunduğunu hissetmiyorum”
diyenlere kulak vermek gerekiyor. Dokunan, yani aslında dokunmayan tarafın ekonomi olduğunu hepimiz biliyoruz. AK Parti seçmeni elbette Boğazları birleştiren köprüleri,
Edirne’den Kars’a tüm ülkeyi baştan aşağıya saran yeni yolları, savunma sanayiindeki atılımları, yerli otomobili, İHA’ları, SİHA’ları görüyor. Gurur duyuyor. Alkışlıyor da. Fakat marketlerde ve çarşı-pazardaki fahiş fiyatlar bu devasa projelerden önce gelip dokunuyor kendisine. İsteksizlik, iştahsızlık, sahiplenmeme de tam burada, marketten çıkarken başlıyor.
Devletler, hükümetler, yatırımcılar uzun vadeli planlar yaparlar. Vatandaş ise an’ı yaşıyor. Anlık çözüm istiyor.
BEĞEN… PAYLAŞ… YA İÇERİK!
Peki, CHP seçmeni de aynı ekonomik düzlemdeyken bir ibriği neden bu kadar büyütebiliyor? Karton çay bardağını sanat adına kutsuyor, büyük önem atfediyor? İsmail Kılıçarslan önceki günkü yazısında “söylem üstünlüğü” meselesine bir kez daha vurgu yaptı. Evet, AK Parti ve tabanı bu zamana kadar sosyal medyada gündemi belirleyen taraf olamadı. Açıkçası uzunca bir süre böyle bir öncelik de olmadı. Krizler patladıkça, FETÖ’nün profesyonel eller maharetiyle çektiği sosyal medya operasyonları gündemi sabote ettikçe, yalanlar, iftiralar, siyasi kumpaslar evlere, kahvehanelere ulaşınca sosyal medyanın siyaset arenasının kaos merkezi olduğu gerçeği ile yüzleşildi. Sonra da teşkilatlar, partili gönüllüler, danışmanlar muhalefet kanadının inşa ettiği algıları boşa düşürmek için sosyal medyaya hızlıca giriş yaptı. Sistem ise büyük ölçüde şöyle işledi:
Twitter hesabı aç, profiline AK Parti yaz, hükümeti savun. Cumhurbaşkanı paylaşım yapınca RT’le, belediye başkanını paylaş, ilçe başkanını beğen…
Tamam, bunlar mutlaka yapılmalı. Peki ya içerik? Yok. Sadece beğen, paylaş. Sosyal medyanın en kıymetli, en samimi, en gerçek tarafı olan içerik üretimi ihmal edildi.
Üzerine düşülmedi. İçerikten kastım ise sivil, karşılığı olan, izlenen, paylaşılan türde olanlar.
AK Parti tabanına hitap edecek, motive edecek, cesaretlendirecek, defansta çakılı bırakmayacak, yalancıyı, sahtekârı, kumpasçıyı, FETÖ’cüyü bir paylaşımla duman edecek kaç tane içerik üreticisi var? Yeri gelmişken sorayım aklınıza kimler geliyor?
Benim aklıma, Almanya’dan buralara yeten ‘Cumhur Frankfurt’tan ötesi gelmiyor.
Herkes defansta. Bir kişi de çıkıp “Allah’ını seven defansa gelmesin artık” demiyor.
SÖYLEMSİZ OYALANMA
Peki, Cumhur’un tam karşısına kimleri koyarsınız diye sorsam? Tek kalemde on kişi yazılır değil mi? Twitter dışına çıkarsanız bu sayı katlanır. Siyaset nedense Twitter’dan ibaret görülüyor.
Doğru, ülkede tüm politik tartışmalar Twitter’da üretiliyor. Peki ya diğer mecralara yansımaları? Şunu fark ettim, Twitter’da tartışmalar hızla Instagram’a kayıyor.
Bu gözlemimi
Yeni Şafak
’ın sayfası üzerinden yapıyorum. 600 bin takipçisi var ve siyasi polemik ve politika içerikli paylaşımları diğer içeriklerden dört-beş kat fazla etkileşim alıyor.
Türkiye’de 40 milyondan fazla Instagram kullanıcısı var ve burası eğlenceli içerik deryası. Fakat öyle görünüyor ki hızla politikleşecek. Gençler gündemi burada yorumluyor.
Sadece politik içerikler üreten çok büyük takipçili fenomen hesaplar var. İnanılmaz izleniyor ve yorum alıyorlar. İzlenme bir yana yorum alıyorlarsa karşılığı var demektir. Demem o ki; AK Parti kitlesi Twitter’da hem söylem geliştiremedi hem de artık oyalanıyor.
Ya da muhalefet kanadı, iktidar gençlere ulaşmasın diye gündelik tartışmaları Twitter’da çıkarıp gündemi buraya hapsedip tüm enerjiyi tüketiyor. Bu meseleyi, bu eksikliği seçimler yaklaştıkça
yine Twitter’da çokça tartışacağız.
#İsmail Kılıçarslan
#İBB
#AK Parti
#CHP
#Twitter
#Instagram
3 yıl önce
Allah’ını seven defansa gelmesin artık!
İslâm’da akıl ve bilim
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü