Bu manada, kontrollü sosyal hayata altmışlı yaşlarında maruz kalmış, okumaktan başka mesleği, meşrebi, itiyadı bulunmayan biri olarak benim dünyamın kitaplardan, ufkumun da iyi kitapların temininden ibaret olacağı aşikardır. Neticede ben de sanal market, sepete ekleme, sipariş verme, sanal kartla ödeme, kargo, gönderi barkodu ve sipariş takibi vb. normal zamanda hiçbirini öğrenmeye bile bile tenezzül etmeyeceğim dijital terimlerin içinde yüzerek kontrollü sosyal hayat havuzuna dalanların arasına katıldım. Dolayısıyla, şimdi sizlerle paylaşacağım hususlar, yukarıdaki zikredişim esasında bana özel bir dünyadan ibaret ve ufukla sınırlıdır.
Benim iyi bildiğim –ya da terbiyesini iyi edindiğim- şey olarak kitap kağıda dokunmak, mürekkebi koklamak, dokunaklı bir ilk cümleyi bulmanın heyecanıyla onun kapağını aralamak, daha karıştırırken ona okuma sırası belirlemek, kapaka ve cildindeki emeği görmek, yayım bilgisini paylaşabileceğim dostlarımı düşünmektir. Bu gezmeleri kitap sevdalısı bir dostumla birlikte yapmanın veya gezdiğim kitabevlerinde nicedir görmediğim bir dostumla apansız karşılaşmamın verdiği zevkten ayrıca söz etmeme ise zaittir.
Halen kitaba uzak, ama okumaya yakın olduğumuzu unutmadan.