|
Büyük İslâm âlimi İbnülemin Mahmud Esad Efendi

Son devrin en meşhur tarihçilerinden ve kitabiyat bilginlerinden biri olan İbnülemin Mahmud Kemal İnal hakkında arkadaşlarla sohbet ettiğim bir sırada kadim dostum ve okul arkadaşım Muhsin Duran, espri kabilinden “Ben de İbnülemin’im” dedi ve doğru söylemiş oldu. Buna göre, babasının adı “Emin” olan herkese “İbnülemin” yani Emin’in oğlu diyebiliriz.

Bu, doğru olmakla beraber “İbnülemin” unvanıyla tanınan ve bilinen en ünlü bilginimiz, yukarıda da belirttiğimiz gibi, Mahmud Kemal Bey’dir. Peki, bu uvanı taşıyan başka ilim adamları yok mu, diye soracak olursanız tabii ki var diye cevap verebilirim. İslam tarihi ve İslam hukuku konusunda derin bilgisiyle tanınan Mahmud Esad Efendi de, İbnülemin Mahmud Esad Efendi diye imza atıyor. Şimdi merhumu biraz daha yakından tanımaya çalışalım:

Bundan yıllar önce, kendisiyle bir mülakat yapmak için eski Başbakanlardan Prof. Dr. Sadi Irmak’tan randevu talep ettiğimde, filan gün, falan saatte Pera Palas’ın lobisine gel demişti. Belirlenen tarihte oraya gittim. Sadi Bey, tanışma faslından sonra hararetli hararetli konuşmaya başladı. İslam tarihinden, Osmanlı tarihinden, son devrin meşhur bilginlerinden hayli bahis açtı. Bu arada yanında bulunan ve yüz hatlarında despotizmin çizgileri açıkça belli olan bir adam durmadan araya giriyor, abuk – sabuk sözleriyle sohbetin halavetini ihlal ediyordu. Bu zatın, 27 Mayıs 1960 askeri darbesinin önemli isimlerinden meşhur General Faruk Güventürk olduğunu daha sonra öğrenmiştim.

Prof. Dr. Sadi Irmak, konuşmasının bir yerinde dayısı Mahmud Esad Efendi’nin de büyük bir âlim olduğunu, başta İslam tarihi olmak üzere, birçok dini ve hukuki eserler kaleme aldığını, özellikle tarihinin son derece orijinal olduğunu söyledi. Ben bu sözleri ilk önce akrabalık gayretiyle sarfedilen övgülere hamlettim. Ama konunun aslını araştırmaktan da kendimi alamadım. Hemen o günden itibaren bu muhterem zatla ilgili araştırmalara başladım. Bir süre sonra İbnülemin Mahmud Esad Efendi’nin hakikaten büyük bir İslam bilgini ve hukuk otoritesi olduğunu öğrendim. Onun burada biyografisini verecek değilim. Çünkü buna sütunum müsait değil. Ben, burada ilim camiasında tanınan büyük insanların şahitliklerine başvurarak merhumun hayatından birkaç pırıltılı tablo sunmaya çalışacağım.

Kendisinden iki yıl “Hukuk-u Düvel” okuyan talebesi ve geleceğin büyük İslam âlimi Ömer Nasuhi Bilmen, İbnülemin Mahmud Esad Efendi’den, “Çok çalışkan, intizamperver bir zattı” diye söz etmektedir. Ahmed Mithat Efendi ve Halid Ziya Uşaklıgil gibi meşhur edebiyatçılarmızla da tanışan ve bir ara birlikte çalışan Mahmud Esad Efendi’yi yine talebelerinden gazeteci Asım Us, şu cümlelerle tanıtmaktadır: “Mahmud Esad Efendi, ilmi kıyafet taşır, sarığını ve cübbesini çıkarmazdı. Bu kıyafetiyle beraber yabancı dillerden tercümeler yapar. İktisat ve Devletler Hukuku gibi derslerin hocalığını üzerine alırdı. Doğu’yla Batı’yı nefsinde birleştiren üstad kimseye benzemezdi.” Demek ki, İbnülemin Mahmud Kemal Bey gibi, İbnülemin Mahmud Esad Efendi de nev’i şahsına münhasır bir kimseymiş.

Hezar gıbda o devr-i kadim efendisine

Ne kendi kimseye benzer, ne kimse kendisine

Eserlerinden dolayı, özellikle “Usul-i Hadis” isimli kitabını yayımladıktan sonra, kendini mektupla tebrik edenlerden biri de Ahmed Cevdet Paşa’dır. Hemen belirteyim, Mahmud Esad Efendi, Cevdet Paşa’nın kızı Fatma Âliye Hanım’la birlikte “Teaddüd-ü Zevcat” adında bir eser kaleme aldı. İslam’da birden fazla evlilik konusuna açıklık getiren bu eser sahasında önemli bir çalışmadır.

Yakın tarihimizin büyük hukuk otoritelerinden Ebu’l – Ula Mardin, “Huzur Desleri” adındaki muhalled eserinde, Mahmud Esad Efendi hakkında şunları sölüyor: “Ömrü boyunca durmadan çalışan bir zekâ harikası, bir bilgi hazinesi olan Mahmud Esad Efendi, hemen hemen bütün ilimlerle meşgul olmuş, çeşitli ilimlere dair bir çok eser yazmıştır. Dindar, haluk, güler yüzlü ve kibar bir zattı. Fevkalâde bir hitabet kudretine sahipti. Telkin gücü pek yüksek, hafızası da zekâsı gibi harikaydı. Unutmanın ne demek olduğunu bilmezdi. Daima ilmiye kıyafetiyle ve sarıklı olarak gezerdi. Arapça’ya ve Farsça’ya hakkıyla vakıf olduğu gibi, Fransızca, İngilizce ve Almanca da bilirdi. Bütün bu bilgileri sırf kendi gayreti ve âteşin zekâsı sayesinde kazanmış, emsali nadir yetişen âlimlerimizdendi.”

Çağdaşı olan İslam bilginleri gibi Mahmud Esad Efendi de haksızlık karşısında susmadı, garazkâr Batılıların kaleme aldıkları iftiranamelere ikna edici cevaplar verdi. Bu konudaki kitabın adı “Müdafa”dır. “Şeriat-ı İslamiye ve Mister Carlyle” ismindeki eseriyle Efendimiz’in tertemiz hayatını toz bulutlarının içine sokmaya çalışan “Kahramanlar” yazarının ağzının payını bir güzel verdi. Adı geçen eser şu satırlarla başlıyor: “Ben İslam’ın aleyhinde garazkâr bir lisan kullanan muterizlerin itirazlarından korkmam. Lakin dost görünüp de İslam’ı takdis ederek kitap yazan kalem sahiplerinin yumuşak bir dille ileri sürdükleri sözlerden dehşete kapılırım. Çünkü garazkârca yazılan bir kitap hiçbir Müslümanın zihnini bulandırmaz. Halbuki dostane yazılan bir eser, İslam’ın hakikatinden habersiz olduğu halde o lisana vakıf olan bir gencimizin eline geçerse kafasında şüpheler uyandırabilir.”

İşte, İbnülemin Mahmud Esad Efendi, böyle büyük bir İslam âlimiydi. Rahmetullahi Aleyh!

#İslam
#Alim
#İbnülemin Mahmud Esad Efendi
il y a 4 ans
Büyük İslâm âlimi İbnülemin Mahmud Esad Efendi
Bizi beş yüz yıl yönettiniz – Hayır, biz yönetmedik
Kara dinlilerle milletin savaşı
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı