|
Kuraklık, gıda fiyatları ve enflasyon

Hafta başında 2020 yılının geneline ve Aralık ayına ilişkin enflasyon rakamlarını gördük. TÜİK’in açıkladığı verilere göre enflasyon bir önceki aya göre %1,25, bir önceki yılın Aralık ayına göre %14,60 oldu. Böylelikle 2020 yılının enflasyon rakamı da %14,60 olarak gerçekleşti.

PPK TOPLANTI ÖZETİNDEKİ GIDA FİYATLARI VURGUSU
TCMB Aralık ayında 200 baz puan faiz artışı yaptığı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının özetinde enflasyon gelişmelerinde en çok tarım ve gıda alanında yaşanan fiyat hareketlerini ön plana çıkarmıştı. Metinde işlenmemiş gıda enflasyonundaki artışta, mevsim geçişine bağlı arz yönlü unsurların yanı sıra birikimli
döviz kuru
etkileriyle taze meyve ve sebzenin önemli rol oynadığı belirtilmişti.

Hemen birkaç soru soralım; Çiftçinin tüm maliyeti döviz kuru üzerinden mi hesaplanıyor? Mesela Türk Lirası kredi kullanmıyorlar mı? Bu kredilerin toplam kredilerdeki oranı ve maliyeti nedir? Bu maliyetler ürün fiyatlarına yansıtılmıyor mu? Daha da kötüsü bankacılık sistemi uygulamaları yüzünden Türk Lirası kredi alamadıkları zaman finans dışı aktörlerden yüksek faizle elden para almıyorlar mı? Ve nihayet yapılan analizlerde bu ürünleri işleyen işletmelerin finansman maliyetleri hesaba katılıyor mu?

KURAKLIK SORUN OLACAK
Aşağıdaki harita Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı Kuraklık Haritası. Maalesef korkunç bir durumla karşı karşıyayız. Haritaya göre şiddetli kuraklığa bağlı olarak
“acil durum”
söz konusu. Bu durumun ürün arzını olumsuz etkileyeceği aşikâr.
İŞLENMİŞ VE İŞLENMEMİŞ GIDA FİYATLARI

2020 yılı enflasyonun %14,60 olduğu dönemde işlenmiş gıda fiyatlarının %15,52 ve işlenmemiş gıda fiyatlarının %26,34 arttığını görüyoruz. Maalesef bu iki değişendeki momentum da oldukça yüksek. Yukarıdaki kuraklık haritasına bakarak her iki değişkenin 2021’de de enflasyona olumsuz katkı sağlayacağını şimdiden söylemek mümkün.

FAİZ ARTIRALIM MI?

Merkez Bankası’nın yeni yönetimi her fırsatta 1211 Sayılı kanundaki hali ile fiyat istikrarı vurgusu yapıyor ve son iki PPK toplantısında da faiz silahını uzun vadeli etkilerini düşünmeden kullanacağını gösterdi. Aralık ayı enflasyonu da beklentilerin üstünde gelince yine faiz artışı konuşulmaya başlandı. Ancak burada düşündürücü durumlar var. İlki parasal aktarım mekanizmasının gıda fiyatlarını baskılamada etkisi olduğu söylenemez. İkincisi gıda fiyatları zaten kendi ortalamasına kendisi dönüyor. Yani faiz artırımdan bağımsız bir düzeltme söz konusu. Üçüncüsü gıda fiyatlarındaki artışın sorumlusu hemen hemen döviz kuru ilan edilmiş durumda. Ancak Türk Lirası krediler yapılan hiçbir analizde yer almıyor. Bununla birlikte temel gıda fiyatlarındaki artışın talebi kısmaya yönelik faiz artışları ile engellenmesi gibi bir yöntem kabul edilemez. Bu hem dünya hem de Türkiye’deki gıda fiyatları üzerinde etkili olması imkânsız olan bir yöntem. Açıkçası bu işin kolayına kaçmak olur. Hatta faiz artırarak gıda fiyatlarını yukarı da iteriz. Nasıl mı?

Elimizde bu konuya ilişkin ampirik bulgular var. 2006-2016 yılları arasında gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerdeki gıda fiyatlarına ilişkin yapılan analizlerde parasal sıkılaşmanın göreceli olarak maliyet kanalı üzerinden gıda fiyatlarını artırdığı görülüyor. Bu yüzden bir an önce çiftçilerin ve gıda işleyen işletmelerin finansman maliyetlerini aşağı çekecek şekilde faiz hadlerini gözden geçirmeliyiz.

#Kuraklık
3 yıl önce
Kuraklık, gıda fiyatları ve enflasyon
Ceketle kravatı çıkarmak
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit