|
Malazgirt Zaferi ve Ahlat Kitabeleri

Televizyonlardan dinlediğimize, gazetelerden okuduğumuza göre, Malazgirt Zaferi’nin 949. yıl dönümü dolayısıyla 26 Ağustos’ta, Muş’un Malazgirt, Bitlis’in Ahlat ilçelerinde muhteşem törenler düzenlendi. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin yanısıra bazı bakanların da törene katılmasıyla yöre halkı büyük bir coşku yaşadı.

Malazgirt Zaferi ve Ahlat Kitabeleri’yle ilgili bu haberleri okurken ve dinlerken ben de aynı heyecanı yaşadım. Şanlı tarihimizin muhteşem tabloları bir kere daha gözümün önüne geldi. Bu vesileyle Selçuklular’la, Malazgirt Zaferi’yle, Ahlat Kitabeleri’yle ilgili önemli eserler kaleme alan ünlü tarihçilerimizi bir kere daha rahmet dilekleriyle hatırladım. İslam medeniyetinin temellerini Anadolu’da atan Selçuklular hakkında, “Selçuklular Zamanında Türkiye” adıyla harika bir eser kaleme alan Prof. Osman Turan, bu sahanın en önemli isimlerinden biri olarak kabul ediliyor. “Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi Tarihi” isimli iki ciltlik muazzam kitabı ise, tarih şuurunu aşılamasının yanısıra Türklerin İslam medeniyetine ne büyük bir hizmette bulunduklarını, çarpıcı tablolar halinde gözler önüne seriyor. 27 Mayıs 1960 askeri darbesinde Yassıada komutanına attığı tokatla da tam bir kahramanlık örneği sergileyen Osman Turan Hoca’nın hemen bütün eserlerini okuduğum gibi, ilk gençlik yıllarımda birkaç konferansını da dinledim. Kısacası Trabzon’un bu hayırlı evladı Türk tarihinin altın isimlerinden biridir.

Bu sâhanın diğer önemli temsilcilerinden biri ise, Ord. Prof. Mükrimin Halil Yınanç Hoca’dır. Merhumun “Türkiye Tarihi Selçuklular Devri” adlı eseri büyük önem arzetmektedir. Hoca’nın 1928’de Devlet Matbaası’nda Arap harfleriyle basılan “Düsturname-i Enveri” adını taşıyan kitabı da önemli çalışmalarından birini teşkil ediyor. Mükrimin Hoca’nın bu kitabı Paris Milli Kütüphanesi’nde (Bibliyotek Nasyonel) nasıl keşfettiğini “Ayaklı Kütüphaneler”de anlattığım için buraya kaydetme ihtiyacı duymadım.

1930’lu yıllarda, Erzurum Erkek Muallim Mektebi’nde tarih öğretmeni olarak görev yapan Erzurumlu Abdurrahim Şerif’in “Ahlat Kitabeleri” isimli kitabı da Selçuklu dönemine, hâlâ ayakta duran tarihi mezartaşlarıyla ışık tuttuğu için ilmi ve edebi bir kaynak teşkil ediyor. Birkaç yıl önce, bir program için Bitlis’e davet edildiğimde Ahlat Kitabeleri’ni ziyaret imkânını bulmuştum. Sonra Beyoğlu’nda bir sahafta bu belgeler hazinesini görünce hemen satın aldım. Aynı zamanda bir macera romanını andıran kitap hakkında biraz daha bilgi sahibi olmak için yazarının önsözdeki ifadelerine kulak vermek gerekiyor.

Şöyle ki: Abdürrahim Şerif, 1923’ün Eylül’ünde bir yük hayvanına binip öğretmenlik için Bitlis’e hareket ediyor. Yolda, uzaktan Ahlat Kitabeleri’ni görünce gidip inceleme arzusuna kapılıyor. Bitlis’e varınca temasta bulunduğu kişilerden Ahlat hakkında bilgiler alıyorsa da bunlar kendisini tatmin etmiyor. Tatilden istifade ederek bir ata biniyor ve kasabaya bizzat gidiyor. Yerli halkın bile dikkatini çekmeyen bir çok tarihi eser kalıntılarıyla karşılaşıyor ve hemen araştırma inceleme faslı başlıyor. Harap camiler, birçok kümbetler, türbeler, zaviyeler, yıkık mahzenler, mağaralar, ayrıca kale ve hamam enkazlarıyla karşılaşıp büyük bir şaşkınlık yaşıyor.

Türk tarihi için hazineler değerinde olan bütün bu eserlerin yeterince tanıtılmadığını düşünerek üzüntüye kapılıyor. “Mazideki muazzam Türk medeniyet eserlerinin bir kısmını mübarek topraklarında yaşatan Ahlat’ı vatandaşlarıma tanıtmak ve burada yine bir kısım Türklerin tarihi vak’alarına sahne olan hadiseleri mümkün mertebe izah etmek gibi ağır olan bu milli vazifeyi ifa etmek mecburiyetini duydum” diyor.

Dokuz yılını alan Ahlat Kitabeleri’ni yazmak için dört kere İstanbul’a geliyor. Tatillerini İstanbul kütüphanelerinde, vakıflarda ve tapu dairelerinde çalışarak geçiriyor. Profesör Mükrimin Halil Hoca’dan çok yardım görüyor. Vakıfların eski kayıtlar dairesinde araştırma yaparken Amasya tarihinin yazarı büyük bilgin Hüseyin Hüsameddin Efendi azami kolaylığı gösteriyor. Meskûkât (Nümismatik) ve kitabeler konusunda derin vukufu olan Ahmed Tevhid Bey’den önemli bilgiler elde ediyor. Eski müze müdürü Halil Ethem Bey’den yakın ilgi görüyor. Müzenin yayımlanmış olan meskûkât kataloglarını satın alarak bunlardan çok istifade ediyor.

Tapu dairesinin eski kayıtlar mahzeninde belgelere ulaşma konusunda önce zorlukla karşılaşıyorsa da bilahare izin veriliyor. Ancak yazılar okunması çok zor olan siyakat hattıyla yazıldığı için sıkıntıyla karşılaşıyor. Fakat siyakat mütehassısı olan kâtip Hüseyin Efendi’nin yardımıyla bu işi de hallediyor. Ahlat’ın yanısıra Erzurum, Erzincan, Bayburt hakkında da tarihi bilgilere ve belgelere ulaşıyor.

Erzurumlu tarih hocası Abdürrahim Şerif Bey, önsözde, son söz olarak şöyle diyor:

“Umumi Kütüphane ( Beyazıt Devlet Kütüphanesi) Müdürü, aziz hemşehrim İsmail Saib Efendi’den de çok kıymetli bilgiler elde ettim. Hele Ahlatlı Ârif Efendi’nin bu kasabaya dair yazdığı basılmamış risaleyi lütfetmesi çok işime yaradı. Bu muavenetinden dolayı kendisine alenen teşekkür etmeyi; vicdani bir borç telakki ederim.

Mükemmel bir eser vücuda getirdiğime kâni değilim. İğne ile kuyu kazarcasına yaptığım bu çalışmanın gayesi ise, vatanımızın ücra bir köşesini tanıtmak mazhariyetine nail olmaktır. Bu, benim için en büyük bir şeref olacaktır.”

Rabbim, böyle güzel eserler bırakanlardan ebediyen razı olsun!

#Malazgirt Zaferi
#Tapu
#Ahlat Kitabeleri
4 yıl önce
Malazgirt Zaferi ve Ahlat Kitabeleri
“Made in U.S.A” zırvalar...
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü