|
Bayram okumaları

“İnsan bedeninin yapısı yerküreye, kemikleri dağlara, kemiklerdeki ilikleri minerallere, karnı okyanusa, bağırsakları nehirlere, damarları küçük akıntılara, etleri arazilere, saçları bitkilere, saç biten bölgeler verimli topraklara, vücutta saç bitmeyen bölgeler çorak topraklara, yüzden ayaklara kadar uzanan kısım bayındır şehre, sırtı harabeye, yüzün ön kısmı doğuya arkası ise batıya, sağ el güneye, sol el kuzeye, nefes alması rüzgâra, konuşması gök gürültüsüne, bağırması ise yıldırıma, gülüşü gün ışığına, ağlaması yağmura, üzüntüsü ve tasası gece karanlığına, uykusu ölüme, uyanıklığı hayata, çocukluk günleri ilk bahara, bahar günlerine, delikanlılık günleri yaz günlerine, yaşlılık günleri sonbahar günlerine, kocamışlık günleri ise kış günlerine benzer.”

(İhvan-ı Sâfâ/Resail-Risaleler)

“Güzellik Müslümanlar tarafından yeniden keşfedilinceye kadar; onlar yaptıklarını Allah tarafından ortaya konan ve eşyanın mahiyetince sergilenen ilkelerle tesbit edildigi üzere yapmadıkça, “İslamî” adını almayı hak eden herhangi bir kültür ve medeniyet canlanmasının olması asla mümkün değildir.”

(Varolmanın Boyutları/William Chittick)

“11. Yüzyılın büyük sufisi Gazali’ nin ölümünde başucunda hastalığının son demlerinde yazdığı bir şiir bulunmuştu. Şöyle yazıyordu: Ben bir kuşum. Bu vücut benim kafesim fakat onu dünyada yadigar bırakarak uçuyorum.”

(Tasavvuf Nedir?/Martin Lings)

“Harut ve Marut dünya halkının günahını ve kötülüğünü görünce öfkelerinden ellerini ısırıyorlardı. Fakat, onların halkın ayıplarını ve kusurlarını gören gözleri kendi ayıplarını görmüyordu... Çirkin bir adam aynaya bakmıştı, orada çirkinliğini görünce kızmış, yüzünü çevirmişti... Böylece kendini beğenen kişi, sözde din gayretine kapılır, başkasının günahı ile yanar yakılır da kendi günahını, kendi kafir nefsini görmez!”

(Mesnevi Tercümesi/Hazreti Mevlânâ)

“İnsanın kalbi, parlak bir ayna gibidir. Kötü ahlak duman (is) ve zulmet (karanlık) gibidir. O aynayı karartıp kişiyi Allah-u Teâlâ’yı görmekten alıkoyar, arada perde olur. Güzel ahlak ise, kalbe erişip o aynayı günah zulmetinden temizleyen bir nurdur, ışıktır”

(Kimyâ-i Saâdet/İmam Gazalî)

“Bu ayetler yalnızca “ufuklarda,” yani kainatta değildir; aynı zamanda insanların nefslerinde, yani insanın anlama ve hayran kalma yeteneğinde, aşk ve merak duygusunda, hissedilebilen, düşünülebilen ve tecrübe edilebilen her şeyde bulunur. Alem adeta görecek gözü, işitecek kulağı olan­ların Allah’ın ayetlerini tanıyıp, böylece kendi müşahedeleriyle Yaradan’ın Zatına yö­nelebilecekleri uçsuz bucaksız bir kitaptır.”

(Tanrı’nın Yeryüzündeki İşaretleri/Annemarie Schimmel)

“Yaralarımızın en derinde olanlarından biri de insana değer vermesini bilmeyişimizdir. Yaratıkların ulusu olan insana hürmetsizlik, insanlığı düşürür. Hep birbirimize karşı hürmetsiz davranışlarımız, bu düşürme yarışında ilerledikçe cemiyetimiz düşer, düşer ve sonunda her fert birbiri için nefret konusu olur. Bu gayya içinde hayatın mânâ ve değerini düşünmek isteyenler hüsran içinde bunalırlar.”

(Ahlak Nizamı/Nurettin Topçu)
#Bayram
#İhvan-ı Sâfâ
#Resail-Risaleler
#Varolmanın Boyutları
#William Chittick
#Tasavvuf Nedir
#Martin Lings
#Mesnevi Tercümesi
#Hazreti Mevlânâ
#Kimyâ-i Saâdet
#İmam Gazalî
#Tanrı’nın Yeryüzündeki İşaretleri
#Annemarie Schimmel
#Ahlak Nizamı
#Nurettin Topçu
3 yıl önce
Bayram okumaları
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle